Tıpkı hisse senetlerinde olduğu gibi, belli bir vadenin üstündeki tahvillerden vergi beyanı istenmeyebilir. Stopaj da sıfır tutulabilir. Bu bazı kişisel yatırımcıları uzun vadeli Hazine kağıtlarına yöneltebilir ve iç borçlanmanın vadesinin uzamasına katkıda bulunabilir. Yatırım araçları içinde vergi farklılığına gitmenin bu yararına karşılık, çok karışık bir durumun yaracatağı olumsuzluk elbette var. Bir yatırım aracında beyan var, diğerinde yok.
* Para getirme hedefi - Maliye Bakanı Sümer Oral, mali piyasalara yönelik vergi düzenlemelerinin amacının yurtdışına kaçan parayı geri döndürmek olduğunu söyledi. Geçen yıl vergi düzenlemelerinden sonra yaklaşık 8 milyar dolar yurtdışına çıkmıştı. Şimdi Mali Milat'ın 3 yıllığına ertelenmesi ve mevduat ile repodan beyanın kaldırılması, gerçekte böyle para girişini teşvik edebilir. Ne kadarı gelir bunu bilemeyiz ama Türkiye'deki reel faizlerin yüksekliği yapılacak düzenlemelerle birleşince yurtiçine para girişini teşvik edeceği açık.
* Para neden kaçtı - Para gelmesine gelecek ama madalyonun öteki yüzünde paranın neden yurtdışına kaçtığı var. Bizim paramız neden dışarı çıkıyor? Faizde en yüksek getiriyi sağlayan enstrümanların Türkiye'de bulunmasına rağmen para dışarı gidiyor.
Geçen yıl 8 milyar doların daha önceki çıkanlara eklenmesiyle 89 milyar dolarlık bir rakama varılıyor. Bu en yetkili ekonomi yöneticilerinden birinin açıkladığı bir rakam. Yani ister vergi deyin, ister güvensizlik Türklerin dışarı çıkardığı para 89 milyar dolara varmış. Bu rakam dış borcumuza yakın. Yanlış kararlar aldıkça bu kaçış zaman zaman artarak, zaman zaman hız keserek devam edebilir. Doğru kararlar ise parayı yurtiçine çeker. Ama dışarıda belli bir stokun her zaman varolacağını baştan kabullenmek gerekir.
* Geriye gitmek - Dünkü yazımızda geçen Temmuz sonunda vergi yasasının yürürlüğe girmesinden sonra yatırım fonlarının bir milyar dolar azalarak 1.3 milyar dolara indiğini belirtmiştik. Türkiye gibi nasıl yatırım yapacağını bilmeyen, tasarrufunu altın, döviz, gayrimenkulle değerlendiren, doğru dürüst kurumlaşmanın sağlanamadığı ülkelerde yatırım fonları hayati öneme sahipken, bu konuda ileriye değil geriye gittik. Kurumsallaşmadan geriye döndük.
* 1 milyar dolar - Geçen yılki vergi düzenlemeleriyle yaklaşık 10 yıldan beri emekleyen yatırım fonlarına ilk darbe vurulmuştu. Fonlar 1 milyar dolar kaybetti. Şimdiki düzenlemelerle ikinci ve öldürücü darbe indiriliyor. Çünkü geçen yıl en azından yatırım araçları arasında bir eşitlik vardı, ayrım yoktu. Şimdi bu eşitlik bozuluyor, bir taraf kollanırken, bir taraf hor görülüyor. Türk Lirası ve döviz mevduatı ile repodan beyanname kalkarken yatırım fonlarında kalıyor. Bu durumda paranın fonlardan iyice çekileceği ve 10 yılda kazanılan bu deneyimin biteceği söylenebilir.
3 Toplumsal ayak - Yatırım fonlarından vazgeçmek demek, özelleştirmeyi blok satış yöntemiyle yapmak, özel emekliliği geliştirmemek, borsada yerli kurumsal yatırımcıyı unutmak anlamına geliyor.
Borsanın toplumsal ayağından yoksun kalınıyor. Bir süre sonra birilerinin ya da devletin aklına elbette yatırım fonları gelecek. Özelleştirmede, özel emeklilikte veya borsada. Ama iş işten geçmiş olacak. O zaman yatırım fonu piyasası canlandırılmak istenirse yeniden ve daha büyük oranda teşvikler verilmek durumunda kalınacak.
Sonuç - "Defolar bedava değildir. Birileri hata yapar ve bunları yaptıkları için onlara ücret ödenir"