İran'da tutulan iki askerimizi serbest bırakılıyor. Türkiye'den teknik bir heyet bombalama iddialarını görüşmek üzere yarın İran'a gidecek

Tazminat gündemde
İran'ın Türkiye'nin sınır ihlallerine ilişkin iddialarını yerinde incelemek üzere Türkiye'den bir heyet bugün İran'a gidecek. Urumiye'de yapılacak görüşmelerde Türk heyetine Asayiş Bölge Komutan Yardımcısı Tümgeneral Bekir Uğurlu başkanlık edecek. Heyette Dışişleri Bakanlığı da alt düzeyde temsil edilecek. Ankara, Urumiye görüşmelerinde tutuklu bulunan askerler konusunun ele alınmasını istemiyor. Bu konunun iki ülke sınır makamları arasında ele alınması gerektiğini kaydeden diplomatik kaynaklar, Urumiye'de yalnızca sınır güvenliği konularının görüşüleceğini, İran'ın istediği tazminat konusunun da bu görüşmelerde gündeme gelebileceğini belirttiler.

Bu arada, Türkiye-İran Yüksek Güvenlik Toplantısı'nın 9 Ağustos'ta Ankara'da yapılması ve toplantı çerçevesinde İran İçişleri Bakanlığı Müsteşarı'nın Ankara'ya gelmesi bekleniyor.

Ecevit: Gerçeği söyledik
Başbakan Bülent Ecevit, İran ile gerginleşen ilişkiler konusunda "Sayın Cumhurbaşkanı söylenmesi gerekenleri söyledi, ben söyledim. Sayın Genelkurmay Başkanı da söyledi. Bunların hepsi gerçeklerdir" diye konuştu.

Ecevit açıklamasını şöyle sürdürdü: "Bizim İran'a karşı herhangi bir olumsuz yaklaşımımız yoktur, ama İran'da bir hayli PKK militanının üstlendiği bellidir. Bu sorunun iki komşu ülke arasında diyalog yoluyla çözülmesini umuyorum. İki askerimizin tutuklanmış olması da haksızlıktır. Bunda bir kasıt aramanın anlamı yoktur. En kısa zamanda askerlerimizin serbest bırakılmasını bekliyoruz."

ASKERLERİ SALIN
Başbakan Bülent Ecevit, İran'a ilişkiler konusunda Türkiye açısından söylenmesi gerekenlerin söylendiğini belirtip, "Bunların hepsi gerçeklerdir" diye konuştu. Ayrıca sınırı geçtikleri gerekçesiyle 2 askerimizin İran'da tutuklanmasında bir kasıt aranmaması gerektiğini söyleyen Ecevit, bu nedenle de İran'ın bir an önce askerlerimizi serbest bırakmasını istedi.

Gemi kazasında Türk-Yunan dostluğu
BOZCAADA açıklarında, önceki gece saat 02.00 sıralarında aynı şirkete ait iki Yunan gemisi çarpışması sonucu, Pel Mariner batarken diğer gemi Pel Ranger Yunan kara sularına demirledi. Yunanistan'ın S.C.S Konteyner Services şirketine ait iki gemi Bozcaada'nın 7 mil batısında çarpışınca batan Pel Mariner'de bulunan 12 kişilik mürettebat denize düştü. Çevreden yetişen diğer gemilerin yardımıyla mürettebatın tamamı kurtarıldı. Ancak Pel Mariner'in 2. makinisti kurtarıldıktan bir süre sonra kalp krizi geçirerek öldü. Batan Pel Mariner adlı geminin mürettebatının, kaza yerinden ayrılan ve Yunan karasuların demirleyen 'Pel Ranger adlı gemide oldukları öğrenildi. Kazanın meydana geldiği bölgenin uluslararası suların sınırı olması nedeniyle Türk ve Yunan ekipleri birlikte kurtarma çalışması yaptılar. Bölgeye giden Türk Sahil Güvenlik Botu ve Söndüren-4 kurtarma gemisinin yanı sıra Yunan sahil kurtarma botları, kendi sularında arama çalışmalarına katıldılar. İki ülke ekiplerinin zaman zaman diyalog içine girmeleri ve Yunan sahil botlarının iki denizciyi kurtardıklarını Türk yetkililerine bildirmeleri dikkatleri çekti. Olay anında batan gemiden denize sürüklenen ve gemiler için tehlike yaratan 14 adet konteyner için Türk Radyo'dan bölgede seyreden gemilere "dikkat" uyarısında bulunuluyor. Yetkililer, en azı 5 ton ağırlığında olan konteynerlerin deniz kazasının meydana geldiği Bozcaada'nın batı burnu 6 mil açıklarında başıboş sürüklendiklerini, gemilerin dikkatli olmalarını istediler.

