Büyük bir şehirde yaşıyoruz. Trafik, para, vakitsizlik, iş, okul, vs. gibi sorunlarla mücadele ediyoruz. Bütün bunların arasında sağlıklı kalmaya mucize gözüyle bakıyoruz. Gazetelerde, televizyonlarda, her gün, stresten kalp krizi geçirenleri görüyoruz.
Herkes bir sıkıntı içinde sürüklenip gidiyor. Bunlardan mümkün olduğu kadar uzak kalmaya çalışmalıyız; yoksa bir gün biz de beklemediğimiz bir zamanda kalbimizle ilgili sorun yaşayabiliriz. Bunun yaşı yok!
Kalple ilgili rahatsızlıklar her ne kadar genellikle orta yaşlarda görülse de duymadığımız, görmediğimiz o kadar çok genç kalp hastası var ki! Her an bir şey olur kokusuyla yaşamak yerine beslenmemize dikkat edip, kafamızı rahat tutarsak korktuğumuz başımıza gelmez.
Peki neler yapmamız gerekiyor?
Her şeyi kafanıza takıp dert etmeyin; psikolojik dengenizi bozmayın. Tüm sorunların başlangıcı bildiğiniz gibi stres ve psikolojik sorunlar. Kafanız ne kadar rahat olursa, sağlığınız o kadar iyi olur.
Bol bol meyve yemelisiniz. Meyvenin dışında koyu yeşil sebzeler de faydalı.
Mümkün olduğu kadar az yağlı yemelisiniz. Bir süre yağsız yerseniz, ve vücudunuzu buna alıştırırsanız, yağlı bir şey yediğiniz zaman rahatsız olursunuz.
Sebze yemeklerine de yağ koymayın; tahmin ettiğinizden çok daha zararlı.
Sık sık spor yapın. Koşun, yürüyün... Ama dikkat; yemek üstüne spor yapmayın.
Kırmızı ete bir süreliğine ara verin. Kırmızı etler çok ama çok kolesterolllü. Bol bol balık yeyin! Buğulama, kızartma, ızgara,... Balığın hiçbir zararı olmadığı gibi, yararları saymakla bitmiyor. Haftada üç kere ideal.
Tuzu terk edin. Hem kilo aldırır, hem vücudun su toplamasına neden olur, hem de tansiyonunuzu yükseltir.
Kahve ve alkolle bir süreliğine vedalaşın ve bol bol su için.
Eğer bütün bunlara rağmen şikâyetleriniz artıyorsa, kendinizi rahatsız hissediyorsanız mutlaka bir kardioloğa danışın ve gerekli müdahaleyi yaptırın. Şebnem ÖZDEMİR