kapat

29.08.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Televizyon kahramanı
Okan Bayülgen televizyon kahramanlığına soyunduğunu ve Beyaz gibi emsallerini kıskandırdığını düşünüyor.

Dünden devam

Ebru ÇAPA

Sen bulaştığın her şeyin sağına, soluna, önüne, arkasına, kıyısına, köşesine hakimsin bildiğimiz kadarıyla...

Ama insanlarla çok kavga etmem gerekiyor. Benim krallığım aslında televizyondur. Hem bu kadar egosantrik olacaksın, hem de herkesin her bir bokuna karışacaksın; zor bir şey... En iyi adamlarla çalışmak zorundasın. Türkiye bu açıdan çok zor bir ülke. Bir işte en ufak bir şekilde sıyrılan biri oluyorsa, ille de bir komplekse sahip oluyor. O zaman ben de komplekssiz adamlarla çalışmaya çalışıyorum. .

Televizyon bana hep, "büyük ego"lardan ziyade, "şişman ego"lar diyarı gibi gelmiştir.

Doğru, öyle... Ya ben bu işte çalışıyorum, bu işe vakit ayırıyorum diye bir araba laf ediyorum gördüğün gibi. Ama aslında son kertede, bütün bu televizyon programlarını filmlerde başrol kapayım diye yapıyorum.

Sen hep; "Televizyon nedir ki; fasa fiso," falan gibi laflar edersin ama nedense hep dile getirdiğinden çok daha fazla ciddiye aldığını düşünmüşümdür televizyonu.

Televizyonu ciddiye alıyorum çünkü o işten para kazanıyorum. Efsane derken, senden bir tane daha yoksa, yeter... Beyaz var mesela, değil mi?.. Adamı kıskanamıyorum, hâlbuki kıskanmak isterim. Nesini kıskanayım adamın? Rating'ini mi, yakışıklılığını mı, çok mu komik?.. Benim programımın verdiği iki yıllık arada ortaya çıkan bir adam. Çok da severim, gayet de güzel program yapıyor. Hatta bazen geçiyorum karşısına, kendimden çok daha komik buluyorum. Sonuç? Ben onların hepsini kıskandırıyorum.

Bu kuşağın aidiyeti, hiçbir yere ait olmamak zaten. Tam da onu yakalamış olabilir misin?

Ama ait olmak istiyorlar. Türkiye'deki insanlar, özellikle de gençler, başarısızlık içinde kıvranıyorlar. Tarkan Fransa listelerinde bilmem ne yapmış. Bana ne kardeşim? Fransa listelerinde tutunabilmiş Arap bir adamın başarısı da bana başarı gibi görünmüyor yani. Khaled denen adamdan daha başarılı değil Tarkan; daha başarılı olsa da benim için bir önemi yok. Ya da bir futbol takımının herhangi başka bir futbol takımını yenmesi, sportif bir olaydır yahu... Spor gazeteleri ve hooliganların ülkeleri abartır böyle şeyleri... "Dublajda Dünya birincisiyiz," diye bir cümle sarfedildi ya Türkiye'de! Yabancı ülke filmlerine çok iyi seslendirme yapmasıyla bir ülke gururlanamaz... O başarının da ne olduğu bellidir: Tiyatro sanatçıları aç bilaç dolaşırlarsa, tabii gider seslendirme yaparlar. Türkiye'nin seslendirme konusunda bir başarısı olabilir mi; yabancı ülkelerde Türkçe seslendirilmiş filmler mi gösteriliyor? Müşfik Kenter seslendirme yaparsa, tabii ki iyi olur. İngiltere'de de Lawrance Olivier'ye dublaj yaptırsan, onlarınki de iyi olur. Türkiye herhangi bir teknoloji geliştiriyor mu; hayır... Hakikaten teknolojiyi geliştirmek, doğru dürüst siyaset adamları, doğru dürüst sanatçılar yaratmak lâzım. Bir ressamın başarısı da olmalı bir müzisyen kadar. Sadece Tarkan'ı pop listelerine soktuk diye, ancak Cezayirliler kadar sevinmemiz lâzım.


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır