kapat

06.08.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
YAVUZ DONAT(ydonat@sabah.com.tr )


Pazarlık

İstanbul'dan Ankara'ya uçuyorduk... Fazilet'ten Fehim Adak ile ANAP'tan Güneş Taner de uçaktaydılar... Fehim Adak'a sorduk:

- Hoca'nın eli ne kadar partinin içinde?

- Hoca, partiye hiç karışmıyor.

- Siz... Recai Kutan... Şevket Kazan... Oğuzhan Asiltürk... Prof. Erbakan'ın en yakınlarısınız... Hoca ve sizler, "Recep Tayyip Erdoğan'ın yıldızını" nasıl görüyorsunuz?

- Recep Tayyip Bey kardeşimizdir.

- Yani sandıktan kim çıkarsa, onu bağrınıza basacağınızı mı söylüyorsunuz.

- Evet.

O ana kadar sesiz duran Güneş Taner sordu:

- Fehim Bey... Siz çekirdek kadro olarak... Recep Tayyip Erdoğan'ın önünü açar mısınız?.. Yoksa "sandıktan çıkmaması için" gerekeni yapar mısınız?

Fehim Bey "yok, yok" diye itiraz etti:

- Hoca ile Şevket Bey zaten yasaklılar... Bizim yaşımız ise 70'e geldi... Böyle işlere karışmayız.

***

Fehim Adak ve "çekirdeğin içindekiler" gerçekten "böyle işlere" karışmıyorlar mı?

Soruyu Mesut Yılmaz'a sorduk:

- Hoca'nın eli, Fazilet'in ne kadar içinde?

- Ölçemiyorum... Ama son tahlilde, parti kararlarına hep Hoca hakim oluyor.

- Fazilet'in "hesabı" nedir?

- Hoca'yı kurtarmak.

- Sizin Fazilet'te eliniz var mı?

- Fazilet'in de... Başkasının da içinde elim yok.

- Fazilet'te eski arkadaşlarınız var.

- İyi de... Bizimle ters düştükleri için oraya gittiler.

- Orada da ne kadar huzurlular, belli değil.

- Onları anlıyorum... Güdümlü olmaya tepki göstermeleri doğal.

***

Mesut Yılmaz, Erbakan'la ilgili bir anısını anlatıyor.

Sene 1994.

Özel TV'lerle ilgili Anayasa değişikliği gündemde.

Hoca, Mesut Bey'le konuşuyor:

- Siz de muhalefettesiniz, biz de... Muhalefet demek, hükümetin getirdiği değişikliğe karşı çıkmak demek... Anayasa değişikliğine ikimiz de kesinkes karşı çıkalım.

Mesut Bey "hayır" diyor.

Yılmaz'ın bize bu anıyı anlatmasının nedenine gelince:

- Yani Erbakan, muhalefet olarak, hiçbir Anayasa değişikliğine "evet" demez... Şimdi tahkim konusuna destek vermesi konuşuluyorsa... Kendisi ile ilgili olarak da Anayasa değişikliği yapılması... Yasağının kaldırılması için pazarlık arayışıdır.

- Pazarlık yapılabilir mi?

- Hükümet böyle bir pazarlığa girmeyecek.

***

Öyle ya da böyle Hoca, kendisini gündemde tutuyor.

Ve "Fazilet maymuncuğunu" kullanarak, kendisine vurulan kilidi açmaya uğraşıyor.

Bunu yapabilecek mi?

"Şu anda göründüğü kadarıyla" çok zor.

Ama "derin devlet de" Hoca'ya omuz verecek olursa...

Kilit açılır.

***

Derin devlet "böyle bir politika" izleyebilir mi?

İşin bu bölümü "falcılığa" girer.

Biraz fikir cimnastiğine ne dersiniz?

Recep Tayyip Erdoğan "tırmanıyor."

Hoca'nın çekirdek kadrosunun gücü "Tayyip Bey'in... Yenilikçilerin önünü kesmeye zor yeter."

Ve yenilikçiler gelirlerse...

DYP ve ANAP'ın "bu halinden" yararlanıp... Birinciliğe... İktidara tırmanırlarsa...

Derin devlet rahatsız olmaz mı?

Ve acaba... Derin devlet... Böyle bir gelişmeyi engellemek için...

"Hoca'nın yasağı kalksın... Nasıl olsa partiyi şahlandıramaz... Ayrıca... Hoca ile Tayyip Bey'i kapıştırırız... Parti iyice bölünür" diyebilir mi?

***

Bütün bunlar senaryo tabii...

Ama unutmayalım ki...

1973'te "Demirel'in önünü kesmek için" İsviçre'deki Erbakan'ın önünü açan... Ve onu yeniden siyaset arenasına itekleyen de yine "derin devlet" değil miydi?

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır