Öcalan'ın hesabı Pişmanlık ve Af
Güvenlik birimleri "Öcalan kendini kurtarmaya çalışıyor" derken, DGM Savcısı Şalk da, "Mahkeme kararını verdi, Öcalan'ın çağrısını siyasiler değerlendirsin" dedi
Ersin BAL
Teröristbaşı Abdullah Öcalan'ın, avukatları aracılığıyla PKK'ya verdiği "1 Eylül 1999 tarihinden itibaren silahlı mücadeleye son verin" emri, terör uzmanları ve istihbarat birimlerince "pişmanlık yasası ve af hesabı" olarak yorumlandı.
İmralı Adası'nda yapılan yargılamada idam cezasına çarptırılan Öcalan'ın tarihi karardan kısa bir süre önce, avukatları aracılığıyla PKK'ya, "Barışcıl yaklaşım geliştirin, aksi takdirde benim için kötü olur" talimatı verdiğini hatırlatan istihbarat birimleri, son çağrının sürpriz olmadığını savundular.
Örgütün tavrı önemli
Terör eylemlerinin tırmanmasının Öcalan'ın aleyhine sonuçlar doğuracağına dikkat çeken terör uzmanları ve istihbarat birimlerinin ortak görüşü özetle şöyle: "Öcalan, idam kararının açıklanmasından kısa bir süre önce örgütüne gönderdiği mesajda, Pişmanlık Yasası'ndan açıkca söz etmiş ve yasanın çıkmasının barışçıl yaklaşımlarla mümkün olacağını vurgulamıştı. Öcalan'ın tek umudu kendisini de kapsayan bir pişmanlık yasasının çıkması ve cezasının affedilmesi. Bunu sağlamak için PKK'nın terör eylemlerine son vermesi gerektiğini düşünüyor. Silahlı mücadeleye son verin çağrısının altında bu yatıyor. Bu noktada önemli olan, terör örgütünün çağrıya nasıl cevap vereceği."
Öcalan davasının iddianamesini hazırlayan ve dava sürecinde iddia makamında yer alan Ankara DGM Başsavcı Vekili Talat Şalk ise Öcalan'ın "silahlı mücadeleye son verin" çağrısıyla ilgili değerlendirme yapacak makamın, siyasiler olduğunu söyledi.
Savcılık makamının ve mahkemenin Öcalan davasında üzerine düşen görevi tamamladığını ve kararın verildiğini hatırlatan Şalk, "Dava şu andan Yargıtay aşamasında. Mahkemenin verdiği karar onanırsa, yargının görevi sona erecek. Bunun dışındaki gelişmeler yargıyı değil siyasileri ilgilendiriyor. Öcalan'ın açıklamasını değerlendirecek olanlar da yine siyasilerdir" dedi.
Operasyonlar sürüyor
Öte yandan güvenlik birimleri, Öcalan'ın avukatlarının yaptığı açıklamaların operasyonların seyrini etkilemediğini vurgulayarak "Ama onun bu açıklamaları, kesinlikle PKK'ya karşı düzenlenen operasyonların seyrini etkilemiyor. PKK'ya yönelik operasyonlar aynen sürüyor" dediler. Öcalan, "idam" kararının açıklanmasından kısa bir süre önce PKK'ya gönderdiği mesajda, pişmanlık yasasının çıkması için barışcıl yaklaşımların geliştirilmesi çağrısında bulunmuş, şu mesajları vermişti: "Barışçıl yaklaşımların geliştirilmesi gerekiyor. Ilımlı adımlar atılırsa barış süreci çabuklaşır. Aksi taktirde benim durumum çok kritik bir hal alabilir. Ateşkeslere uyulsun, metropollerde eylem olmasın. Pişmanlık Yasası basite alınacak bir yasa değildir. Barışçıl yaklaşımları geliştirmek pişmanlık yasasının çıkmasını da kolaylaştırır. "
Apo'nun emri
ABDULLAH Öcalan, avukatları aracılığıyla, PKK'lıları 1 silahları bırakmaya çağırdı. Önceki gün İmralı'ya giderek Apo'yla görüşen avukatları Mahmut Şakar, Doğan Erbaş, İrfan Dündar ve Ahmet Avşar, dün Asrın Hukuk Bürosu'nda bir basın toplantısı düzenleyerek, müvekkillerinin açıklamasını duyurdular. Avukatların dağıttığı, "İmralı / Abdullah Öcalan" imzalı metin şöyle: "PKK'yı 1 Eylül 1998'den beri tek taraflı yürütmeye çalıştığı ateşkes sürecinden, 1 Eylül 1999'dan itibaren silahlı mücadeye son vermeye ve güçlerini barış için sınırların dışına çekmeye çağırıyorum. Böylelikle demokratik çözüm yolunda yeni bir diyalog ve uzlaşma aşamasının gelişeceğine inancımı belirtiyorum. Bununla birlikte, tüm devlet ve toplumun ilgili kurum ve yetkililerini, bu barış ve kardeşlik sürecinin başarısı için duyarlı ve destek olmaya, ulusal ve uluslararası hükümet ve kuruluşları da olumlu temelde yardımlaşmaya çağırıyorum."
"Bu kez inancı tam"
Avukat Şakar, bir gazetecinin, "Öcalan'ın şu anda PKK içindeki konumu nedir, çağrıyı hangi sıfatla yaptı?" sorusuna, "Öcalan, çağrıyı PKK Genel Başkanı sıfatıyla yaptı" karşılığını verdi. Şakar, bir başka gazetecinin de, "Daha önceki çağrılardan sonra gerçekleşen saldırılarda çok kişi ölmüştü" şeklindeki tespiti üzerine, "Bu kez inancı tam. (Artık Türkiye'ye cenaze gelmesin) inancında..." dedi. Öcalan'ın pratik anlamda örgütü yönetme durumunda olmadığını kaydeden Şakar, ancak bu çağrıdan sonra örgütün 1 ay içinde gerekli hazırlığı yapacağını sandığını söyledi.
Öcalan'ın PKK'lılara yönelik "Sınırdışına çıkın" çağrısıyla hangi ülkeleri kastettiğinin sorulması üzarine, Şakar, "O konuda bir bilgi vermedi" dedi. Şakar, bu çağrının bir başlangıç olduğunu da savunarak, Öcalan'ın tespiti üzerine tartışmaların başlayacağını kaydetti ve "Öcalan, bütün çağrılarına sonuç almayı düşünmüyor. Ama bu çağrıyı yapmayı ahlaken ve siyaseten doğru buluyor" dedi. Şakar, "Neden (Teslim olun) değil de (Sınırdışı olun) çağrısı yapıyor?" sorusunu cevaplanrırken, bunun basit bir polisiye sorun olmadığını söyledi. Gelişmenin önündeki en önemli engelin "silahlı terör" olarak gösterildiğini ifade eden Şakar, çatışma ortamının tasfiyesinin demokratikleşmeyi getireceğini, bunun da sözde "Kürt sorunu" konusunda diyalog ortamı sağlayacağını ileri sürdü.
Bir gazetecinin, "Öcalan'ın çağrısı karşılık görmezse, ikinci aşama ne olacak?" yolundaki sorusuna da Şakar, "Öcalan, çağrının karşılık göreceğine inanıyor" karşılığını verdi. Şakar, "Bizim avukatları olarak görüşümüz, Öcalan barış konusunda samimi..." dedi.
DÜNYA NE DEDİ?
Dış basında FLASH...
Apo'nun PKK'lılara silahı bırakın ve Türkiye dışına çekilin şeklindeki açıklaması dış ajanslarda ilk haber oldu.
REUTERS haberi dün saat 13.25'te şöyle duyurdu: Öcalan'ın çağrısı, PKK'daki liderliği ile ilgili bir sınav olacak. Öcalan mahkemede verdiği ifadede, teröristleri dağlardan indirebileceğini, asıldığı takdirde ise çok kan döküleceğini söylemişti. Apo'nun son çağrısı ile PKK üzerinde ne kadar etkisi kaldığı anlaşılacak.
