Avukatları aracılığıyla yayınladığı mesajda Öcalan, çatışma ve şiddet ortamının, insan hakları ve demokratikleşme alanındaki gelişmenin önünü tıkadığını belirterek "Çıkmazı aşmak, şiddete son vermeyi gerektirmektedir" dedi.
Terör örgütünün ölüm cezasına çarptırılan lideri, böyle bir durumda diyalog ve uzlaşma aşamasının gelişeceğine inandığını söylüyor.
Ülkeye 15 yıl kan kusturmuş bir teröristin zaten sonlanmaya mahkum edilmiş hayatını şimdi demokrasiye ve insan haklarına adamış görünmesi, inandırıcılık taşıyamaz.
Ama yok da sayılmamalıdır.
Çünkü ülke için önemli olan, terörün kökünü kazımak ve içte, dışta sömürülen bahaneleri ortadan kaldırmaktır.
Buna Apo da katkıda bulunacaksa varsın bulunsun..
Bölücü örgütün çağrısına uyacağı şüphelidir. Çünkü "durumunu zora sokacağını" söyleyerek saldırıların durdurulmasını daha önce istediği halde PKK'nın pusuları, kalleşçe saldırıları sürmüştür.
Bu durum, örgüt elebaşlarının Apo'yu sehpaya götürecek süreci tahrik etmek yolundaki niyetlerini açığa vurmuştur.
Buna rağmen Apo'nun çağrısından örgüt içindeki bölünmeyi hızlandırmak yolunda yararlanma fırsatı vardır ve kullanılmalıdır.
Apo, iyice zayıflamış da olsa gücünü, canını kurtarmaya dönük bir pazarlık kozu olarak kullanmak istiyor.
Dikkat edilecek olursa "Silahlarınızı bırakın ve teslim olun" demiyor. "Şiddeti durdurun ve sınırların dışına çıkın" diyor.
Çağrının anlamı şudur:
"Kuzey Irak'ta ve İran'da toplanın, benim emrimi bekleyin.."
Daha ileri adım
Bu haliyle çağrı, kararlı bir iyi niyet adımı değil, terör şantajına dayalı bir af pazarlığıdır.
Apo geçen ay yine avukatları aracılığıyla "kendisine verilen cezanın infaz edilip edilmemesinden ziyade ülkenin bir nuramalı sorununun çözümü için bazı somut adımların atılmasının önemli olduğunu" söylemişti.
Ama son çağrısı yeterli değildir.
Şimdi gerekli olan, dağdaki teröristleri teslim olmaya özendirecek pişmanlık yasasını bir an önce çıkarmak ve Apo'yu, bu imkânı kullanmaları için adamlarına çağrı yapma mecburiyetini yüklemektir.
Apo yakalanmasaydı da Türkiye bölücü teröre teslim olacak değildi.
Ama Apo'nun yakalanması, bu bedelin olabilecek en asgari seviyeye indirilmesi fırsatını vermiştir.
Türkiye bu fırsatı, hiç bir kompekse kapılmadan kullanmalıdır.
Hiçbir özveri, insan hayatından ve hakkımız olan barış ve huzurdan daha önemli değildir.