Şimdi yarısından fazlası boş. Seyircinin olaya böyle baktığı bir yerde teknik adam da futbolcu da aynı açıdan bakıyor. Kendinizi zorluyorsunuz, güzel bir şeyler yazayım, iyi şeyler bulayım diye; ama nafile.
Tugay, senelerin futbolcusu. Sarı kartı var. Hakem düdük çalmış, sonradan topa vuruyor. Doğru olarak ikinci sarı karttan kırmızıyı görüyor. Bir profesyonele yakışmıyor. Peki hakem 90 dakika neler yapıyor? Neler yapmıyor ki? Otorite yok. Dengeli kararlar yok. Daha yeni çıkmasına rağmen pozisyona yaklaşma yok. Yardımcı bayrağını kaldırıyor, sallıyor Allah sallıyor, sırtı ona dönük.
Maç gibi hakemler de evlere şenlik. Şimdiden uyaralım. Türkiye'de bu kadar paranın döndüğü bir ortamda vitaminsiz hakemler 30 metre üst üste 3 depar atamıyorlarsa bu işi yapmasınlar. Artık hakemlik de meslek oldu. İyi de para alıyorlar. Artık sakın ağlamasınlar.
G.Saray, isim olarak bakıldığında iyi bir takım görüntüsünde. Ama dün gece sahaya bunu yansıtamadı. Heyecanlarını kaybetmişler sanki. Beşiktaş, daha bir acemi. Ama daha fazla koşuyor, mücadele ediyor. O zaman kaliteyle arasındaki farkı kapanıyor.
Bu iki takımın Şampiyonlar Ligi'nde ön elemeleri var. Dün geceki görüntüyle ikisi de o ligde mücadele edemezler. G.Saray daha fazla hücum etti ama Beşiktaş, sarı-kırmızılıların ofsayt taktiği yüzünden daha net fırsatlar yakaladı.
Maçın tek güzel hareketi goldü. Hakan bunu cici ayağıyla attı. Shorunmu gelirken çok konuşan Fevzi, bu golü nasıl yediğini bir düşünsün. Hakan mı attı o mu yedi?
Türk futbolunda giderek bir tehlike büyüyor. Televizyonlarda ve gazetelerde ne kadar çok pompalarsanız pompalayın, futbolumuzdaki kalite son 3 yıldır düştü ve düşmeye devam ediyor. Eğer gerekli önlemler alınmazsa 2 yıl sonra bu maçlar boş tribünlere oynanır. Maça gelen insan verdiği paranın karşılığını görmek ister. Eğer burada göremezsem tiyatroya giderim, sinemaya giderim. Çünkü orada göreceğim garanti.
