kapat

13.07.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
intermerkez
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
CENGİZ ÇANDAR(ccandar@sabah.com.tr )


Niye Amerika'da?

Birkaç gün sonra aya insan ayağının değişinin 30. yıldönümü. Yirminci Yüzyıl'ın son yılının sonuna dörtbuçuk ay kadar bir zaman kaldı. Kapanmakta olan yüzyılın "en büyük olayı" neydi diye, tek bir örnek istense; bu, kuşkusuz, insanoğlunun aya ulaşması olarak anılacak.

1969 yılında önce Neil Armstrong, ardından Edwin "Buzz" Aldrin adlı iki Amerikalı astronot, aya ayak bastılar. Neil Armstrong, attığı adımı, "Bir insan için küçük bir adım, insanlık için büyük bir sıçrayış" diye nitelemişti. Neil Armstrong, sayısız olayla yüklü koca yüzyılın en önemli insanlık kahramanlığını gerçekleştirdikten sonra ortalarda pek gözükmemeyi seçti. Şu aralarda Ohio'daki çiftliğiyle ilgileniyor.

Aslında, insanlığın 1969'daki o "büyük sıçrayış"ı da çok geçmeden günlük siyasi olayların hayhuyuna kurban gitmişti.

Neil Armstrong, hayal kırıklığını 1970 yılında şöyle açıklayacaktı: "(Aya ayak basmanın) etkisinin çok daha uzun vâdeli olacağını umut etmiştim... Hepimiz günlük sorunlara takılıp kalmışa benziyoruz".

İnsanlar, ister istemez, günlük gaileleriyle yaşarlar. Türkiye'de, memur ve emeklilere topu topu yüzde 20 dolayında zam yapılırsa, bu insanlara Amerika'da demokrasinin ve teknolojinin gücünü ve bunun gelecek yüzyıla ilişkin anlamını anlatmak beyhude bir iştir.

Türkiye'de bu konuda müthiş bir öfke var. Haklı bir öfke. Bunu hükümetin kararlılığı olarak alkışlamak, işin özündeki haksızlığı ortadan kaldırmıyor. Eğer, bu ülkede fedakârlıklar bir nebze adaletli paylaşılsaydı, "bütçe açığı kapatmak için memur maaşları daha fazla arttırılamazdı" vs. gibi ekonomik gerekçelerin bir anlamı olurdu.

Peki, bütçenin ne kadarı faiz ödemeye harcanıyor? Niçin? Askeri harcamalar bütçenin kaçta kaçını ifade ediyor? Bunda kısıntı yapılmasını önerebilecek bir babayiğit var mı?

Bu soruların cevabı verilmeden, memur ve işçi haykırışı sonuna kadar meşru ve haklıdır. Bütçenin önemli bir yüzdesi, dar gelirlilere çevrilmeden, aslan payı eğitim, sağlık ve araştırmaya ayrılmadan ve bunlar alabildiğine bir demokratik ortamda tartışılmadan, "21. Yüzyıl Türklerin yüzyılı olacaktır" sloganı bir masaldan öteye gitmez.

Bu yüzyılın en güçlü ülkesi, önümüzdeki yüzyıla da en güçlü girecek ve muhtemelen yüzyıl boyu gücünü sürdürecek. Bu yüzyıl, bir "Amerikan yüzyılı" oldu. Amerika, otomobil, televizyon, cep telefonu dışında neredeyse yüzyılın tüm önemli buluşlarını gerçekleştirdiği için öyle oldu. Hatırlatma kabilinden birkaç örnek:

İlk uçuşu 1903 yılında Amerikalı Orville ve Wilbur Wright kardeşler gerçekleştirdi. 1927'ye Atlantik'i aşıp Paris'e konan Lindbergh, Amerikalıydı. 1969'da aya ilk ayak basan Neil Armstrong da. Penisilin, 1929'da Amerikalı Alexander Fleming tarafından bulundu. İlk bilgisayar IBM de Amerikan patentli. Laser, yine Amerika'da 1960'da ortaya çıktı. Kredi kartı, Amerikan icadı. En son, bütün sınırları -zihn” ve devlet egemenliğine dayanan- darmadağın eden ve daha da edecek olan internet yani www inisiyalleriyle bilinen world wide web (dünya çapında ağ) 1989 tarihinde Tim Berners-Lee adını taşıyan bir gencecik beyinin eseri. 20 yaşında bulgularıyla dünyanın çehresini değiştiren Bill Gates'i elbette unutmayacağız.

Ama, bütün zamanların herhalde en büyük bilim adamı Albert Einstein'ın Avrupa'dan Amerika'ya göç ettiğini ve burada çalışma ortamı bulduğunu da hatırlayacağız ve soracağız: Niçin dünyanın önemli beyinleri Amerika'da toplandı? Niçin çok genç yaşta çok parlak beyinler Amerika'da ürün veriyor?

Amerika'nın özelliği ne?

Eğitime ve araştırmaya, bilginin ortaya çıkarılmasına en büyük para Amerika'da harcanıyor. Bilgi peşinde koşmanın ön şartı, düşünce, ifade ve inanç özgürlüğü. Bunlar olmasaydı; Amerika, Amerika olmazdı.

Amerika'nın teknolojik gücünün kaynağı da burada. Dünyanın en güçlü ordusuna sahip olması da teknolojisinin gücü sayesinde.

Yani?

Onu da siz bulun artık...

Yazarlar sayfasına geri gitmek için tıklayınız.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır