Taşlı yollar
Maliye Bakanı Sümer Oral ile ekonomi konuşacaktık... Ama bir süre "eskilere" kaydık... 1980 öncesine... Barlas Küntay'lı günlere.
Rahmetli "kiloluydu."
Çok da "iştahlı."
1980 öncesinde iki Bakan... Dr. Sadettin Bilgiç ile Barlas Küntay "karar" almışlar:
- Rejim yapalım... Kilo verelim.
Yemeğe "çiftliğe" gitmişler.
Atatürk Orman Çiftliği, Merkez Lokantası'na.
Rahmetli demiş ki "buranın su böreği iyidir... Bir dilimle rejim bozulmaz."
Bilgiç demiş ki "buranın tandır kebabı iyidir... Birazcık tandırla rejim bozulmaz."
Sonra, pastırmalı kuru fasulye.
Ardından kaymaklı ekmek kadayıfı.
Ve garsonu çağırmışlar:
- Kahveler sade olsun... Rejimdeyiz... Kahveyi, sakarin ile içeceğiz.
Öğleden sonra Bakanlar Kurulu toplantısında Başbakan Demirel "iki Bakanına" sormuş:
- Rejim nasıl gidiyor?
Rahmetli de "nasıl gittiğini... Çiftlik'te neler yediklerini" anlatmış.
Kabine, basmış kahkahayı.
***
İyi bir baba, iyi bir koca, iyi bir dosttu.
İnançlı bir partici, namuslu bir politikacıydı.
Barlas Küntay'ı hiç unutmayacağız.
***
Üç gün boyunca Afyon'u, Denizli'yi, Aydın'ı yazdık.
Kapanan fabrikaları.
İşten çıkarmaları.
İflasları.
Sümer Oral "okudum" dedi:
-Yazdıklarınız, bir Maliye Bakanı'nın çok dikkat edeceği bir tablo... Nabız Denizli'de atıyor. Denizli'nin, Aydın'ın, Afyon'un düzelmesi lazım.
***
Sümer Oral:
- Mevcut vergi sistemine ekonomik boyut kazandırıyoruz... Durgunluk ancak bu şekilde aşılabilir.
***
Maliye Bakanı'na göre "ekonominin önündeki yollar çok taşlı."
Sümer Bey şimdi taşları ayıklamakla meşgul.
- Taş temizleme nasıl gidiyor Sayın Bakan?
- İyi... Temel dengeler oturacak... Özelleştirme... Tahkim...
- Tahkimde sorun var gibi.
- Yabancı sermaye istiyorsak... Global dünyanın dışında kalmak istemiyorsak... Bu konuya ideolojik pencereden değil, dünya ve Türkiye gerçekleri penceresinden bakmak zorundayız.
***
Sümer Bey'le ekonomi konuştuk ama...
Sohbet sık sık "eskiye" kaydı.
Barlas Küntay'lı anılara.
Önol Şakar (1980 öncesinin Bakanlarından) birgün bize şöyle demişti:
- Barlas'a, Amerika seyahatini... Oteli sor.
Sormuştuk.
Ve rahmetli küplere binmişti:
- Sana anlattı demek... Ben Önol'a gösteririm.
"Olay" şu...
Barlas Küntay'la Önol Şakar Amerika'ya gitmişler.
Aynı otelde, aynı odada kalıyorlar.
Otelin yataklarında "masaj aleti" de var.
Yatağın kenarındaki kumbaraya bir "çeyrek...25 cent" atınca alet çalışıyor.
Geceyarısı Önol Şakar kalkmış, Küntay'ın yatağındaki kumbaraya "parayı" atmış.
Yatakta "titreşimin" başlamasıyla...
Küntay fırlamış:
- Önol, kalk... Kaçalım... Deprem oluyor.
Ve kapıyı açıp fırlamış.
"Küntay'lı anı" öylesine çok ki...
Nur içinde yatsın.