kapat

25.08.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Umuda yayın
Gölcük'te enkaz altında bir 'can' saptandı... Kurtarma çalışmalarını CNN canlı yayınladı... 18 saat boyunca, tüm umutlar sönene kadar, dünya Türkiye'de bir 'can'ın kurtarılması için verilen savaşı izledi

Nurhan FIRATLI (SHA)

Siz hiç depremde yıkılmış bina gördünüz mü? Bir bina enkazına bakıp, dış cephesinin rengini anlayamadığınızda, yüreğiniz acıyla burkuldu mu hiç? Enkaz altında bir çok canlı insan olduğunu bilmenize rağmen, hiç bir şekilde yardım edememenin dayanılmaz acısını hissettiniz mi?

Ya hiç, binlerce insanın yaşamını yitirdiği o enkazların altından canlı bedenler kurtarılmasına tanık olup ömrünüze ömür kattınız mı?.. Yüreğinizden yükselen sevinç çığlığını bastırabilmek için dudaklarınızı sıkı sıkı yumdunuz mu?

İşte bunlara tanık oldum, bu duygularla yıprandım Derince, İzmit, Adapazarı, Gölcük, Değirmendere, Yalova, Çınarcık hattında. Derince'yi görünce, "Aman Tanrım" diyerek kapıldığım ilk dehşet, katettiğim her kilometrede dalga dalga büyüdü.

Derince'de ilk enkaz
E-5 Karayolu'nun hemen kenarındaydı gördüğüm ilk enkaz. Öylece bakakaldım. Anlamsızca binanın ne renk olduğunu anlamaya çalıştım. Ama öylesine harman olmuştu ki o koca beton yapı, çevredekilere sormak zorunda kaldım... Otelmiş orası. Gülistan Otel. En az 150 kişi kalmıştı enkazın altında... Hemen yanındaki enkazın da bir dersane olduğu yalnızca bir ucu görünen tek bir sıradan anlaşılıyordu. Yüzlerce sıra olması gerekiyordu orda. Ama hepsi depremle gelen felaket içinde erimişlerdi adeta. Çevredekiler söyledi sonra. Körfez Dersanesi imiş... Ve üç beş bina ötede Özel Marmara Polikliniği'nin yerle bir olan binası. Daha hiç ellenmemişti. İçindekilerle birlikte öylece duruyordu orada...

Tek tek inceledim Derince'deki binaları. Sandım ki her yer böyle. Hepsini dolaşabilirim. Ve tek, bir tek Kızılay çadırı çarptı gözüme. Belli ki, eski bir felaket ya da benzer vesilenin kalıntısı olarak Derince'de kalmış...

Ceset kokusu
İzmit'e geçtim sonra. Tepelerdeki binalar sağlam görünüyordu. Bir umut uyandı içimde, "Abartıldı mı acaba" derken saptığımız bir sokakta dehşet, iliklerime kadar titretti beni. İzmit bitmişti. O koca koca, modern, şık görünümlü binalar yerle bir olmuştu. İlk orada aldım o "ceset" kokusunu. Alabildiğine ağır, alabildiğine kötü bir kokuydu bu. Ama sonra enkazların etrafında dolaşan insanların, yakınlarını arayan insanların o kokuyu hiç duymadığını, duymak istemediğini farkettim. O kokuyu alırlarsa enkaz altında sağ olduğunu umut ettikleri insanlardan vazgeçmeleri gerekiyordu sanki. O kokuyu duymak, sevdiklerinin ölümünü kabullenmekti; öyle düşünüyorlardı. Kokuyu duyunca hissettiğim tiksintiden utanıp devam ettim yola. Ve o kokuyu bir daha hiç duymadım...

