AÇIL SEZEN
Önümüzdeki çağın bilişim çağı olacağı konusunda herkes hemfikir. Bu çağda, teknolojiyi kullanabilen, teknoloji aracılığıyla maliyetlerini kısabilen firmalar kazanacak. Maliyetlerden tasarruf sağlayabilmek için de büyük bir teknolojik altyapı ve çözüm sistemine ihtiyaç var. Dünyanın en büyük yazılım şirketlerinden Oracle, bu noktadan yola çıkarak müthiş bir atak yaptı. Geçen yıl gelirlerini yüzde 30 artıran, cirosunu da 8.8 milyar dolara yükselten Oracle, Türkiye'de de yüzde 35 ile önemli bir büyümenin altına imza attı. Oracle Türkiye'nin cirosu ise 19 milyon dolar olarak gerçekleşti. Bu büyük başarının altındaki en önemli imza, Genel Müdür Atilla Kıral ve ekibinin. Kıral, başarılarının anahtarını İşte İnsan'a anlattı.
Oracle geçen sene hisse değerini ikiye katladı. Bilgi teknolojileri (IT) sektöründeki düşüş eğilimine rağmen bu artış nasıl gerçekleşti?
IT firmaları uzun süredir hisse geliri açısından düşüşte. Yükseliş trendinden bahsedilmesi de kamuoyunda yapılan en büyük yanlış. 2000 yılı sorunu nedeniyle tüm IT dünyası ve yatırım danışmanları, kitle IT yatırımlarında kısıntı olacağını bekliyordu. Beklentiler çoğunlukla doğru çıktı, ama Oracle'ın gelirleri arttı. Çünkü biz artık veritabanı pazarının eskisi gibi büyümeyeceğini tahmin ettik. Bu arada da Internet firmalarının hisse değerlerinde inanılmaz büyük bir artış oldu. Nedeni, kullandıkları teknolojiydi. Teknolojilerinin vazgeçilmez parçası da Oracle'dı.
Sunduğunuz altyapı ve çözümler bilgi ve işgücünde nasıl bir verim sağlıyor?
Dünyada müthiş bir bilgi akışı var. Ve buna direnmek için yapabileceğiniz çok fazla bir şey de yok. Ama Oracle, 140 ülkede faaliyet gösteren tüm birimleriyle ortak bir karar aldı: Konsolidasyon. Artık her ülke kendi içinde muhasebe, mail-server kullanmak yerine kurulacak 3 ana istasyon aracılığıyla hizmet verecek. Sadece bu işlem sayesinde Oracle'ın sağlayacağı tasarruf 1 milyar dolar. Bunu müşterilerimize de olduğu gibi yansıtabiliyoruz. Yani kendi söküğümüzü dikebildiğimiz için başarılı olabiliyoruz.
Türkiye pazarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye'nin pazar olarak aç olduğu çok ortada. Bizde kişi başına IT harcaması yıllık 15 dolar. Ama örneğin Hollanda'da kişibaşına sadece Oracle harcaması 12 dolar. Yine de çok hızla gelişen bir pazar olduğunu söyleyebilirim. Batıdan yapı olarak farkımız yok. Paranız olduğu ve çözüme inandığınız sürece teknoloji yatırımı yapabilirsiniz. Türkiye geçen yıl büyük sıkıntılar yaşadı. Seçim, hükümet değişiklikleri, Rusya krizi, resesyon...
Bu sıkıntılara rağmen büyüme nasıl geldi?
Oracle'ın gelirlerinin yüzde 30-40'ı kamu sektöründen, yüzde 30-35 finans sektörü, kalanı ise diğer sektörlerden geliyor. Sıkıntılar bu nedenle herkesi etkiledi. Çok gergin bir yıl geçirdik, ama beklentilerimizin üzerinde bir büyüme gerçekleştirdik.
Kamu sektörüyle bu kadar yakın ilişkide bir şirketin yöneticisi olarak devletin kamudaki yatırımlarını nasıl değerlenrdiriyorsunuz?
Bu konuda sıfat genellemesi yapmamak lazım. Kamu sektöründe de bazı inanılmaz iyi projeler, bazı kötü projeler ve bazı facia projeler ortaya çıkabiliyor. Bunların hepsinin kötü olmadığını görmek lazım. Artık batıda bir kavram var: Vatandaş memnuniyeti. Tıpkı müşteri memnuniyeti gibi. Her şeyin Internet üzerinden yapıldığı kentler yaratılmaya çalışılıyor. Ütopik gibi görünüyor, ama değil. Bunlar Türkiye'ye de çok uzak değil..
Dış patentli ürünlerin Türk pazarına adaptasyonunu nasıl sağlıyorsunuz?
Oracle, ürünlerine ülkelerde lokalizasyon yapılmasını kesinlikle istemiyor. Çünkü bu hem yönetimi hem de desteği güçleştiriyor. Türkçeleştirme açısından hiçbir sorun yaşamıyoruz. Çünkü Oracle'ın ana dilleri arasında Türkçe var. Uygulama açısından bazı zorluklar olabilir, ama Oracle ürünleri zaten 7-8 ayda bir değişiyor güncelleniyor. Bunun için sistem mükemmel olarak işliyor.
Sunduğunuz çözümler müşterilerinize nasıl bir rekabet gücü sağlıyor?
Atilla Kıral olarak kişisel inancım, bugün rekabetin müşteriyi iyi tanımaktan geçtiği. Şirketin ön taraftaki birebir iletişimi sağlayan kesiminde bitecek artık her şey. Muhasebe türü arka ofis işleri zaten yapılmak zorunda. Ama rekabetteki üstünlüğü, satış kısmındaki fark yaratacak. Bizim sunduğumuz CRM sistemi, bunu sağlayabiliyor.
Ürünlerinizin tam verimi için müşteri bilinci de çok önemli. Sizce Türk şirketleri yeterli bilince sahip mi?
Ürünlerimizin hangi verimle kullanıldığını ölçümlemiyoruz. Ama şimdiye kadar gelip de, "Bu ürün bu adamlara fazla" diyen kimse olmadı. Belirli şablonlarımız var. Ürün satışı öncesi, satıştan sonra eğitim boyunca şirketlere destek veriyoruz. Önemli olan bizim çözümümüzün şirkete ne kadar uygun olduğu ve ürüne inancın ne boyutta olduğu. Bunlar pahalı yatırımlar, en tepedeki insan bile heyecan duymalı.
Son olarak bundan sonraki hedefleriniz?
Elektronik ticaret (e-commerce) ve Internet bayrağını taşımaya devam edeceğiz. Çözüm sunmaya devam edeceğiz. Teknolojide ise Türkiye liderliğimiz devam edecek. Her zaman büyümeyi hedefliyoruz.