Güya devlete karşı işlenmiş suçlar af kapsamına alınmadı..
Adalet devletin temeli ise, ceza adaletini dinamitleyen siyasetçiler, devlete karşı işlenmiş suçların en ağırını, en onulmazını işlemedi mi bu kanunla?
Siyasetçisi yüzünden yargılı infazı işletemeyen bu devlet, şimdi yargısız infazların tahrikçisi, teşvikçisi olmayacak mı?
Büyük umutlarla işbaşına getirdiğimiz bu parlamentonun üyeleri, hiç vicdan azabı çekmeyecek mi?
Milletvekilleri, bir yıldan beri affa itiraz eden milletin yüzüne bakmaya utanmayacak mı?
Adalet zaten infaz yasası ile kör ve topal işliyordu. Cezaların caydırıcı olmadığından şikâyet ediliyordu.
58 bin 581 suçluyu affeden bu yasa, devlete ve kanunlarına saygılı yığınları, adaleti devletin dışında aramaya itecektir.
Adalet, temiz siyaset ve dürüstlük özlemi çeken bir toplumun umutları ile alay etmek değil mi bu gerekçe?
Halka hakaret etmek değil mi?
Cumhuriyet'in 75'inci yılı, nedamet duymaya bile fırsat bulmamış suçluları sokağa salmakla mı kutlanır?
Katiller, çeteler, cezaevinden adam kaçıranlar, devleti, milleti soyanlar, işkenceciler, 2000'li yıllar Türkiyesi'nin vazgeçilmezleri mi siyasetçilerimizin gözünde?
Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, affın topluma barış ve huzur getireceğini söyledi.
Vicdanına ve aklına kabul ettiremeyeceği bir yalanı, demek ki insan siyasetçi olunca kolay söyleyebiliyor..
Depreme karşı daha hazırlıklı olabiliriz. Doğa bize bu zamanı verir.. Ama bu kafaların verdiği zarar, hiç dur durak bilmiyor.
Siz kimin vekilisiniz?
Cumhuriyet tarihinin 46'ncı affını çıkarmak için 24 saat çalışan meclis, sanki milletin değil de suçluların vekili idi..
Müzakere değil, pazarlık yapıldı. Her parti kendi koruduğu suçlular için savaştı.
Sonuçta meclisi, devleti, milleti soyanlar da, Yüce Divan'da hesap vermesi gerekenler de kurtarıldı.
Bu af, meclisin intiharıdır.
Çünkü kanun yapma yetkisi kötüye kullanılmıştır. Meclisin yaptığı kanunların cezalandırdığı insanlar, aynı meclisin yaptığı başka bir kanunla affedilmiştir.
Yani kanunlar katledilmiştir.
Nedamet duymamış suçluların şimdi işleyecekleri suçların tüm kefareti, affı çıkaran meclisin omuzlarındadır.
Ecevit, 75 yaşında kendine feci bir siyasi son hazırladı. 1974 affıyla işlediği suçu nasıl tekrarladıysa, salıverdiği suçlular da onun izinden gideceklerdir.
Onu millet affetmez. Adaletine inandığımız Allah da affetmeyecektir!
Mayıs'ta görev süresinin uzatılmasını bekleyen Cumhurbaşkanı affı veto eder mi?
"Baba" kimin babası, göreceğiz!