Almanya'da başarılı olduğu söylenen gençlerin ligde ilk 11'in yüzünü aylar boyu göremeyecekleri de gün gibi aşikar...
Ve üstüne üstlük Beşiktaş gazozuna maçlardan birinde mağlup da oluyor! Aslına bakılırsa bunların hiç birinin önemi yok. Önemli olan şey şu soruyu açıkyüreklilikle sormak: Beşiktaş gerçekten hazırlanıyor mu? Kime karşı ve hangi hedef için hazırlanıyor? Soruları biraz daha da açabiliriz.
Uerdingen'i 3-1 yenen Hayfa'ya karşı hazır mı Beşiktaş?..
23 Temmuz'da UEFA'ya takım listesini vermeye hazır mı? Haydi bunları da geçin. Beşiktaş, geleceğe hazır mı?.. Cevap vermek kolay değil. Çünkü anahtar Kalli'de ve Kalli hâlâ vaktini Toshack'a atıp tutmakla geçiriyor. Geçmişi eleştirmek, geleceği kurmaya yarayacaksa anlamlıdır. Ama Feldkamp şimdi takımına bakıp onda geleceğin Beşiktaş'ını görüyorsa çok şaşarım...
Zaten oyuncularının çoğu 1 yıllık sözleşmeli olan bir takımda "Futbol kimliği" oluşturulamaz.
Şöyle bir bakın: Kısa vadede Kartal'ın önünü görmesi için bir takım iskeleti bile oluşmuş değil. Alman hocanın taktik ustası olduğunu biliyoruz. Ama taktik için sağlam bir takım iskeleti gerektiğini de biliyoruz. Umutsuz olmak istemiyorum. Şimdi sorumluluk Feldkamp'ın üzerinde. Sadece içimden "İyi misin? Bir sorun mu var, konuşmak isteyip de konuşamadıkların mı var?" diye sormak geliyor. Sanki çekip gidecekmiş, çok kızarsa, "Benden bu kadar!" diyecekmiş gibi bir hali var Kalli'nin. Neden acaba?..