Oynaşıyor sorular
Döndük geldik tatilden, ne zordur başlamak? Nerden tutacağını, hangi konuya gireceğini, hangisinden çıkacağını bilemezsin.
Bilirsin de, karar veremezsin.
Oynaşır olaylar.
Çicek tozunu emmeye çıkmış arı gibi dolaşır durursun: Bir bakarsın; oyunlar Ortadoğu'nun sahnesinde oynanıyor. Ve Bizim Genelkurmay Başkanı ile Hava Kuvvetleri Komutanı demişler ki; "Maksadımız İran'ı vurmak olsaydı sıfır hata ile vururduk. Biz Kuzey Irak'da PKK kampını vurduk, orada İran'lı subaylar varmış, ölmüşler...".
Dün Suriye idi.
Bugün İran.
Gerçekten ne işi vardı İranlı subayların o kampta? Kimin ittirmesiyle, kaktırmasıyla, akıl-fikir hocalığı yapmasıyla oradalar? Bu kadar akıldan, fikirden yoksun mu bu İran? Suriye; yıllar yılı Türkiye'ye kafa tutarak, PKK'yı eğitip koruyarak ulaşabildiği hiç bir fayda bulamadı. Güçlü bir ordu besleyip, "Vururum ha... Saldırırım ha... PKK'yı beslerim ha..." diyerek Suriye Ortadoğu'nun saygın, sevilir, başarılı ülkesi olamadı.
Türkiye de olamadı.
Türkiye de Ortadoğu'nun saygın, sevilir, başarılı ülkesi olamadı fakat Suriye saklayıp, koruduğu Apo'yu Şam'dan kovdu, döndü geldi Türkler'le el sıkışmak zorunda kaldı.
***
Döndük geldik tatilden.
Oynaşıyor sorular.
Tam da Türkiye Cumhurbaşkanı İsrail ile Mısır'a "Ortadoğu'dan ölüm, kan, intikam, kıskançlık, desisiyi kovalım. Ekonomik zenginliği, ticareti, demokrasiyi Kafkasya'ya, Orta Asya'ya birlikte taşıyalım...." gezisine çıkmışken, nerden çıktı şimdi İran'ın PKK'yı desteklemesi...
Uçuşuyor sorular...
Kalıcı barış aranırken ve Türk, Yahudi, Mısırlı, Suriyeli ayırt etmeden bu kalıcı barış ortamında biraraya gelip yeni bir ekonomik düzen için el sıkışmaya hazırlanırken... Ve Ortadoğu ile Kafkasya'da 50 değişik etnik grup, 159 değişik aşiret yapısı içinde süregelen sivil savaşlar, çatışmalar, silah kaçakçılığı, mafyalık, uyuşturucu trafiği, nükleer ürün kaçakçılığı, biyolojik ve kimyasal silah kaçakçılığı, narkotik bitki üretimi, zehirli maddelerin yasadışı depolanması, silahlı milisler, dejenere olmuş gerillalar, çiğnenen insan hakları, terörizm ve sınır ihlallerini kökünden kazıyıp bitirme niyetleri yükselirken...
Nereden çıktı İran gerilimi?
Neden çıktı?
***
Suriye'nin 16 yıldır PKK'yı destekleyip destekleyip elde ettiği ne ki, İran aynı faydasız, pahalı, tehlikeli çabaya giriyor?
Ortadoğu'da oynaşıyor sorular...
Bir Alman Gazetesi dün manşetine koymuştu: Silahlı Kuvvetleri'nin ihtiyaç belirlemesi doğrultusunda Türkiye, Alman Krauss-Maffei şirketinin ürettiği Leopar tanklarından 1000 tane almak istiyor. Türkiye 1000 tanka 8 milyar dolar ödeyecek.
Tank başına 8 milyon dolar.
Büyük para...
Tank niçin alınır?
Öp namlunun ucunu...
Barışı korumak için...
Türkiye ile İran savaşa tutuşursa Alman tankları içinde bizim Mehmetçikler "Allah... Allah... Allah..." diyerek İran'a haddini bildirmeye gidecekler... Ve İranlılar da belki Ruslardan ya da Çinlilerden aldığı tanklara binerek ve "Allah...Allah...Allah..." diyerek ve Türkiye'yi ABD emperyaliziminin Ortadoğu'daki menteşesi diye suçlayarak bize saldıracaklar.
Olacak iş mi?
Neden olmasın?
Irak da müslümandı.
Müslüman İran ile müslüman Irak 9 yıl savaştılar, iki taraftan 1 milyon kişi öldü. İkisi de Ortadoğu'nun en sevgisiz, sevimsiz, itibarsız ülkesi kaldılar.
***
Döndük geldik tatilden...
Oynaşıyor sorular...
Suriye ile İsrail el sıkışırken, Amerika, İran'a el uzatırken, tam Ortadoğu'da barış rüzgarları eserken... Türkiye, Mısır, İsrail bir olup, "serbest piyasa ekonomisi demokrasilerine sahip ülkeler savaş yapmaz rekabet yapar" diye bir yeni sayfa açmaya hazırlanırken nereden çıktı İran gerilimi?
Türkiye tank üretemiyor.
Tankı dışardan alıyor.
Tanesi 8 milyon dolara.
İran da tank üretemiyor.
Tankı dışardan alıyor.
Tanesi 8 milyon dolara.
Ve bu iki komşu ülkenin bir yılda birbirleriyle yaptıkları ticaretin tutarı (toplam 627 milyon dolar) 80 tank parası bile etmiyor.
Döndük geldik tatilden...
Oynaşıyor olaylar.