Yeorgos Papandreu: Batı Trakya'da Türk yok denebilir mi?

STELYO BERBERAKİS

YUNAN Dışişleri Bakanı Yeorgos Papandreu, Atina'nın Türkiye'ye karşı izlediği geleneksel katı siyasetini değiştirmeyi sürdürüyor. Yıllardan bu yana Ankara'ya sırtını çeviren Atina'nın Türk-Yunan diyalogunu kabul etmesini sağlayan Papandreu şimdi de Yunanistan'da "tabu" oluşturan diğer sıcak bir konuya da elini atmaya hazırlanıyor.

Batı Trakya'da yaşayan Türk azınlığına "Türk" denmesine karşı çıkan Yunanistan, buna, 1928 Lozan anlaşmasında azınlıkların "Türk" değil de "müslüman" azınlık olarak tanımlanmasını gerekçe gösteriyor.

Ancak Papandreu, Atina'nın bu saplantılarına da son vermek amacıyla olsa gerek, Batı Trakya'da yaşayan müslüman vatandaşların arasında "elbette Türkler de yaşıyor.. Kim demiş, Batı Trakya'da Türk kökenlilerin yaşamadığını. Batı Trakya'da olsun Yunanistan'ın neresinde olursa olsun, Yunan egemenlik sınırlarına itiraz etmedikleri sürece her kes kendisini istediği ve hissetiği şekilde tanımlama özgürlüğüne sahiptir" dedi.

Papandreu'nın Yunan KLİK dergisine verdiği demecinde bu söyledikleri, Batı Trakya'lı üç Türk azınlık milletvekilinin Yunan Parlamentosu'na "Batı Trakya azınlığının Türk azınlığı" olarak resmen tanınması için yaptıkları ancak ret edilen başvurusuna denk düştü.

Yunan devlet politikası, Batı Trakya azınlığının "Türk azınlığı" olarak tanınmasına ısrarla karşı çıkıyor. Buna rağmen müslüman azınlığı arasındaki Pomak ve Çingenelerin kendilerini bu adlarıyla tanımlamalarına ses çıkartmıyor.

Yunanlılar 'rahat' döndü
TÜRK ve Yunan heyetlerinin iki gün süren Ankara toplantılarında "turizm-çevre ve ticari ilişkiler" konusunda işbirliğini arttırmanın yolları arandı. Heyetler 29-30 Temmuz'da Atina'da buluşmak üzere ayrıldı.

Heyet başkanları görüşmelerin içeriği hakkında "sessiz" kalırken, varılan mutabakat gereği açıklamalar iki ülkenin Dışişleri Bakanlığı Sözcülerinden geldi. Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Sermet Atacanlı görüşmeleri "rahat" ve "olumlu" olarak değerlendirirken, Atina'da "terörizm, kültür ve Balkan işbirliği" konsunda yapılacak olan, ikinci tur görüşmelerin ardından bir durum değerlendirmesi yapılacağını, bundan sonraki adımın da toplantının ardından değerlendirileceğini söyledi.