(Bilmeyenler çok... Kırmızı yuvarlak, ortasında enlemesine beyaz düz çizgi var.)
Bu işaret bazı vatandaşlar tarafından zannediyorum yanlış anlaşılıyor.
"Girilmez"i, "Dörtlü flaşörleri yakarak ilerle" şeklinde algılıyorlar.
Adam karşıdan gelenlerin gözünün içine baka baka dörtlüleri yakmış tersten ilerliyor.
İşin daha güzeli büyük bir anlayış içinde normal yoldan gelenler ters yönden gelene yol veriyorlar.
Şu sıralarda tek yönlü yol, normal seyredenler ve dörtlüleri yakıp seyredenlerden oluşan gidiş gelişli bir yol oldu.
Ters yönden gelene çarpacak olsan "Dörtlüleri yakmıştım kör müsün" diye haklı çıkacak!
Biri yapıyor...
Beriki görüyor yapıyor...
Sonra herkes yapıyor!
Bir tanesine ceza kesecek olsan "Herkes yapıyor siz kurban arıyorsunuz, niyetiniz başka" diye savunma çekiyor.
Vermeye çalıştığım günlük hayattan basit bir örnek...
Kural tanımamak ve "Ben yaptım oldu" kafası, bizde sistemsizliği sistem haline getirmiş.
Sistemsizlik sistem olunca güven ortamı kayboluyor.
Güven ortamı kaybolunca haklı olan hakkını aramakta zorlanıyor, çünkü tek başına sistemi yerine oturmaya çalışanı "Sana mı düştü tasası" diye kıç üstü oturtuyorlar.
Sonra soruyoruz...
Neden bize insan hakları diyorlar?
Neden turist gelmiyor?
Neden kimse bizi sevmiyor?
Neden standartlar endekslerinde hep geri kalmışların yanındayız?
Bunların teknik analizleri var.
Dış faktörler tonlarca...
Ama bu bir ruh hali! Toplumsal bir ruh hali (Jung'un "toplumsal şuuraltı" diye anlattığı türden).
Dörtlüleri yakıp tersten gidenler olmasa, eminim başka bazı şeyler yoluna girecek!
Ayrıca aklıma gelmiyor değil...
O tersten girenlerin
yaptığı tek ters iş ters yola
girmek olmasa gerek.
Başka terslikleri de vardır gibime geliyor.
Şimdi o -flaşörleri yakanlar- diyecek ki "Yazdığı yazıya
bak çay demle,
memlekette başka
konu mu yok!?"
Zaten problem burada...
"Ben yaparım, sen bak dalgana!"
Umarım onlardan değilsinizdir, umarım o ters yoldan geleni görünce gözünüz hâlâ polis arıyordur...
Umarım umudu kesmemişsinizdir!