Tüm bu karmaşa sırasında 24 yıllık eşinden, başka bir kadın yüzünden, boşanıyor. Bir yanda para sıkıntısı, diğer yanda iş stresi, bir de kızının sorunlarını omuzlarında taşıyan kadın, artık sinirlerinin buna dayanmadığını bir arkadaşına anlatıyor. Arkadaşı da ona yoga yapmasını öneriyor. Kitapçıdan yoga ve doğru nefes alıp verme teknikleri içeren bir kitap seçiyor.
Düzenli olarak buradaki egzersizleri uygulamaya başlıyor. Sorunları düşünmeyerek sinirlerini güçlendirme yöntemini benimseyen bu kadının bir sırrı da müzik. Her sabah duşunu aldıktan sonra, her akşam yatmadan önce, en sevdiği CD'yi (bu Hint ezgileri içeren bir derleme) çalıyor. Müziği vücudunun tüm derinliklerinde hissederken bir yandan da oturduğu yerde nefes egzersizleri uyguluyor.
"İşler karışınca adeta panik atak yaşıyordum; kalbim yerinden çıkacak gibi atıyor, sıkışıyor ve terliyordum. Bu heyecanı yaşarken, en iyi bildiğim, en doğru yaptığım şeyleri bile karmakarışık ediyordum. Şimdi önce biraz sakinleşmeye çalışıyor ardından da kafamdaki tüm negatif düşünceleri pozitife dönüştürüyorum. İçim bir anda rahatlıyor ve sorunları birer birer hâlledebilecek gücü kendimde bulabiliyorum."
Düşüncelerinizle ruhunuzu değiştirin
Negatif düşünceler stres ve endişe yaratabilir, kendinize güveninizi olumsuz yönde etkileyebilir. Beyninizde negatif bir düşünce dolaştığını yakaladığınızda onun yerine pozitif bir düşünce yerleştirmeyi öğrenmelisiniz. Bununla amaçlanan olayı unutmak ya da önemsememek değil, başka bir bakış açısı daha bulunabileceğini ortaya çıkarmaktır.
Kendimi mutsuz hissediyorum. Bugün kendime biraz daha özen gösterip, moralimi yükseltecek şeyler yapmalıyım.
Aslında bunun benimle bir ilgisi yok. Bu onun yapısında var. Çünkü diğer insanlara karşı tavrı da aynı.
Her insan hata yapar. Bu, dünyanın sonu demek değil.
Bu işi başaramayabilirim ama tekrar deneyeceğim. Belki her seferinde yeni bir şeyler öğrenebilirim.
Sadece bir saat daha buradayım. Sonra rahat, sıcak ve sessiz evime gideceğim.
Sevgilim aramadı demek ki çok meşgul.
Deprem sonrası davranış biçimleri
Türk Psikologlar Derneği'nin hazırladığı kitapçıkta, depremzedelerin
gösterebileceği tepkiler ve
bunlara karşı öneriler anlatılıyor.
Deprem sonrası gösterilen tepkiler, kişilere göre değişim gösteriyor. "Duygusal", "zihinsel", "fiziksel" ya da "sosyal" olarak gruplanabilecek bu tekpilerin belirtileri ve yapılması gerekenler şöyle sıralanıyor:
DUYGUSAL: Korku, endişe, suçluluk, pişmanlık, öfke, karamsarlık, panik, çaresizlik ve utanç gibi duygular çok derin ve yoğun yaşanır. Bu duygular çok sık değişebilir. Kendinizi sinirli hissedebilirsiniz. Bazen başından yıkıcı olaylar geçmiş kişilerle konuşma ihtiyacı hissederken, zaman zaman da hiç konuşmadan sadece düşünmek isteyebilirsiniz. Bunlar normaldir. Başka insanlarla sık sık konuşmanızın, duygularınızı paylaşmanızın yararı olacaktır.
ZİHİNSEL: Düşünce ve davranışlarınız olayın etkisi altındadır. Yaşadıklarınız gözünüzün önünden gitmez. Her an tekrar deprem olacakmış gibi korku duyabilirsiniz. Kafanız kolayca karışabilir, hafızanızda problemler olabilir. Konsantrasyon zorluğu çekebilirsiniz. Uykunuz, yeme düzeniniz bozulabilir. Ancak güçlü kalmak, çevrenize yardımcı olabilmek için olanaklar elverdiğince iyi beslenmeniz ve dinlenmeniz gerektiğini unutmayın.
FİZİKSEL: Yoğun stresten ötürü vücudunuzda bazı belirtiler ortaya çıkabilir. Baş ağrıları, bulantı ve göğüs ağrısı olabilir. Daha önce tedavi gerektiren tıbbi bir rahatsızlığınız varsa, şiddeti artabilir. Bu durumda tıbbi yardıma başvurunuz.
SOSYAL: İş hayatında, okulda, arkadaşlarınızla ve ailevi ilişkilerinizde sorun yaşayabilirsiniz. Huzursuzluk, güvensizlik, insanlardan uzaklaşma, kendini reddedilmiş ya da terk edilmiş hissetme, aşırı yargılayıcı ve suçlayıcı olma, her şeyi kontrol altında tutma isteği ve genel olarak bir ilgi azalması gibi sorunlar da yaşamınızın bir parcçası haline gelebilir.