Hepinize minnettarýz
Bilmem bana katýlacak mýsýnýz; ama öyle sanýyorum ki, hiçbir dönem bugünkü kadar birlik ve beraberlik içinde olmamýþtýk.
Kýbrýs Savaþý'ndaki günleri bile gölgede býrakacak bir coþkuyu ama bu kez acýlý biçimde yaþýyoruz. Herkes ama herkes elinden geleni yapmaya çalýþýyor.
Bütün bu birlik ve beraberlik ortamýnda, bugün sizlere hep bildiðimiz, ama tanýmadýðýmýz, hayranlýk duyduðumuz gerçek kahramanlardan söz etmek istiyorum.
Felâket haberini alýr almaz, okulunu, iþini, anne babasýný hatta çoluðunu çocuðunu býrakýp "bir can kurtarmak" için deprem bölgesine koþan gönüllüler doktorlar, hemþireler, polisler ve askerler halkýn gönlünde taht kurdular.
AKUT ve gönüllüler
Saðlýk Bakanlýðý koltuðunda oturan kiþinin "þov yapýyorlar", "kel alaka" diye tanýmladýðý AKUT üyelerini ve diðer gönüllüleri TV ekranlarýndan izlediniz deðil mi? Siz onlarý bir de olay yerinde canlý canlý görmeliydiniz.
Yaþlarý genellikle 25'i geçmiyor. Pek çoðu 18-22 yaþ arasýnda.
Kýzlar güzel mi güzel, erkekler aslan gibi, yakýþýklý. Belli ki normal hayatlarýnda hýzlý yaþamayý seviyorlar.
Hepsi ana kuzusu. Belki özel yaþamlarýnda gece tek baþlarýna yatmaya çekiniyorlar, ölü görmekten korkuyorlar.
Ama üzerlerindeki tulumlarý, ellerindeki ip ve küçük kazmalarý, baþlarýndaki fenerleriyle enkaz altýna dalarken bunlarýn hepsini unutuveriyorlar. Bir canlýya ulaþabilmek için ölmüþ olanlarla kucaklaþarak hedefe doðru sürünüyorlar.
Pekçok ana baba o yaþlardaki çocuklarýný yalnýz býrakmaya bile çekinirken, bu çocuklar hayatlarýný tehlikeye atarak bir can daha kurtarmaya çabalýyorlar.
Kurtarmak istedikleri kiþiyi tanýmýyorlar bile. Belki o bir profesör belki öðretmen, belki doktor, belki iþçi, belki amele hatta belki hiç sevilmeyen kötü karakterli hain bir adam. Ama bir insan. O gencecik, pýrýl pýrýl yürekler için önemli olan bir can kurtarmak.
Ve onlar, üzerlerine inebilecek yüzlerce ton aðýrlýðýndaki betonlarýn tehditine aldýrmadan gördükleri en küçük aralýktan içeri süzülmeyi sanki yolda yürüyormuþ sakinliði içinde baþarýyorlar.
Doktor ve hemþireler
Çoðu gencecik kýzlar, kadýnlar, erkekler. Günlerce uyumadan yaralýlara þefkat ellerini uzatýyorlar. Belki de hayatlarýnda ilk kez gördükleri aðýr vakalarla karþýlaþýyorlar. Zorunlu olarak en ilkel ortamlarda ameliyatlar yapýyorlar.
Bir de üstüne naz çekiyorlar, iþlerini zorlaþtýran ukalalarla uðraþýyorlar.
Bir þiþe serum almak için hiç üþenmeden, birine talimat vermeden koþup alýyorlar. Enkazda bir canlý haberi alýr almaz fýrlayýp gidiyor ve saatlerce bekleyip çýkabilecek depremzedeye ilk yardýmý yetiþtirmeyi düþünüyorlar
Polisler
Caddelerde, sokaklarda trafiði düzenlemenin yanýsýra enkaz baþýnda, yorgun, bitkin ama dimdik bekliyor, çevre güvenliðini saðlýyor, çýkacak bir yaralýnýn en kýsa sürede hastaneye yetiþtirilmesi için önlem alýyorlar.
Hepsi çok yorgun, ama hiçbiri þikayet etmiyor. Özellikle yerel polis teþkilatýnýn üyelerinin çoðu bizzat kendisi enkaz altýndan çýkýp yetiþmiþ kurtarma çalýþmalarýna, belki karýsýný, çocuðunu, annesini kaybetmiþ, ama belki bir baþka caný kurtarýrýz umuduyla acýsýný yüreðine gömüyor.
Ve askerler
Yurdun kimbilir hangi bölgesinden gelmiþ 20 yaþýndaki yaðýz delikanlýlar, herbiri heykel gibi yapýlý çeþitli rütbelerden subaylar. Bir yandan düzeni saðlamaya çalýþýrken öte yandan oluþturduklarý asker zinciriyle 24 saat aralýksýz çalýþýp enkazý kaldýrmaya ve varsa altýnda kalan bir canlýyý kurtarmaya çabalýyorlar.
Enkazý týrnaklarýyla kazýyan, beton parçalarýnýn içine gömülen Mehmetçik bir savaþ alanýnda verilebilecek destandan bile daha kutsalýný yazýyor.
Ey güzel insanlar
Bütün bu kahramanlar bir can kurtardýklarýnda yaþadýklarý sevinç hepimizin yüreðine su serpti, o korkunç depremi bir an için bile olsa unutturdu.
Ey güzel insanlar; siz bizlere iyiliði, karþýlýksýz vermeyi, insan olmayý yeniden hatýrlattýnýz.
Sizlere ve sizlere destek olmak için ölümü göze alarak felâketin içine korkusuzca dalanlara çok þey borçluyuz
Korkuya gerek yok
Deprem felâketinin ülke ekonomisine açtýðý yara ortada. Ancak bu, Türkiye'nin 15-20 yýl geriye gittiði anlamýna gelmez. Normal zamanlarda bir kuruþluk açýðýn bile ekonomiyi etkilediði söylenebilir, ama bu kez durum farklý ve öyle inanýyorum ki Türkiye ekonomisi sanýlanýn aksine çok hýzlý bir düzelmeye doðru gidecek.
Tarih boyunca pekçok toplum uðradýðý beklenmedik bir felâket sonunda zora düþtü. Ardýndan þunu gördük; her felâket toplumlarý silkeliyor ve insanlar daha aklý baþýnda olarak kendilerini kurtarýyorlar.
Son felâketle birlikte maddi kaybýn çok büyük olmasý kimseyi endiþeye sevketmemeli. Buradan çýkarýlacak derslerle henüz düþünülmemiþ ekonomik önlemlerin alýnmasý, uygulanmasý daha kolay ve hýzlý olacaktýr. Ayrýca tüm toplumu saran birlik ve beraberlik ruhu, ekonomiyi yeniden canlandýrmak için itici bir güç olacak, insanlar fýrsattan yararlanmak yerine topyekžn bir uðraþa gönül vereceklerdir.
Felâket bütün acýlarýyla þamar gibi suratýmýzda patladý. Ama bu tokat Türkiye'yi sersemleten deðil tam tersine dirilten, ayaða kaldýran bir ivme kazandýracak. Ekonominin çok içinde olanlara sorun, göreceksiniz herkesin nasýl bir þevk ve umut içinde olduðunu. Kara senaryolara sakýn itibar etmeyin.