Gazete var mı hâlâ?
Gölcük'ün 15 metre denizin altına göçen Kavaklı sahilinde dolaşırken 8-9 yaşlarında üç çocukla karşılaştım sonra. Lağımla deniz suyunun harmanlandığı bölgede dolaşıyorlardı amaçsız. Fotoğraflarını çekince irkildiler önce. Ne olduğunu, fotoğraflarını neden çektiğimi sordular. "Sabah Gazetesi'nde yayınlanacak. Yakınlarınız görür, yaşadığınıza sevinirler" dedim. Biri şaşkın bakakaldı yüzümüze, "Sabah Gazetesi yayınlanıyor mu hala" dedi. Anladım... Dünyası başına yıkılmıştı o çocuğun.

CNN'den umuda yayın
Onları acıları ve tarihten silinip gitmiş kentleri ve unutulmuşluklarıyla başbaşa bırakıp Yalova'ya doğru yola çıkmaya hazırlanırken bir haber geldi heyecan verici. İskele Caddesi'ndeki İnönü Sokak'ta bir enkazdan canlı sesi alınmıştı. Tüm medya saat 18.30 sıralarında gelen bu haberle soluğu İnönü Sokak'ta almıştı. CNN'de vardı orada. Dünyaca ünlü haber kanalının ekibi canlı yayın ekibini kurmuştu iki dakikada. Başkanları Bill Clinton'un kendi haberlerinden etkilenerek Türkiye için yardım kampanyası başlattığını hatırlatıp, "Enkazdan canlı insanların çıkarıldığını anında aktarırsak, bu yardımın daha da artacağına inanıyoruz" diyorlardı.

O 'dinleme' anı
Enkazda Malezya ve KKTC Kurtarma ekipleri görev almıştı. Önce kazmalarla, küreklerle giriştiler işe. Sonra saat 24.00 sıralarında bir dinleme yapıldı. "Dinleme" öyle bir şey ki, o anda sinirleriniz yay gibi geriliyor. Çünkü o an enhkaz altındaki insanın ölü ya da canlı olduğuna karar verilecek, enkazdaki çalışma ona göre devam edecek. Onun için gergin sinirler. Bir çıtırtı, bir sesli nefes alma ya da bir öksürük, enkaz altındaki "canlı"nın kalp atışlarının, herhangi bir hareketinin çıkardığı sesin duyulmasını engelleyebilir, bir yaşama mal olabilir. Herkes kendini olduğu kadar birbirini de kontrol ediyor...

Bir türlü ulaşılamıyor
CNN saat başı canlı bağlanıp an be an aktardı bütün bunları. Ancak bir gariplik vardı. Ses alınıyor ancak "canlı"ya bir türlü ulaşılamıyordu. Deprem sanki hallaç pamuğu gibi atmıştı yedi katlı binayı. Saat 03.00 sıralarında yapılan ikinci bir dinleme de olumlu sonuç verince bu kez iş makinelerinin sayısı arttırıldı. Meksikalı kurtarma ekipleri köpekleriyle gelerek canlı taraması yaptılar. Bu da olumlu sonuç vermişti ve CNN hâlâ yayındaydı... Ancak ilerleyen saatlerle birlikte sinirler de iyiden iyiye gerilmişti. Sabah saat 05.00'de bir dinleme daha, sonra saat 08.00'da bir dinleme daha...

Gözler yaşlı
Bir türlü ulaşılamadı enkaz altındakilere. Bu arada umutlar azalmıştı. CNN ekibinin umutsuzluğu yüzlerinden okunuyordu. Saat 11.00 geldiğinde, arama kurtarma ekipleri çalışmalarına hâlâ devam ettiği halde yayını kestiler. Onlar cihazlarını toplamış giderken, iyice tükenen Malezya ve KKTC'li ekipler de yerlerini bir İspanyol ekibi ile Türk Sivil Savunma elemanlarına bırakıyordu. Çalışmaya onlar devam ediyor ve enkaz altında beş ceset çıkarabiliyorlardı. Ve çalışma, başladıktan tam 26 saat sonra, umutların tamamen tükendiği noktada sona eriyordu. Enkazdan ayrılanların gözleri yaşlı...


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır