Efendilik vatandaşa kalmış!
Kırmızı ışıkta geç, polise yakalan, ceza yazsın.

Sen de pişkin pişkin "Yaz kardeşim cezasını, nasılsa sen yazıyorsun, devlet affedecek" de ve ödeme!

Hiçbir şey olmuyor.

Vallahi durum böyle!

Af kanun tasarısının 2. maddesinin 2. bölümü şöyle diyor:

On iki yıl veya daha az şahsi hürriyeti bağlayıcı bir cezaya yahut böyle bir ceza ile birlikte veya müstakilen para cezasına mahkum olanlar yahut mahkemelerden başka merciler tarafından haklarında para cezası verilenler, fer'i ve mütemmim cezalarıyla, ceza mahkumiyetlerinin bütün sonuçlarını da kapsamak üzere affedilmişlerdir.

Bu durumda "Kırmızı tanımaz Ahmet Bey"in haline bakalım...

Ahmet Bey kırmızı ışık ihlali yapmış, polis yakalamış, dönemin cezası olan 11 milyon 300 bin TL'yi kesmiş.

Trafik cezalarında cezayı on gün içinde ödemeyenlere yüzde 100 faiz uygulanıyor.

Yirmi gün içinde ödemeyenlere yüzde 200 faiz uygulanıyor.

Yani 11 milyon küsurluk ceza oluyor size 33 milyon küsur TL.

Fakat ödeme kardeşim ne gam...

Nasıl olsa af taslağı, hem cezayı hem faizi affediyor.

Neden affediliyor?

Çok açıkcası devlet bunları takip edemediği için!

Maliye Bakanlığı bilgilerine göre yüzde 40'lık bir bölüm cezaları asla ödemiyor. Tahsil edilmeyen trilyonluk trafik cezası var. Bu cezaları tahsil etmenin son durağı aracın satış aşaması, orada ortaya çıkıyor.

Ama "bu vatandaşlar" trafik tescil işleminde hayali adresler veriyorlar.

Devlet başa çıkamadığı için affediyor!

Aaaaa...

Bak şimdi aklıma geldi, bu ikinci madde ile kaçak yapılar için kesilen cezalar da affediliyor. Cezayı belediye yazmış, mahkeme değil, af kapsamında!

Hadi biraz daha ileri gidelim...

Hangi Adalet Bakanı ile konuşursanız konuşun size diyecek ki:

"Hapishanelerin durumu felaket. Adi suçlu giren içerde terorist eğitimi alıyor, oraları terör üniversitesi gibi. Biz hapishanelerin dışına hakimiz ama içine değil!"

Yani adi suçlulara af, bir anlamda potansiyel terörist önleme çabası.

***

Bu yazdıklarımdan çıkacak en iyi sonuç, devletin bir silbaştan "yeniden yapılanma" içinde olabileceği.

Olan oldu, bundan sonra "Yeni düzen!"

Bundan sonra başa çıkacağım, dürüst vatandaş kusura bakmasın!

Aman dürüst vatandaş kendini enayi yerine koymasın.

Bir daha olmayacak.

Bana karşı gelip şimdi yırtanları "uyanıklar" olarak görmeyin vatandaşlarım!

Biz devlet evinin lambalarını açık bırakmıştık, içeride birileri var zannedilip iş yürüsün diye...

Bazıları lambaları açık evde kimse olmadığını gördü, yapacağını yaptı.

Ama onlar özünde yanlış yaptılar, bizim ise affetmekten başka şansımız yok!

Sakın yapanın yanına kalıyor diye örnek almayın.

Efendilik sizde kalsın!

***

Allah'tan böyle affedici devletin affına ihtiyacı olmayan melek gibi vatandaşları çoğunlukta!

Sosyal Sigortalar için ne dendi?

Valla biz politikacılar -hepimiz- bu kaynağı yedik bitirdik şimdi işin içinden çıkamıyoruz, para kalmadı, kusura bakmayın.

Bundan sonra yememeye karar verdik!

Bundan sonra yiyenin cezasını seçimlerde vatandaş versin.

Bir af da kendilerine!

Ah biz melek yürekliler, biz ne yapalım?

Affetmeyeceğiz de ne yapacağız?

Beğenmeyen vatandaş seçimlerde oyunu konuştursunmuş!

Şu anda seçim düşünen mi var?

Herkes istikrar ve icraat bekliyor.

"Bugüne kadar hatalarla gelindi" açıklamaları alkış alıyor.

Sanki o hataları yapanlar uzaydan geldi!

Yine de umutluyuz...

Yine de iyi niyet seziyoruz.

Bizler melek yürekliyiz...

Ama keşke sizlerin kendi kendinizi affettiğiniz, sistemi delenleri affettiğiniz ortamda, bizim de -günü geldiğinde- sizden vazgeçebilme imkanımız olsaydı.

Yok ki yeni bir oluşum.

"Biz değiştik" lafı hâlâ prim yapıyor!

Siz değişe durun...

Vatandaşın büyük çoğunluğu -çok şükür- değişmiyor...

Melek yürekli, devletine milletine saygılı, dürüst, efendi!

Ne şanslısınız!