Denktaş'ın oğlu, Kuzey Kıbrıs muhalefet lideri sıfatıyla geçen ay sonunda ziyaret ettiği Washington'da gözden kaçan ama ilginç bir açıklama yapmıştı. Kıbrıs sorunu yüzünden Türkiye üzerindeki baskıların artacağını öngören Serdar Denktaş'a göre Kıbrıs için Türkiye'den taviz koparmak isteyen ABD, IMF görüşmelerinin yanı sıra Bakü-Ceyhan kartını da kullanacaktı.
Serdar Denktaş'ın açıklamasından birkaç gün önceye dönelim. Ajanslar ABD'nin Bulgaristan'a 588 bin dolarlık bir hibede bulunduğunu duyuruyordu. Hibenin veriliş amacı, Bakü-Ceyhan'a rakip Bulgaristan-Makedonya-Arnavutluk petrol boru hattının fizibilite çalışmasının gerçekleştirilmesiydi. Hibeyi yapan Amerikan Ticaret ve Kalkınma Ajansı'nın Başkanı, bunun Washington'un birden fazla boru hattı politikası ile Amerikan şirketlerinin Hazar bölgesindeki çıkarlarına uygun düştüğünü söylüyordu. Yapılan yorumlarda ise ana petrol boru hattının Türkiye üzerinden değil, Balkanlar'dan geçeceği belirtiliyordu.
Bu olan bitene bakıp telaşlanmak gerekmiyor. Trans Balkan boru hattı projesi beş altı yıldır pişiriliyor. Hikayede yeni açılan sayfa, Balkanlar'ın Kosova sonrası ABD gözünde kazandığı stratejik önem olabilir mi? Belki... Ancak akla asıl yatkın gelen, bunun ABD'nin yeniden yapılanma sürecindeki Balkan ülkelerine şirin görünme çabası olduğu. Anlaşılan o ki, ABD petrol boru hattını havuç olarak kullanmaya Balkanlar'da da devam ediyor. Hatırlarsanız, aynı şekilde Türkiye'ye de Bakü-Ceyhan'ın fizibilitesi hazırlansın diye 750 bin dolar hibe etmişlerdi.
Bakü-Ceyhan konusunda oynak bir zeminde ilerlediğinin Türkiye çoktan farkında. Zemin oynaksa, sağlam durmanız gerekir. İşte bu noktada Ankara'daki karar alıcılara dönük bir eleştirimiz var.
Bakü-Ceyhan'a karşı çıkanların başlıca ret sebebi, projenin maliyetinin yüksek oluşuydu. Projenin karşıtları, 4 milyar dolardan aşağı düşmez diyorlardı. Ankara önceleri 2.2 milyar doları telaffuz etti. Ardından "Biz yanlış yapmışız, daha da düşer" havasına girildi ve 1.7 milyara kadar gerilendi. Bakü-Ceyhan için Ankara'nın daha sonra verdiği rakam 2.4 milyar dolardı, şimdi ise 2.7 milyar dolar olarak düzeltildi! İçerden bakıldığında belki bu maliyet oynamaları için haklı sebepler olabilir, ancak kabul etmeli ki rakamlarla bu kadar oynamak dışarıya karşı oldukça ciddiyetsiz bir görüntü sergiliyor.
Kıbrıs ve Bakü-Ceyhan bağlantısına dönersek, petrol boru hattının sadece Türkiye'nin çıkarına olmadığını biliyoruz. Başkan Clinton'un özel temsilcisi Büyükelçi Morningstar'ın da defalarca yinelediği gibi, kesintisiz enerji kaynakları açısından Bakü-Ceyhan asıl ABD'nin çıkarına. O nedenle Türkiye'nin Kıbrıs meselesinde Bakü-Ceyhan havucuna itibar etmeyeceğini de görmek gerekir.