kapat

18.08.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
"Sus, yoksa seni polis amcalara veririm."

ULAŞ BIÇAKCI
Çocukken ağladığımızda eğer etrafımızda bir polis de varsa büyüklerimiz tarafından böyle korkutulurduk.

Hala böyle imiş. İstanbul'da Çevik Kuvvet epeyden beri yoğun bir eğitim atağında. Beni de bir kaç kez konuşmacı olarak çağırdılar. Konuşmalarımdan birinde bir polis memuru, "Sayın hocam, geçenlerde nöbette iken, yanımdan geçen bir hanım ağlayan çocuğunu, `Ağlama, sus, yoksa seni polis amcaya veririm' diye korkuttu. İnsanları daha o yaşta polisten böyle soğutmak doğru mu sizce? diye sormuştu.

Maalesef ülkemizde, "polis" sözcüğü de negatif anlamla yüklü sözcükler arasındadır. Aynen; patron/holding (malı götürürler), müşteri (para musluğu), manken (telekız bunlar), medya (reyting uğruna her şeyi yaparlar), müteahhit (inşaatları süründürürler), sanatçı (kadınsa soyunurlar, erkekse top'turlar) sözcüklerinde olduğu gibi.

Tabii ki, bu müesseseler içinde olumsuz sıfatları hak etmiş olan kimseler çıkabilir. Hata, bireysel durumları müesseselerin tümüne yaymaktır.

Çevik Kuvvet, kendi eğitimcileri tarafından eğitiliyor aslen ama enteresan olanı dışarıdan, üniversitelerden ve diğer profesyonel kişi ve kuruluşlardan da polisin kendi bireysel yaşamına da katkısı olabilecek dersler de alıyor. Çevik Kuvvet'ten gelen ilk talebi kabul etmekte zorlanmıştım. Konuşmamın konusu, "Gelecek Zamana Hazırlık" gibi bir konu da olunca, "Acaba ilgi çeker mi?" diye düşünmüştüm.

Ancak konuşmalarının gördüğü ilgiyi, yanımda götürdüğüm bir kaç kitabımın ve notlarımın kapılmasını unutamam. Seminerlerimde bazen büyük şirketlerde çalışan iyi maaşlı katılımcılardan bile, "Siz bizim ne aldığımızı biliyor musunuz?" gibi yakınmalar gelir. Çevik Kuvvet, çok zor fiziki ve maddi koşullarda çalışıyor. Bir polis memuru da bu yakınmayı yapmıştı ama öylesine gerçekçi idi ki: "Sayın hocam, biz, karşıdaki alış veriş merkezinde dolaşmaya çıktığımızda vitrinlerde bir aylık maaşımızla dahi alamayacağımız gömlekler görüyoruz." Bu durumdaki insanların, konuşmanın sonunda onları çekmeye çalıştığım, "Daha iyi polis olacaksınız, söz mü?" şeklindeki coşkuya, olağanüstü coşku ile, "söz" diye nasıl yanıt verdiklerini anlatamam. Ondan sonra bu gömlek hikayesi ne zaman aklıma gelse beni hüzünlendiriyor.

Polis, üzerindeki olumsuz algılamayı ne kadar hak etmiştir bilmiyorum. Çevik Kuvvet'e konuşma yapmaya gideceğimi söylediğim bazı arkadaşlarım, "Ne anlatacaksın ki! Anlatsan anlatsan `Vatandaş acımasızca daha iyi nasıl coplanır' diye bir ders anlatabilirsin" şeklinde şakalar yapmışlardı. Evet onlar ekrandan bize sadece öyle yansıyorlar. Ama benim gördüklerim öyle değildi. Öyle olanların eleneceğine ve Türk Polisi'nin çabaları böyle giderse ki, eğitim ve iyileşme hamleleri sadece Çevik Kuvvet'te değil, çok daha iyi konuma geleceğine inanıyorum.


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır