


Unutkan millet!
Bizim hafızamız yok!
Heyecanlanıp coşuyoruz, sokaklara dökülüyoruz sonra da en önemli meseleleri, unutuşun derin karanlığına gömüp rahatlıyoruz.
Kırbaçlana kırbaçlana hızlanan en yüksek dönüş hızına gelince uyurmuş gibi görünen topaçlar gibiyiz.
***
Susurlukprotestolarını hatırlıyor musunuz?
Hani sokaklara dökülmüştük,"Sürekli aydınlık için bir dakika karanlık" kampanyaları yapmıştık, evlerimizin önünde tencere tava tıngırdatıyorduk.
Gazetelerimiz konuyu her gün manşete taşıyordu, televizyonlarımız özelSusurlukklipleri hazırlamışlardı, kamyonla Mercedes'in çarpışmasını heyecanlı bir Amerikan filmi gibi sunuyorlardı, köşe yazarları durmadan bu konuyu işliyordu.
Ne oldu?
Unutulup gitmedi mi?
***
Daha yakınlara gelelim:
Türkbankskandalının üstünden daha bir yıl geçmedi.
Korkmaz Yiğit'in ifşaat kasetleri, yolsuzluklar,Çakıcıhikayeleri,Erol Evcil,hükümet krizi, gözaltılar, tutuklamalar, sorgular, sorgular, sorgular...
Sonra hiçlik, boşluk, unutuş!
Bu mesele de tozlu mahzenlerdeki sararmış dosyalarda kaldı.
***
Ya meclis yolsuzluğu?
Bu soruyu okur okumaz belleğinizin derinliklerinde bazı anıların kıpırdadığını, ceylan derisi koltuklarla,Mustafa Kalemli'nin yüzünün bir şeyler çağrıştırdığını ve"Haa! Sahi ya!"dediğinizi görür gibi oluyorum.
Bu iş nasıl sonuçlandı, yargılanan kişi var mı; bunların hiç birini bilmiyoruz.
Ve unutup gidiyoruz.
(Bu arada Gülay Aslıtürk ne yapıyor acaba?)
***
Mercümek, Malki, Yeşil, Mezarcı, Şevki Yılmaz, Müslüm Gündüz, Fadime, Gonca Kurişisimleri size bir şeyler çağrıştırıyor mu?
Abdullah Öcalandavasının bile unutuluşa terkedildiğinin farkında mısınız?
Haftalar boyu manşetlerden inmeyen konular, birden bire arka sayfalara oradan da arşivlere itiliyor ve tozlu raflarda yıllar sürecek uykusuna dalıyor.
***
Emin olun kiHikmet Uluğbay'ın intihar girişimini de bir ayda unuturuz.
Hafızalarımızdan silinir gider.
Ülkeyi derinden sarsan olaylar, sinema afişleri gibi her hafta değiştiriliyor.
Dedim ya; unutkan bir milletiz biz!