kapat

06.08.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
"Kürtlere şans verin"
GÜNEYDOĞU'DA yaptığı Türkiye'de insan hakları ihlalleri olduğuna ilişkin açıklamalarıyla şimşekleri üzerine çeken ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Harold Koh, Ankara'da kendini savundu.

Türkiye'nin yoğun tepkisi sonrasında sözlerine açıklık getirmek zorunda kalan Koh, "Ben Kürt sorunu uluslararası platformda tartışılsın diye birşey söylemedim. Bunun ne anlama geldiğini de bilmiyorum" dedi. Ancak ABD'li diplomat Türkiye'den taleplerini bir bir sıralamaktan da geri kalmadı.

Ecevit hükümetinin insan hakları ve demokratikleşme konusundaki reformlarını yeterli bulmadığını söyleyen Koh, "Kürt nüfus ile uzlaşılamadığı sürece diğer alanlardaki reformlar gerçekleştirilemez" dedi. Koh, şöyle devam etti: "Kürtler kendini ifade özgürlüğü ve kendi çıkarlarını temsil eden siyasi partiler kurma özgürlüğü dahil, uluslararası hukukun bütün insanlığa sağladığı temel insan haklarından yararlanmak ve Türk vatandaşı olarak kalmak istiyorlar. Türkiye'nin toprak bütünlüğünü zedelemek bir yana bu hakları kabul eden ve Kürt topluluğuna ülkenin istikbalinde gerçek bir şans verecek olan kapsayıcı bir politika, Türk devletini güçlendirecektir. ABD, Kürt konularında salt askeri çözümün mümkün olamayacağını iddia etmektedir. Kalıcı her çözüm, demokrasinin genişletilmesi, Türkiye'nin bütün vatandaşlarını tam anlamıyla demokratik, siyasi katılıma teşvik edecek cesur ve yaratıcı siyasal, sosyal ve ekonomik önlemlerde ve Güneydoğu'da fazla ifade özgürlüğünü desteklemekle aranmalıdır."

Apo'nun çağrısı
Koh, bölücübaşı Abdullah Öcalan'ın "Silahı bırakın" çağrısına ilişkin bir soru üzerine, Güneydoğu temaslarında edindiği izlenimin bu çağrı ile yeni bir dönemin başlayacağı yönünde olduğunu söyledi.

Koh, Türkiye'nin Kosova'daki etnik savaşla mücadelede çok önemli bir rol oynadığını hatırlatırken, Ecevit hükümetinden Türkiye sınırları içinde de aynı anlayışı göstermesini istedi. Koh, "Türkiye ülke sınırları dışında demokrasi ve insan haklarını benimsediğini gösterdi. Benim bu ziyaretim Ecevit ve hükümetinin insan hakları savunucularını koruyacağını, işkenceye ve bunu yapanların cezasız kalmasına son vereceğini ve Türkiye'nin Kürtler ile uzlaşma arayışına gireceği konusunda umudumu arttırdı" diye konuştu.

Koh, Ecevit hükümetinin insan hakları konusunu öncelikler arasına almasından duyduğu memnuniyeti de ifade ederek, DGM'lerden askeri yargıçların çıkartılmasını ve devlet memurlarının sorumluluğunun ve işkenceye bulaşanların cezalandırının arttırılması yönelik yasa teklifini memnuniyetle karşıladığını söyledi.

"ABD'nin taahhüdü"
Koh, şöyle devam etti: "Geçmişte kısıtlamaların kaldırıldığı dönemlerde bile insanlar konuştukları için kovuşturuluyordu. Ülkemizde yaşadığımız zorlu tecrübeler bize olumsuz konuşmalara karşılık vermenin en iyi yolunun daha fazla konuşma hakkı olduğunu öğretti. Türk hükümetinden reformları ifade özgürlüğünü kısıtlayan tüm maddelere uygulamasını ısrarla istiyoruz."

Koh, insan hakları ve çalışmadan sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı olarak görevinin dünyanın her tarafındaki insan hakları ihlalleri hakkında ABD Dışişleri Bakanı'na rapor verip tavsiyelerde bulunmak olduğunu söyledi. Bu yüzden Güneydoğu'ya gidip sorular sorduğunu belirten Koh, görüştüğü herkesin kendisine siyasi, kültürel ve dini özgürlükler başta olmak üzere işkence, PKK ve diğer grupların uyguladığı terör, ekonomik gerikalmışlık, zorla köy boşaltmalar ve Türkiye'nin Kürt asıllı vatandaşlarının haklarına ilişkin endişelerini dile getirdiklerini söyledi. Koh, "Kendilerine önemli ve somut iyilleştirmeler yapma çabalarına Birleşik devletlerin desteğini taahhüt ediyorum" dedi.

Koh, şöyle devam etti: "Başkalarının kendi hatalarımızı bize göstermesi bazen ızdırap verici olabiliyor. Ancak biz Amerikalılar bu tarz inceden inceye elemeleri saygıyla karşıladık. Çünkü problemlerimizi çözmeye zorlayan içeriden ve dışarıdan gelen bu eleştiriler bizi daha güçlü kıldı. Türk yetkililerinin ihtiyaç duyulan reformları gerçekleştirme çalışmaları esnasında insan hakları savunucularını, hasım değil müttefik olarak görmelerini ve bu grupları meşru faaliyetlerini yürütürken kısıtlayıcı bağlardan kurtarmaları için teşvik ettim."


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır