Koskoca bir yıl boyunca ders çalıştınız, belki de hayatınızda hoşlandığınız pek çok şeyi geçici olarak yaşamınızın dışına ittiniz, arkadaşlarınızla az görüştünüz. Hedef belliydi; üniversiteyi kazanmak. Gece gündüz bu hayali kurdunuz, aileniz sürekli size ne kadar güvendiklerini söyleyip motive etti ya da üzerinizdeki baskıyı daha da arttırdı. Geleceğiniz, hayatınız buna bağlıydı ya da öyle olduğunu düşünüyordunuz. Sınav günü büyük bir heyecan dalgasıyla sarsıldı yüreğiniz. Sonuçları beklemek ise, her şeyden daha da zor geldi size. Takviminize attığınız çentikler çoğaldı, birikti ve nihayet öğrenci seçme ve yerleştirme sınavının sonuçları açıklandı. Fakat puanınızın kazanmak için yeterli olmadığını gördünüz. Elbette bu büyük bir hayalkırıklığı. Fakat kendinizi hırpalayıp, dünyanın sonunun geldiğini düşünmek yerine önce derin bir nefes alın ve sonra vakit kaybetmeden şunları yapın:

* Öncelikle, bu sene sınavı kazanamamış olmanızın, seneye de kazanamayacağınız anlamına gelmediğini kendinize telkin etmekle işe başlayın. Çünkü bu sizin son şansınız değil.

* Bir hobi kursuna giderek, üzerinizdeki başarısızlık psikolojisinden kurtulabilirsiniz. Mesela yabancı dil kursu, dans kursu sizi hem rahatlatır, hem de yeni bir şeyler öğrenmenin hazzını yaşatır.

* Ailelerin böyle bir durumda çocuklarını suçlamamaları gerekir. Fakat yine de aileniz yeterince anlayış göstemiyorsa, onlardan kaçmak yerine konuşmayı deneyin. Onlara bu duruma üzüldüğünüzü ama bunu telafi etmek için daha çok çalışacağınızı söylemek aranızı da yumuşatır.

* Yeniden ders çalışmaya yeni kitaplarla başlayın. Çünkü aylarca gözünüzün önünden ayırmadığınız kitaplarla başarısızlık sonucunda hemen buluşmak kırılan motivasyonunuzu tamir etmeniz için olumlu bir davranış olmaz.

* Unutmayın! Önemli olan sizsiniz. Bunun için sizi psikolojik ve fiziksel rahatsızlığa götürecek bir şekilde huzursuzluk yaşamaktan vazgeçin. Azmettiğinizde başaramayacağınız hiçbir şey olmadığına kendinizi inandırın.