Otelcilik nerede, sen nerede!...
Bodrum'daki Eden Otel'in sahibi Ali Kocaoğlan, Türk ekonomisinin turizmden çok şey beklediği böyle kritik bir dönemde senin yediğin naneye bak!...

Hiç olacak iş mi... Orası otel mi yoksa yol geçen hanımı?...

Ankara'da oturan Pınar Sarp iki kızıyla birlikte, huzurlu ve güzel bir tatil geçirmek amacıyla 30.6.99 tarihinde, sahibi olduğun Eden Otel'e yerleştiler. Tatillerinin daha ikinci gününün akşamı uyurlarken odaya giren hırsız tarafından soyuldular. Paraları, cep telefonu, kredi kartı ve hüvviyetleri çalındı. Sabah uyandıklarında odalarının kapısını açık görünce hemen çantalarına baktılar ve soyulduklarını anladılar. Pınar hanım ve kızları otel görevlilerine konuyu anlattıklarında, aynı gece 5 odanın daha soyulduğunu, üstelik soyulan kişilerin yabancı turistler olduğunu öğrendiler.

Otel görevlileri sadece mağdur insanları dinlemekle yetindiğinden, mağduriyetlerinin giderilmesi için seninle konuşmaya çalıştılar. Ancak sen olayı araştırıp güvenlik görevlilerine haber vereceğine, soyulan insanları "Odanızın kapısını kilitlemeyi unutmuşsunuzdur, her odaya bekçi dikemem ya..." diyerek bir de insanları tersledin. İyi de kardeşim senin otelin yol geçen hanımı?... Odalarını kilitlemeyi unutsalar bile senin otelinde görevli personel yok mu?... Otelinde kalan insanların can ve mal güvenliğinden sen sorumlusun ama bu sorumluluğunun bile farkında değilsin.

Zaten senin gibi insan ilişkileri ve işletme yönetimi zihniyetinden uzak tesis sahipleri yüzünden ülkemize gelen turistler kaçıyor, ondan sonra da turist yok diye feryat ediyoruz. Şimdi sen hırsızlarımı bulursun yoksa insanların mağduriyetini adam gibi giderirmisin bilmem ama ne yapacaksan çabuk yap. Eğer böyle devam edersen otel önlerinde çiçek satarın haberin olsun, benden söylemesi...

Şu Melbo ne biçim yermiş be!...
Ankara'yı ben pek bilmem ama Kızılay'da Melbo adında iyi olarak bilinen bir Restaurant-Bar bulunuyormuş. Geçen akşam nişanlısı ile buraya giden genç bir mühendis, oradaki magandaların meydan dayağını yemeden şans eseri kurtuldu. Nişanlısı ile dans etmek için piste çıkan delikanlı bir süre sonra itilip, kakılmaya başlandı. Daha sonra da tekme-yumruk...

Adı bende saklı olan bu genç mühendis oraya düğün gününü almak için gitmişti. Ama başına sebepsiz olarak gelen bu olay karşısında neye uğradığını şaşırdı. Neymiş, başkasının karısına bakmışmış... Hadi böyle şeyler olur diyelim, yanlış anlaşılmalar herkesin başına gelir. Ama bu firma personelinin genç çifti hırpalayarak yaka-paça dışarıya atması hiç de hoş birşey değil...

Adam gibi lokantacılık, adam gibi gazinoculuk yapmayı ne zaman öğreneceksiniz bilemiyorum. Ama bir gün adama bunun hesabını sorarlar. Genç mühendis, "Ahmet ağabey, eve döndüğümde her tarafım morarmıştı..." diyor. Duydun mu Melbo işletmecisi?... Bu iş bir daha tekerrür ederse seninle başka türlü konuşacağız...