kapat

16.08.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.


Ya dirisi gelseydi!


Futbol pozitif bir oyun... Sürprizler olur ama çok az... Maç 2-0 olmuş, Türk futbolcusunun her zamanki hastalığı... Rakibin üzerine gitsen öldürücü darbeyi vuracaksın, ama onlar dalga geçiyorlar.

Hagi'ye yapılan bir faul, yanlış devam kararı, sonunda doğru bir penaltı düdüğü... Bu sefer 57. dakikaya geliyoruz. Bir Galatasaray hücumu, top Metin'e gidiyor, Selim'in amatörce Arif'e yaptığı hareket ve kırmızı kart. Bu kez G.Saray rahatlıyor.

İki takım arasında kalite farkı var. Bu durumda Trabzonspor'un karar vermesi gerekir. "Ben Galatasaray'dan nasıl puan alırım veya yenerim?" diye... Veya gene karar vermesi lazım, "Ben deve miyim, kuş muyum?"

Bordo mavililer ikisini de yapamadılar. Küme düşen takımlardan aldığın futbolcuları pompalayarak şampiyon olamazsın. Avni Aker'de rakibi hırpalayan Trabzonspor gitmiş, tarihiyle yaşayan, helva gibi bir takım gelmiş. Hami'ye "Ağabeylik yap" demişler, o da bu görevi yürüyerek, sağına soluna emirler yağdırarak yapmaya çalışıyor. Bunu oyun alanı dışında yapsa daha iyi... Zaten 10 kişi oynayan takımdan bir de Selim gidince, geriye kaldılar 9 kişi... Ahmet Suat da, sahada tek futbol oynayan, pres yapan, çalışan Vugrinec'i dışarı alınca Trabzonspor iyice bitti.

Emre-Suat mükemmel çalıştılar. Hagi de hem onları, hem takımı idare etti. Trabzon, G.Saray yorgun gelecek diyordu. Bir de diri gelse ne olurdu?

Bu yıl hakemlere "Futbolcu ve takım ayrımı yapmayın" dediler. Bu ikaz doğruydu. Ama bu, şartlanıp sahaya çıkacaksın demek değil. Adama faul yapılacak vermeyeceksin, tekme atılacak görmeyeceksin. Ne onu yapacaksın, ne de senin gelip boğazını sıkarsa atmamazlık yapacaksın. Vur deyince öldürüyorlar. Futbolcuyla kişilik ispatı mücadelesine girmeyeceksin. Yetki, kuvvet sende. İşte örnek mi, dün geceki Hagi-Erol Ersoy münasebeti...

Trabzonspor Türk futbolu için su kadar, ekmek kadar lazım bir takım. Ama onların yöneticileri hem seyircilerini, hem de kendilerini uyutuyorlar. Çok laf yapıyorlar, icraatları yok. Küçülte küçülte takımı bu hale getirdiler. Buna da hakları yok.

Spor Yazarlari sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır