Haydi, iş başı!
Ekonomiyi ayağa kaldıracak kararlar açıklandı. Bu cesur adımından dolayı hükümeti kutluyoruz.
TGSD Başkanı Atuk'un dediği gibi Türkiye sırat köprüsüne gelmişti. Böyle bir geçiti aşmak, kararlı ve düz yürümeye bağlıdır.
Bu da cesaret ve disiplin işidir.
Hükümet cesaret gösterdi. Şimdi kararların disiplin içinde hayata geçirilmesi gerekiyor.
Vergi Reformu'nun piyasayı daraltan uygulamalarından hükümet vazgeçti.
Mali milat üç yıl erteleniyor.
Bu tedbir, güvensizlik nedeniyle yurt dışına kaçan ve yastık altına giren en az 40 milyar dolar parayı ekonomiye kazandıracaktır.
"Nereden buldun?" sorusunun korkusu ile insanlar, batmak üzere olan işlerine bile paralarını koyamıyorlardı.
ATO Başkanı dün, bütün işler küçülürken sadece kasa yapan işletmelerin üretimlerini yüzde 150 arttırdıklarını açıkladı. Neden?
Çünkü insanlar, harcamaktan, kullanmaktan korktukları paraları dövize çevirip bankada bile değil, evlerine koydukları kasalarda saklamaya başlamışlardı.
Eksiksiz tedbirler..
Hükümet, piyasanın beklediği tüm iyileştirme tedbirlerini eksiksiz aldı.
Vergi reformunun babası olduğu halde komplekse girmeden bu kararlara katıldığı için DSP'yi özellikle kutlamak gerekir.
DSP, üretmeyen, istihdam yaratmayan bir ekonominin devlete vergi geliri getirmediği gibi halka da işsizlik ve fakirlik dışında hiç bir şey getirmeyeceğini görmüştür.
Yeni önlemler, geçici vergiyi yüzde 20'ye indirip 6 aylık bir periyoda sokmakta, faiz gelirlerinin yeniden stopaj yoluyla vergilendirilmesini sağlayarak tasarrufu özendirmekte, emlak vergisi için yeni beyan imkanı tanırken 18 milyon vatandaşı büyük bir haksızlıktan korumaktadır.
Türkiye ihracatını artırmak ve döviz kazanmak zorundadır.
Bunu başaramayan ülkelerin iki tercihi vardır: Ya küçülerek fakirleşeceksiniz veya siyasi faturasına katlanarak borç alacaksınız.
İkisinin de sonu bağımsızlığı kaybetmektir!
Çağdaş halkçılık..
İhracata 1 milyar 300 milyon dolar ve 210 trilyon lira tutarında kaynak..
Ödeme güçlüğü içindeki firmalara borç erteleme ve yeni kredi olanağı..
Bu destekler, öteki uygulamaların yaratacağı rahatlıkla birleştiği zaman işler açılacak, Türkiye karakterine ve ihtiyacına uyan harekete tekrar kavuşacaktır.
Yanlışlar, Türkiye'ye zaman ve kaynak kaybettirdi. Kaybettiğimiz eşeği şimdi semersiz olarak bulup seviniyoruz.
Buna da şükür. Hesap sormak adına yanlıştan dönmenin faziletini cezalandırmaya kalkmayalım. Kimse modası geçmiş ideolojilerin sloganları ile devlete ve halka kazık atıldığını söylemesin.
Devlete ve halka asıl fenalık, çöken bir ekonomiyi seyretmektir.
Çünkü çöküşte devlet vergi alamaz, insanlar iş ve ekmek bulamaz.
Çağdaş halkçılık, üreten, ihracat yapan, kazanan ve kazancıyla vergi ödeme gücüne kavuşan bir ekonomiyi yaratmaktır.
Artık sorumluluk, girişimcisi ile, çalışanı ile bize düşüyor.