kapat

08.09.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Depremde hayat kurtaracak 6 madde
AKUT Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Dr. Feridun Çelikmen, yurt içinde kurtarma çalışmalarına, yurtdışında deprem tatbikatlarına katılmış, insanların nerelerden ve nasıl kurtarılacağını bilen bir isim. Altı maddeye uyulduğu takdirde depremden en az hasarla kurtulacağımızı söylüyor.

Hâlâ sallanan bir Marmara, hâlâ sallanan bir Türkiye ve fay hattı üzerine yanlış ve çarpık bir şekilde inşa edilmiş binaların içinde hâlâ yaşamakta olan insanlar... Böyle bir ortamda en ufak bir sarsıntıyı deprem sanıyor, çatlamış tavanlara, kolonlara bakıp panik içinde dışarılara kaçıyoruz. Giderek artan psikolojik, psikiyatrik rahatsızlıklar söz konusu.

Tabii tüm bunların bir an önce giderilmesi gerekiyor. Yetkililerin ileriye dönük, huzur ve güven verici bir takım önlemlerle insanları rahatlatması gerekiyor. Depremin olacağını önceden bilemiyor ama depremle her an karşılaşacağımızı biliyorsak depreme karşı hazırlıklı olmak zorundayız.

Depremi görmüş, depremle savaşmayı bilen yani "cepheden" gelen biriyle görüşelim ve bilgilenelim istedik. AKUT Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Dr. Feridun Çelikmen, yurt içinde deprem kurtarma çalışmalarına, Japonya ve Amerika gibi bölgelerde deprem tatbikatlarına, eğitimlerine katılmış, insanların nerelerden ve nasıl kurtarılacağını bilen bir isim. Onun da zaten bir takım önerileri vardı..

İLK YARDIM
Deprem bitti ama korkular, endişeler, panik bitmedi. Anlaşılan o ki bir gün deprem olacak. Ne yapacağız peki?

Dört, hatta altı maddeye uyulduğu takdirde bunlardan bir ders çıkarılacağını düşünüyorum.

Sırasıyla başlayalım o halde.

Birincisi ilk yardım bilgisi. Depremin hemen ardından ilk kritik saatlerde ulaştığımız her noktada halkın canlarını, yakınlarını, akrabalarını kurtarmak için olay yerine ulaştığını gördük. Eksik olan şuydu; kafasına, gözüne tuğla düşmüş, boynu zedelenmiş, beli, ayağı kırılmış insanların nasıl çıkarılması, nelere dikkat edilmesi gerektiğinin bilinmemesi. Dolayısıyla ilk yardım bilgisine herkesin sahip olması gerekiyor. İleriye dönük, kısa vadede, orta vadede planlar yapılmalı bu konuda.

Kısa vadede nasıl ve nerede öğreniriz?

Lise dengi okullara, lise birlere özellikle derslerin başlamadığı dönemlerde, kesinlikle 1 veya 2 saat ilk yardım dersi konulabilir. Konulmalıdır. Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı işbirliği yaparak, mevcut tüm kadrolarını kullanarak -ki bunlar yeterlidir, standart bir kaynak kitap oluşturarak yapılabilir. İsterlerse bizim de bu konuda yardımlarımız olabilir. Bilgilerimizden faydalanabilirler.

İlk yardım bilgisini öğrenmek, sadece deprem için de gerekli değil üstelik.

Türkiye gibi doğal afet bölgesi olan bir ülkede bu bilginin zaten bilinmesi gerekiyor. Yangınlar, su baskınları, trafik kazalarında ilk yardım her zaman hayat kurtarıyor. Kendimize yardım etmeyi bilmeliyiz.

TEK NUMARA
Ya ikinci madde...

İkincisi, her türlü acil yardım hizmetlerinin tek bir numaradan koordine edilmesi. Bunu adamlar keşfetmişler, uyguluyorlar, bu sayede belaları daha az hasarla atlatıyorlar. ABD'de biliyorsunuz her yıl tayfunlar, seller yaşanır. Büyük bir ülke, her eyaletin ayrı bir derdi var. Ama bu önlenemeyen doğal afetler hep, en az hasarla atlatılır. 911 veya 999... Her ülkenin kendi numarası vardır, bu numara arandığı zaman -burası toplanma yeridir de aynı zamanda- polis yöreye en yakın kurtarma birimlerini harekete geçirir. Ordu anında helikopterini devreye sokar ve kurtarma ekibi oraya altın saat denilen ilk bir saat içinde gider. Ve yaşam kurtarılır. Bizde ise bir felaket olduğu zaman insanların olağanüstü performansına kalıyor her şey.

Kargaşa ve karmaşa yaşanıyor.

