Ben pek ormancılıktan anlamam ama anlayanlar kuşku içindeler. Bu kuşku yangın kuşkusu değil... Zira artık orman yangınları adi bir vaka olarak görüyoruz. Her yangından sonra, "Efendim yangın uçağımız var mı?... Helikopterler nerede?... Neden erken müdahale yapılmadı?..." gibi lafları söyler dururuz. Bakanlık da her sene "Bu yıl en az 10 tane yangın söndürme uçağı alacağız" diye açıklama yapar, sonra bunlar unutulur... Bir sonraki mevsim yine yangınlar başlar, yine aynı sözler söylenir, alalacele uçak ihalesi yapılır, helikopter kiralanır ve geçici tedbirlerle orman yangını mücadelesi yapılır. Bu arada da o canım yeşillikler, ülkenin can damarları, akciğerleri kül olur gider...
Bunları hepimiz bildiği için yangın konusuna eğilmek istemiyorum ama bu güzel ormanlarımızı yiyip, bitiren başka bir felaket daha var. Herhalde Sayın Orman Bakanına da intikal etmiştir. Ama her ihtimale karşı bir de ben hatırlatayım dedim. Özellikle Ege ve Akdeniz yöresindeki çam ormanlarında bir tırtıl türü üremiş. Bu tırtıl ağaçların dallarında ipek böceği kozası gibi koza örüyor ve konakladığı dalı öldürüyor, dolayısıyla o ağaç bir süre sonra kuruyup, gidiyormuş... Bu müsibet tırtıl o yöredeki hemen bütün çamları istila etmiş durumda.
Çaresi nedir ben bilemem ama Orman Bakanlığı'nın uzmanları herhalde bulacaktır. Tabii bu konuya el attılarsa... Çünkü öğrendiğime göre, bu tırtıllar kapladıkları keseler yüzünden ilaçlama ile imha edilemiyormuş... Biz eğer şimdiden tedbir alamazsak birgün bakacağız ki, ne yangın ne de tabi afet olmadan o güzel yörelerde ağaçlarımız kuruyup, gitmiş... İşte size bir facia ile ilgili erken çağrı... Ne yapıp ne edelim, bütün dünya bu duruma nasıl tedbir almışsa biz de alalım ve o güzelim çamlarımızı kurtaralım... Ben bunu bir vatandaşlık görevi olarak Sayın Orman Bakanımıza iletiyorum. Zira Nasrettin Hoca misali, testi kırıldıktan sonra ne kadar çabalarsak, çabalayalım fayda etmez...