AFP'nin haberi ise şöyle: "Apo, PKK üyelerine silahlarını bırakıp, Türkiye topraklarından çekilmesi çağrısını yaptı. Ancak teröristlerin hangi ülkeye gidebileceği konusu belirsiz. Açıklamayı yapan Öcalan'ın avukatları detayları belirtmediler. PKK ile müzakere etmeyi baştan beri reddeden Türk yetkililer ise açıklamayı kulak arkası ettiler."
CNN televizyonu, açıklama yapıldıktan iki saat sonra Internet'teki sitesinde Associated Press ajansı kaynaklı şu haberi yayınladı: "Öcalan'ın açıklaması, teröristlerinin tütün tarlası işçilerini taşıyan otobüse saldırıp 6 kişiyi öldürmesinden sonra geldi. Ancak PKK'lıların, Öcalan'ın 1 Eylül'den itibaren silahları bıraktırma çağrısını dinleyip dinlemeyecekleri belli değil. Bu çağrı, 1 Eylül 1998 tarihli örgütün ilk tek taraflı ateşkes ilan ettiği tarihle çakışıyor. "
Apo'nun PKK'ya yönelik "silahları bırakın" çağrısı İngiliz televizyonlarında haber bültenleri ve teletekstlerde yer aldı. BBC ve SKY News televizyonları, haberi verirken Apo'nun örgüt üzerindeki etkisi ile ilgili bir sınav olacağı yorumu yer aldı.
SİYASİLER NE DEDİ?
DSP: Pazarlık yok MHP: Vız gelir
GENEL af karşılığında PKK'ya 1 Eylül'den itibaren silah bırakma çağrısı yapan Abdullah Öcalan'a Hükümet üyeleri ve milletvekillerinden sert tepki geldi.
Şu anda tartışılmakta olan af tasarısının iskeletini geçen dönem hazırlayan DSP'li Milli Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu "Türkiye Cumhuriyeti hiç kimseyle pazarlık etmez" dedi. Bostancıoğlu şu değerlendirmeyi yaptı:
"Affı çıkarma sebepleri ve gerekçeleri bellidir. Bir terör örgütü ve onun başıyla silahı bırakın ya da bırakmayın diye pazarlık edilemez. Silahları bırakıp gelsinler. Bağımsız yargının önüne çıksınlar. Sayın Genel Başkanımızın söylediği gibi, olaylara karışmamış, istemeden örgüte katılmış, kandırılmış insanlar dağdan insinler. Onlar için pişmanlık yasası hazırlanıyor."
Öneriye ilişkin MHP'nin yaklaşımını Sağlık Bakanı Osman Durmuş özetledi: "Bu çağrı vız gelir, tırıs gider. Giden 30 bin şehidi geri getirebilirler mi?"
"Sözü ciddiye alınmaz"
MHP'li Meclis İdare Amiri Ahmet Çakar ise, "Apo'nun tam cezası kesinleşirken böyle bir karar alması siyasidir. Dağdakilerin inmesini hepimiz istiyoruz. Ama Apo kendini kurtarmak için bunu söylüyor. Unutulmamalı ki, su uyur, düşman uyumaz" dedi. DYP Milletvekili, Olağanüstü Hal eski Valisi Hayri Kozakçıoğlu'nun değerlendirmesi şöyle:
"Bazı eylemlerin sorumluluğu sorulduğunda Abdullah Öcalan, zaman zaman örgüte hakim olamadığını, kendi bilgi ve talimatı dışında saldırılar yapıldığını söylemiş, suçu başkasına atmıştı. PKK'nın başındayken örgüte hakim olamayan bir kişi, cezaevinde nasıl hakim olacak. Bu tür sözler ciddiye alınamaz."
DYP milletvekili Ahmet İyimaya ise "Parlamento her olayı kendi özgül ağırlığı içinde değerlendirir ve sonuçlandırır. Meclis'in iradesi şarta bağlı tutulamaz" dedi.
|