Ve depremlerin tarihlerini de daha önceden saptayabilmek için büyük çabalar harcanıyor.
Bu arada depremlerin tarihini daha önceden saptayabildiklerini söyleyenler ve hatta bunu kanıtlamaya kalkanlar bile var.
Geçenlerde Can Ataklı, Cemalettin Yıldırım adlı bir çaycının, Kocaeli depreminden çok daha önce, kendi el yazısıyla 18-19 Ağustos 1999'da büyük bir deprem olacağını bildiren mektubunun klişesini yayınladı.
Sonra da Yıldırım'ı bulup kendisiyle konuştu. Can, Cemalettin Yıldırım için:
- Sanki bu adamın beynine, kendisinin de tam çözemediği bazı bilgiler yerleştirilmiş gibi... diyordu.
ABD'de de Charlotte King adında bir kadının, 1979'dan bu yana volkanik patlamalarla, 5.0 üstü gücündeki depremlerden 72 saat önce korkunç migren ağrıları çekmeye başladığı gözlendi.
Charlotte King, Mayıs 1980'de Mt. St. Helen püskürmesinden önce de migren ağrılarıyla kıvranmaya başlamıştı.
Bilim adamları King'i incelemeye aldılar. King'in normal insanların algılama olanağı bulunmayan, 2-7 Hz. arasındaki titreşimleri duyabildiği anlaşıldı. Ve Kongre Kitaplığı uzmanlarından Dr. Dodge tarafından, "Migren projesi" diye bir çalışma başlatıldı; bir çok bilimsel kuruluşun ilgilendiği bir proje...
Bir de Honollu'daki Damien lisesinde din ve tarih öğretmenliği yapan Hawai kökenli bir Mike Lee var..
Mike Lee de -hiç bir bilimsel iddiası bulunmadığını belirterek- depremlerin olacağı tarihi, yüzde 40 oranında öngörebildiğini kanıtlıyor.
1996 yılında da ilerde olacak depremlerin tarihlerini belirlemiş ve İnternet'de yayınlamış.
O listede, Ağustos 1999'da Türkiye'de de büyük bir deprem olacağı kayıtlı.
Sanırım Aktüel dergisi, gelecek sayısında bir hayli ayrıntılı duracak bu konu üstünde.
Din ve tarih öğretmeni Lee, Hawai yerli halkının bazı inançlarını değerlendirmeye kalkmış önce..
Yerli halk, gökyüzünde "Pele" adlı bir volkanlar tanrıçasının bulunduğuna inanıyor. Bu tanrıçanın ilerde olacak felaketleri, "Kilokilopoe" denen büyücü kahinlere bildirdiğine de inanıyor.
Ve Lee incelemelere girişiyor. Bin yıl kadar önce, yerli dilinde "Pele" sözcüğünün, "alevler arasındaki Ay" anlamına geldiğini belirliyor.
15 mayıs 1995'deki bir Ay tutulmasında, Dünya'nın gölgesinin Ay'ı nasıl turuncu ve kırmızıya boyadığını görünce, Hawai yerli halkının "Pele" sözcüğünü nasıl türettiğini sezinliyor.
İncil'de de böyle bir açıklama var. İsa'nın çarmıha gerildiği gün güneş tutulmuş. Öğleden saat 3'e kadar sürmüş tutulma. İki gün sonra da büyük bir deprem olmuş..
Mike Lee, Ay ve Güneş tutulmalarıyla, depremler arasında bir ilişki olduğu varsayımından hareket ederek, depremleri daha önceden saptayabilmek için, "Carina software-voyager 2" astronomi programından da yararlanmaya başlıyor..
Ve 2006 şubatıyla martında Türkiye'de büyük bir deprem daha olacağını haber veriyor.
Astrofizikçiler, Ay ve Güneş tutulmalarıyla Arz yuvarlağı üstündeki depremler arasında hiç bir ilişki bulunmadığını bilimsel olarak kanıtlamışlardır.
Jeofizikçiler bu konuda, bir ölçüde kararsız gibidirler.
Ne var ki, bilimcilere göre şimdilik depremleri daha önce saptama olanağı yoktur.
Ancak eski destanların, masalların, hatta batıl inançların, bakırdan altın yapmaya uğraşmış simyacı ve büyücü yöntemlerinin, aynı konulardaki değişik anlatımlı birikimler olarak, pozitiv bilime çok büyük katkıları dokunmuştur..
Kimbilir belki de bir gün, şimdilik pek ciddiye alınmayan bir takım çalışmaların da yardımı dokunacaktır, depremlerin bilimsel olarak daha önceden saptanmasına..
Yaşayanlar görecek, bakalım 2006 şubatıyla martında büyük bir deprem olacak mı Türkiye'de?