Hem de nasıl. Oysa sistem olsa, her şey tıkır tıkır yüreyecek. Mesela Los Angeles'taki böyle bir merkezde 250 kişi çalışıyor. Ufak olaylarda bile bunlar sürekli pişiyor, sistem oturmuş oluyor. Böyle bir felakette kriz masası diye bir şeye gerek kalmıyor. Mevcut masanın başına yetkili kişi geliyor; subay veya vali veya polis. Hatta o yetkili gelmeden, ordan burdan sağlıklı veriler gelmeye başlıyor ve mevcut güç anında alarma geçiyor.

Bizde de 112 var.

112 sistemi kör topal yürümekte ama ideal değil. 112 itfaiyeye, polise, sivil savunmaya, her türlü felaketlerde gönüllü hizmet verecek olan sivil toplum örgütlerine entegre değil. 911'ler söylediğim gibi yürüyor. Ve bu sistem sürekli alarmda olacak. Türkiye gibi zaten alt yapısı kötü, kentleşmesi kötü, trafiği kötü bir ülkede, İstanbul gibi büyük metropolde böyle bir sisteme illa ki ihtiyaç var.

JEOFİZİK ETÜD
Geldik üçüncü maddeye...

Büyük kentler, özellikle deprem kuşağında bulunan büyük kentler çok ciddi jeofizik etüdlerden geçirilmeli. Yer yapısının etüdleri yapılmalı. Nereler uygun, hangi binalar dayanıklı? Ve bu işlem çok süratli bir şekilde yapılmalı. Hepimiz görüyoruz; zamanında belli ödünler verilerek, iyi niyetle başını sokmak için gecekondu yapanlar, zamanla gecekondudan apartmanlar diktiler. Onlara birilerinin, 'Bak kardeşim, sen burayı yaptın, tapu bile verildi ama bu yapı, senin gecekondunu taşımaz,' demesi gerekiyor.

"ÜYE ALIMINI 1 EKİM'E KADAR ERTELEDİK"
Size katılmak isteyen çok sayıda insan var. Onların hepsini eğitecek durumda mısınız?

Bizim sorumluluğumuz bayağı arttı. Biz gönüllü derneğiz, ama sorumsuz dernek değiliz. Duyup da laf olsun diye girmek isteyenler var, gerçekten yardımcı olacaklar var. Dolayısıyla 1 Ekim'e kadar erteledik üye alımlarını. Organizasyon ve planlama ile ilgilenmek istiyoruz. Hâlâ bir yerimiz yok. En büyük sıkıntımız bu. Yapacağımız eğitimler ne kadar iyi olursa, sonuç da o kadar iyi olacaktır.

Yeterli sayıda kurtarma aletiniz var mı?

Depremden önce bir tek jeneratörümüz ve bir beton kırıcımız vardı. Deprem esnasında birçok insan destek oldu, yardım etti. Şimdi bir sürü malzememiz var. Bu 1 aylık organizasyon döneminde bunları düzenleyeceğiz. Adana depreminden sonra yine birçok insan aramıştı bizi, yardımcı olmak istemişti ama unutulduk. Bu kez farklı gibi gözüküyor. Umarım bu ivme gelecekte asla ümit etmediğimiz felaketlere daha hazırlıklı olmamızı sağlar.

MADDE 1
İLK YARDIM bilgisi öğretilmeli, öğrenilmeli, herkes bilmeli. Kısa vadede lise dengi okullara, ders yılı başlar başlamaz 1 veya 2 saatlik ilk yardım dersi konulmalı.

MADDE 2
Her türlü acil yardım hizmetleri TEK BİR NUMARADAN koordine edilmeli. 112 sistemi daha aktif bir hale getirilmeli. İtfaiye, sivil savunma, sivil toplum örgütleri buradan yönlendirilmeli.

MADDE 3
Kentlerin JEOFİZİK ETÜDLERİ bir an önce yapılmalı. Büyük kentler, özellikle deprem kuşağındakiler çok ciddi etüdden geçirilmeli. Nereye, nasıl binalar kurulacağı belirlenmeli.

MADDE 4
Tüm inşaatlarda DENETİM yapılmalı ve bu denetim inşaat bitinceye kadar sürmeli. Her kattan örnekler alınmalı ve çarpık kentleşmenin önüne geçilmeli.

MADDE 5
Deprem sırasında EZİLMEYECEK EŞYALARIN YANINA uzanmalı. Kasa, çamaşır, bulaşık makinesi, fırın gibi 1 metre yüksekliği olan eşyaların yanına, anne karnındaki pozisyonda uzanmak hayat kurtarır. Mutfak tezgahları en ideal korunma yerleri.

MADDE 6
Herkesin bir EYLEM PLANI olmalı. Olay olduğunda çözüm üretmek zor ama öncesinde her türlü felakete karşı bireysel bazda bir eylem planı yapılmalı.


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır