Tartışmak iyidir
Yargıtay Başkanı Sami Selçuk'un konuşması, değişim yanlıları ile statükocular arasında yeni bir çatışma başlatıyor.
Ama bu çatışmanın statükocular tarafından kazanılması ihtimali yoktur. Çünkü toplum, çağın vazgeçilmezi çoğulculuğu, demokrasi ve insan hakları standartlarını yükselten sivilleşmeyi talep ediyor.
Susurluk'taki kamyondan, hatta deprem felâketinden bile bu özlemine dönük umutlar ve kazanımlar çıkarmaya çalışıyor.
Yargıtay Başkanı'nın yargıç bağımsızlığını cesaretle değerlendiren konuşmasından değilse neyden yararlanacağız?
Yine kamyonlardan ve felâketlerden mi?
İstanbul Üniversitesi Kamu Hukuku Kürsüsü öğretim üyesi Doç. Dr. Oktay Uygun dün isabetli bir hatırlatma yaptı:
"Seçimlerde en sağından en soluna tüm partiler Anayasa'da değişiklikler yapılması, hatta yenilenmesi gerektiğini savunuyordu. Hepsi unutuldu. Sami Selçuk bunları, eskiden başbakanlık yapmış bir Cumhurbaşkanı önünde açıkça anlattı.."
Şüphe yararlı ama..
Yargıtay Başkanı Doç. Dr. Selçuk'un sistemi sorgulayan konuşması 55 sayfaydı. Ama çürütmeci eleştiriler, bu konuşmanın laiklikle ilgili 6 sayfalık bölümüne yöneltildi.
Çünkü irtica tehdidinin yarattığı hazır bir korku vardır ve bu alandaki değişim önerisi, ancak özgür aklın süzgecine girmeden püskürtülebilirdi.. Hele bir de üstüne şüphenin gölgesi düşürülürse, deyme gitsin..
Sami Selçuk geçen yıl Fethullahçı takımın önayak olduğu Abant toplantısına katılmıştı.
Şimdi bu birliktelik piyasaya sürülüyor.
Selçuk, bilimsel nitelikte olduğunu düşündüğü her toplantıya katılmak istediğini söyledi dün. O toplantıya da katılmış, fakat laikliği türban özgürlüğüne indirgeyen sonuç bildirisine itiraz ettiği için imzalamamıştı.
Şüphe toplum için yararlıdır, koruyucudur ama iftiraya uzanmamalı, özgür aklı, özgür tartışmayı kısıtlamamalıdır.
Meselâ Selçuk, kapsamlı konuşmasında 8 yıllık temel eğitim reformuna değinmedi. "Ne düşünüyor?" merakına biz de katılıyoruz.
Ecevit'ten bir ışık..
"Din ve devlet işlerinin ayrılması" laikliğin en basit tarifi.. Türkiye'de devlet Diyanet İşleri Başkanlığı ile dini yönetiyor, din okulları kuruyor, okullara zorunlu din dersi koyuyor.
Ve bu işlere oluk gibi para döküyor.
Özgürlük tarafından bakarak Fazilet, Selçuk'un eleştirisine imzasını atıyor ama değişim gündeme gelse, yani bu uygulamalardan vazgeçilse destekler mi? Desteklemez..
Çünkü o zaman "arka bahçe"lerini finanse edemez, doğacak çoğulculuğu kontrol edemez ve kurur, kaybolur..
Konuşmayı, derin siyaset ve devlet tecrübesi ile Başbakan Ecevit iyi değerlendirmiştir.
Hiç kuşkusuz Sami Selçuk'un eleştiri ve önerileri ile toplumdaki özlemlerin kesişme noktalarını yetkinlikle o saptayacaktır.
Bir çoğunluk iktidarın başı olarak da, toplumda açılan tartışmayı Türkiye'nin geç kalmış değişim ihtiyacını tatmin yolunda kullanmayı bilecektir.
Nitekim dün Anayasa değişikliği için yakında somut önerileri olacağını açıkladı.
Bunları sabırsızlıkla bekliyoruz..