Mısır dönüşü
Pazartesi, saat 21.40... Demirel'in uçağı Ankara, Esenboğa Havaalanı'na inmek üzere... Baba "hala" birşeyler karıştırıyor.
Sahi, yoğun bir günün ardından "neleri" karıştırıyor.
"Ekonomik göstergeleri."
İhracat rakamları...
Tıkanıklıklar...
Baba'nın masası... Dosyası "döküman" dolu.
- Efendim, ekonomik önlemler... 22 Temmuz kararları... Ne diyorsunuz?
Demirel önce hükümeti kutluyor.
Sonra da...
Şöyle diyor:
- Kararlar iyi... Rahatlatıcı... Nitekim, Türkiye rahatladı... Kararlar, iyi karşılandı... Ama uygulama çok önemli... Kararlar uygulanmalı... Vakit geçirilmeden uygulanmalı... Yoksa...
"Yoksa" ne olur?
Baba:
- Uygulamada gecikme olursa... Aksaklık olursa... Şikayetler başlar.
***
İskenderiye sıcaktı.
Programda hayli yüklü.
Baba'nın Pazar'ı ise "çok daha doluydu."
Sorduk:
- Nasılsınız?.. Sağlığınız?
- Allaha çok şükür.
Ve güldü:
- Hayatımda "20 saatlik günler" çoktur... Ama son zamanlarda, 20 saatlik günüm pek yoktu... Pazar ise... 20 saatlik günlerimden biri oldu... Sabah 07.00'da kalkış... Sonra ertesi sabah 04.00'te yatak...
20 değil, aslında 21 saatlik bir gün.
Baba "kendinize iyi bakın... Sağlığınıza dikkat edin" gibi sözlerden hoşlanmaz.
Onun için dedik ki "maşallahınız var."
Yanıt:
- Allaha çok şükür.
***
İskenderiye'de, Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'in Ras El Tin Sarayı ile Türk Şehitliği arasındaki uzaklık on kilometrenin üzerinde.
"Sahilden" gidip, döndük.
Baba "sahili... Gördüklerini" anlatıyor:
- İzmir gibi... Tıpkı kordon... Hüsnü Mübarek'e dedim ki "Başkent'i buraya taşı... İskenderiye'de halk daha sıcak..."
Yol kenarında toplanan insanların alkışları... Hele şehitliğin bulunduğu caddede gördüğü ilgi Baba'yı duygulandırmış:
- Mutlu oldum... Beni, kendi ülkemdeymişim gibi alkışladılar.
"Arap ülkelerinde" Türk Devlet Başkanı'nı pek alkışlamazlar.
Ama "zamanla" hava ısınıyor.
Türk-Mısır ilişkilerindeki ısınma gibi.
***
Baba Mısır'a "hazırlıklı" gitti.
Gitmeden önce bir "altyapı çalışması" yapıldı.
Demirel:
- Aslında bunu hep yapmak lazım.
Ve "yapılanları" anlattı:
- El Ahram gazetesine demeç verdim. Müthiş güzel bir yazı yazdılar... Sonra Mena Ajansı'na yine demeç... Bir de TV mülakatı... Senin anlayacağın... Gitmeden önce otuz sayfa laf püskürdük... Ama sonuç da iyi oldu.
***
Ve uçağın tekerleri piste değdi.
Demirel de "önündekileri" toplamaya başladı.
Önündekiler "acil işler... Hergün takip edilecek konular... Yatırımlar... Son ekonomik önlemler" başlıklı dosyalar.
Uçak durduğunda Baba halâ "kararlar iyi de... Uygulama önemli" diyor ve devam ediyordu:
- Böyle zamanlarda hızlı hareket edeceksin... Topluma güven vereceksin... Halkı rahatlatacaksın...
Öğle saatlerinde gittik, akşam yine Ankara'daydık.
İskenderiye "öylesine yakın ki."
İstanbul-Gaziantep uçuşu kadar.
Daha sık gitmek, mesafeleri daha da kısaltmak gerek...