kapat

29.08.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
GÜLAY GÖKTÜRK(gokturk@turk.net )


Şer ve hayır

Yakup Nebioğlu, Kırıkhan Gazi Lisesi tarih öğretmeni. Elinde Kızılay'ın verdiği teşekkür belgesi var.

Şimdiye kadar 20 defa kan bağışında bulunmuş. Yakup Bey, bundan bir süre önce Kızılay'a üyelik başvurusunda bulunmuş. Yönetim Kurulu başvurusunu hiçbir gerekçe göstermeden reddetmiş.

"Kızılay'ı dinozorlardan kurtarın, üye olup genel kurulda yönetim değiştirin, diye yazmışsınız. Üye olmak kolay mı" diyor Sayın Nebioğlu...

Sadece Nebioğlu mu... Günlerdir, birçok okur arayarak Kızalay yönetimini gasp eden Kemal Demir ve şürekasının yeni üye kayıtlarını nasıl engellediklerini anlatıyor.

Ama bir yandan da, "Kızılay'a nasıl üye olurum, yol gösterin" diyen mektuplar yağıyor elektronik postama. "Çevremde etkileyebileceğim yüz kişi var. Lütfen üyelik prosedürü hakkında bilgi verin" diyenler... Yönetim Kurulu'nun üyeliği engelleyici tutumuna karşı yasal mücadele vereceğini söyleyenler...

Kurumdaki kokuşmuşluğun birinci elden tanıkları olan Kızılay çalışanları şimdi, bir değişim umuduyla telefona sarılıyorlar. "19 yıldır burada çalışıyorum ve 19 yıldır bir gece rahat uyuyamadım" diyor içlerinden biri. Soruşturma başlarsa elinden gelen yardımı yapacağını söylüyor. Yine kıdemli bir memur olan bir bayan telefonda "Utanıyorum" diyor ve ağlıyor.

Körfez Depremi, Kızılay'ın çürük zemininde 7.4'ten de büyük bir deprem yaratmışa benziyor.

***

Aslında deprem sadece Kızılay'la sınırlı değil. Bu depremle birlikte bütün kof inançlar, boş umutlar, hak edilmemiş güven duyguları sarsılmış durumda. Daha dün, sorgulanamaz addedilen, ebediyen geçerli sanılan kimi değerler çökerken, yeni bir zihniyet filizleniyor.

Örneğin, şoven milliyetçilik depremle birlikte temellerinden sarsılıyor. "Türk'ün Türk'ten başka dostu yok" safsatası gösterilen enternasyonal dayanışma karşısında yerle bir oluyor.

Yıllardır yürütülen kaba saba patron düşmanlığı propagandası da depremden ağır hasarla çıkıyor. Çünkü halk, bu felaket anında, özel sektörün devletten çok daha sorumlu, çok daha hızlı, çok daha organize ve etkili bir çalışma içine girebildiğini gözüyle görüyor. "Şiş göbekli parababaları" akıttıkları oluk oluk parayla, "gözünü kâr hırsı bürümüş halk düşmanları" tanımına hiç de uymayan bir toplumsal sorumluluk örneği sergiliyorlar.

Ve hepsinden önemlisi toplum...

"İstanbul'a kar yağmadan Türkiye'ye kış gelmez" diye bir laf vardır.

Türkiye şimdiye kadar çok deprem yaşadı. Ama onlar Erzincan'daydı, Varto'daydı, Lice'deydi, yani hep uzaklardaydı. Körfez depremiyle birlikte galiba ilk kez Türkiye depremi "yakın tehlike" olarak algıladı. Ve aynı zamanda, bu büyük tehlike karşısında yapayalnız olduğunun farkına vardı.

Şimdi bu travmanın yarattığı hayal kırıklığı ve isyan dönemini yaşıyoruz. Ama bu hayal kırıklığıyla birlikte belki de ilk kez toplum "kendi başının çaresine bakma" bilincine kavuşacak. En azından bu yolda önemli adımlar atacak.

***

Mesut Yılmaz geçen gün bir TV programında Türkiye için en büyük felaketin devlete olan güvenin sarsılması olduğunu söylüyor ve şöyle diyordu: "Depremde yıkılan 200 bin konutu yeniden yaparız. Ama devlete güven yıkılırsa, yeniden yapamayız."

Ben ise bunun tam tersini düşünüyorum.

Devlete olan güvenin sarsılmasında, hem birey, hem toplum, hem de devlet açısından yarar görüyorum.

Çünkü ancak bu güven sarsılırsa birey "Devlet Baba"nın aciz çocuğu olmaktan kurtulup, kendi geleceğini kendi düşünen yetişkin insan gibi davranmaya başlayacak.

Ve belki de ancak böyle köklü bir güven bunalımı, devleti yönetenleri devlette köklü bir değişime zorlayacak. Kutsal devletten teknik devlete doğru geçiş süreci belki de ancak bu yolla açılacak.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır