|
NECATİ DOĞRU(ndogru@sabah.com.tr
)
|
Tahkimleme!
Hortumlama, horzumlama, ahmetleme, edesleme, civanlama, Yeşilköy Havameydanı'na pistleme, Cumhurbaşkanı'na köşk yaptırırkan huberleme, gökkafesleme, ofisleme, meclisi koltuğundan kalemleme ve mesalayıp nurollama...
Ve gele gele geldik; tahkimleme... Ecevit ile Bahçeli tahkimlemeci... Mesut Yılmaz ise 1993 yılında Tansu Çiller'in Başbakan iken ve PTT'nin T'sini ayırıp 40 milyar dolara satabilmek için Tahkim Yasası'nı çıkartmak istediği sırada karşı çıkmıştı... O zaman karşı çıkmıştı şimdi Mesut Yılmaz da tahkimlemeci.
Tahkimden yana olanlara...
Tahkimlemeci diyorlar.
Ne bu tahkimleme?
Anladıklarımı anlaşılır bir şekilde, bizim apartmanın kapıcısı İlyas'ın da anlayacağı şekilde ve dürüst olarak anlatayım: Türkiye, elektrik enerjisi fakiri bir ülke. Üretimi düşük, tüketimi de düşük. 4 Türk biraraya geliyor ancak bir Bulgar kadar elektrik sarfiyatı yapabiliyor.
Olan tüketilir...
Olmayınca neyi tüketsin?
Dünya Bankası ve OECD'nin enerji raporlarına göre kişi başına yıllık kilovatsaat (kws) elektrik tüketimi ülkelere göre şöyle:
Belçika......... 7 bin 800 kws.
Bulgaristan...4 bin 391 kws.
Fransa......... 7 bin 069 kws.
Kanada.......16 bin 413 kws.
Almanya.......6 bin 400 kws.
İsrail............. 5 bin 300 kws.
Yunanistan... 3 bin 879 kws.
Irak.............. 1.357 kws.
İran.............. 1.159 kws.
Türkiye.........1.259 Kws.
***
Fakirlik ve elektriksizlik...
İkisi atbaşı.
Bir ülke elektrik fakiri ise milli gelir fakiri de oluyor. Türkiye Genel Enerji Raporları'na göre, Türkiye'nin milli geliri (yıllık kalkınma hızı) yüzde 5 artarsa elektrik ihtiyacı o yıl yüzde 10 artıyor. Özetle; Türkiye elektrik üretmek zorunda fakat elektrik, muskayla, duayla, marşla, bol lafla, tankla, tüfekle üretilmiyor. Ya Amazon Nehri gibi, Nil Irmağı gibi debisi yüksek akarsuların çok bol olacak, ya Almanya gibi kömür madenlerin fazla olacak, ya Rusya gibi doğalgazın bitmez tükenmez olacak, ya Arabistan gibi petrolün olacak, ya Fransa, ABD, Kanada, Finlandiya, İsrail gibi nükleer santral kurma becerin yüksek olacak. Bunlar yeteri kadar yoksa o zaman da; Japonlar gibi teknoloji satıp para kazanabilen bir bilimsel çalışma disiplinin, çok kazanıp az harcayan eğitilmiş insan gücün ve laiklik, demokrasi, serbest piyasa ekonomisi, yabancı sermaye, özelleştirmeyi birarada götürecek yüksek ahlâkın olacak. Bunların hiçbiri Türkiye'de yeteri kadar olmadığı için geliyor tahkimleme....
***
Yabancı işadamı Martin...
Yerli işadamı Metin...
Yabancı bankacı Mişon...
Biraraya geliyorlar, makinayı, kazanları, aleti yabancı işadamı Martin koyuyor, parayı yabancı bankacı Mişon koyuyor, inşaatları yapmayı ve ilişkileri çengelmeyi de yerli işadamı Metin sağlıyor. "Türkiye'ye yap-işlet-devret modeli (B.O.T) ya da yap-işlet-sahip ol modeli (B.O.O) imtiyazlı santraller, köprüler, otoyollar, ne istiyorsanız onu yapalım fakat tahkim de isteriz" teklifinde bulunuyorlar. Tahkim şu: Martin-Metin-Mişon bir hakem buluyorlar. Türkiye devleti de bir hakem buluyor. Eğer ilerde bir anlaşmazlık çıkarsa söz gelimi Türkiye devleti; "yahu Martin-Metin-Mişon siz bu santrali bize pahalı soktunuz, ben size paraları biraz geç ödeyeceğim" derse ya da Türkiye Devleti satın aldığı elektriğin fiyatını düşürmeye kalkarsa bu hakemlere gidiliyor. Martin'in-Metin'in-Mişon'un hakemi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin hakemi ile anlaşamazsa ikisi bir olup bir tarafsız hakem buluyorlar ve sorunu çözmeye çalışıyorlar. Haklının hakkını alması için de yabancı bir mahkemeyi görevli kılıyorlar.
***
Niçin?
Türk hakimi rüşvet yer, Türk politikacısı sözünde durmaz, Türk polisi yanlış bilgi verir, Türk devleti taraf tutar diye güvenmiyor. Ecevit-Bahçeli-Yılmaz, "Martin-Metin-Mişon'u" Türkiye'ye çekebilmek için tahkimlemeye "evet" diyorlar ve ona karşı çıkanları da "çağdışı solcular..." diye suçluyorlar. Fakat Martin-Metin-Mişon'un Türkiye'de kurdukları santrallerde elektriği devlete kaç paradan satacaklarını halka açıklamıyorlar? Acaba bu santraller kurulduğu zaman Türk tüketiciler ile Türk sanayicileri elektriği dünya fiyatlarının ne kadar üstünde satın alacaklar? Dünyanın dışında kalamayız diye tahkime evet diyeceksek, pahalı elektrik kullanarak küreselleşme içinde nasıl rekabet şansı ve yaşama imkanı bulacağımızı açıklamıyorlar.
Niçin açıklanmıyor?
Şarık Tara açıkladı
Dünkü yazımız üzerine Enka Holding'in Başkanı Şarık Tara aradı ve yaptıkları santrallerden elde edilecek elektriği devlete kaça satacaklarını açıkladı. Şunları söyledi; "Yabancı Bectel ile Shell şirketleri ve yerli Enka olarak ortaklaşa kurduğumuz Interjen ile İzmir, Gebze ve Adapazarı santrallerini B.O.T modeliyle yapmak için anlaştık. Bu 3 santral Atatürk, Keban ve Karakaya barajlarının toplam üretiminin iki mislinden daha fazla, 32 milyar kilovat saat elektrik üretecektir. Bu elektriği 16 yıl boyunca devlete yani TEAŞ'a ortalama 4.2 centten satacağız. Bu 4.2 centin 2.88 centi Botaş'a ödeyeceğimiz doğalgaz bedelidir. Sizin Martin-Metin-Mişon dediğiniz üç ortağa yatırım, finansman, işletme, amortisman, kâr karşılığı kalan kilovat saat başına 1.32 centtir..."
|
|
Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır
|