Silindir biçimindeler.
Yarısından kesilmiş dev silindir, toprağa oturtulmuş. Önünde iki penceresi de var.
Beyaz çadırlar: Beyaz Kent.
Yeşil çadırlar: Yeşil Kent.
Kentler de A mahallesi, B mahallesi, C mahallesi diye ayrılmış... Beyaz Çadırlar Kenti ile Yeşil Çadırlar Kenti'nin isimlendirilmiş sokakları da var. Adapazarı'nda Çökekler'de eski Hendek yolu üzerinde kurulu bu 500 çadırlık kentte Firdevs Akgül, "Burada herşey güzel, her el şefkatli, koruyucu fakat geleceğimiz ne olacak?" diyor. 30 yaşlarında Firdevs Akgül'ün, Adapazarı Tığıcılar Mahallesi'nde kirada oturduğu apartman katı depremle çökmüş. Bir çocuğunu kaybetmiş, eşi mikser operatörü Metin Akgül'le diğer çocuklarını kurtarmışlar.
Bu çadırkentten memnunlar.
Burada 3 bin kişi kalıyor...
Depremde evleri yıkılanlar kışı nasıl geçirecekleri telaşındalar ve kentte herkes, bu çadırkentin özelliklerini anlata anlata bitiremiyor. Aldığım bilgiye göre, Adapazarı Kriz Masası'na başvurmuş 800 aile de bu çadırkente gelmek istediklerini bildirmişler. 2. Zırhlı Tugay, yeni tip soğuk iklim çadırı adı verilen ve eksi 40 dereceye dayanıklı bu çadırları kurmuş. Mahalle aralarına geniş yollar yapılıyor. Su boruları döşeniyor. Tuvaletler yerleştirilmiş, 4 mutfak, 2 banyo ünitesi, çamaşırhane, dinlenme çadırları, okuma salonu, 45 çocuk kapasiteli kreş, 8 subay doktorlu bir hastane... Burası askerlerin kurduğu bir çadırkent, yönetimini sivilleştirip, geri plana çekilen piyade yüzbaşı Deniz Atasay'ın bana verdiği bilgiye göre, deprem felaketine uğrayıp, buraya Kriz Masası'nın yönlendirmesiyle gelip yerleştirilenlerden 4 blok yöneticisi, 20 cadde sorumlusu seçilmiş. Ve çadırkentin yönetimi sivillere bırakılmış.
Kadınlar mutfakta yemeklerin pişirilmesine, çamaşırhanede çamaşırların yıkanmasına, banyonun temiz tutulmasına katkıda bulunuyor. Yöneticiler hergün sabah 9'da toplanıyor, hangi çadırın neye ihtiyacı olduğunu tesbit ediyor ve Yardım Dağıtım Merkezi'ne başvurarak battaniye, masa, sandalye, yastık, koltuk, yatak, yorgan her ne ise getirip çadırkentin ailesine teslim ediyor. Dağıtım Merkezi tamamen deprem felaketine uğramış sivillerin elinde...
Bu en iyisi...
Kargaşa, kıskanma olmuyor.
Yardım malı kapma kuyrukları oluşmuyor ve insanın gururunu incitmiyor. En önemlisi deprem felaketine uğrayıp, yardım edilecek insan durumuna düşmüş olanların da duyguları zedelenmiyor.
Adapazarı...
Çadırkentler şehri oluyor...
20 çadırkent kurulmuş...
En büyüğü Emirdağ Kızılay Çadırkent... Burada 1968 çadır var. Kızılay'ın bildiğimiz çadırları... Bir aileden 4 kişi kalabiliyor. Artezyen vurulmuş, kullanma suyu çıkartılmış, mutfakta kullanılan su arıtmadan geçiriliyor. 180 tuvaleti var. 3 öğün yemek çıkan mutfak çadırları yerleştirilmiş. Tam donanımlı hastanesi, genç doktorları, koşuşturan hemşireleri, psikologları var. Burası da mahalleler halinde kurulmuş ve caddeler isimlendirilmiş. Askerlerinki kadar düzenli değil ve çadırlar eski tip fakat herşey düşünülmüş... Bu kampın sorumlusu Kızılay Adapazarı Şube Başkanı Şaban Koludura, "Adapazarı'ndaki 20 çadırkentin hemen hepsi kış şartlarına göre hazırlanıyor..." dedi.
Bu kış çadırlarda geçecek...
Çünkü yapılan araştırmalardan çıkan sonuçlara göre, prefabrik yapıları kurup, kışı bu yapılarla geçirmek hem vakit kaybı, hem kaynak israfı, hem alan işgali.
Daimi konutlara başlanabilir.
Erzincan'da 5 ayda konutlar yapıldı.
Buralarda da yapılabilir...
Marmara deprem bölgesindekiler, dünya ölçüsünde başarılı olmuş deprem sonrasında yeni bir Erzincan kurulması modelinden yararlanmaya hazırlanıyorlar.
YARIN: Adapazarı'nda varlıklı kesimin birikimi sıfırlandı.
