Fakat bu arada, asıl haberi atlamıştık.
Türk ekonomisini yöneten bakan Hikmet Uluğbay'ın askerliğini tamamlayan büyük oğlu da işsizdi ve kimsenin bundan haberi yoktu. Uluğbay istese bir telefonla Türkiye'nin her şirketine yerleştirebilirdi oğlunu, ama yapmadı. Oğlunun borsada oynadığına dair kimin çıkardığı belli iğrenç iddialara kulak verenler ise "kişiyi nasıl bilirsin kendim gibi" darbımeseline uyuyorlar. Çocuğun parası mı var ki borsada oynasın!
Türk siyasetinde kaybolmakta olan bir geleneği temsil ediyor Uluğbay. Oğlu için bile kayırma yapmayan adam, pek çok genel müdür ve müsteşarı gözgöre göre lobilerin tayin ettiği bir düzende özsaygısını nasıl korusun? Her köşeyi çete elemanlarının tuttuğunu görüp de nasıl ruhsal çatışmaya düşmesin?
İstanbul'dan Ankara'ya taşındığımızda ilk evimiz Tunalı Hilmi Caddesi'ndeki Neşe Apartmanı'ydı, yıl 1964. Sarıkafa Şakir, Esen ve kapıcı Zeynel Efendi'nin kardeşi Mahmut arka bahçede itiş kakış oynardık. Şakir'in iki güzel ablası vardı, Nedret ve Fikret.
Neşe Apartmanı'nda üst kat daireler en fazla 110 metrekare. Giriş katları daha küçük. Nedret Abla sonradan Hikmet Uluğbay'la evlendi. Onlar Neşe Apartmanı'nın giriş katındaki arka tarafa bakan bir daireye yerleştiklerinde biz Büklüm'e taşınmıştık, Uluğbay çifti uzun yıllar orada oturmuşlar.
Nedret ve Hikmet Uluğbay'ın yurtdışında ve içinde devlet hizmetinde geçen onca yılın sonunda şimdi oturdukları Beta Sitesi'ndeki daire de Neşe Apartmanı'ndakinden daha büyük değil.
Hikmet Uluğbay, Milli Eğitim Bakanı iken en yakınlarının çocuklarının okul nakli için bile devreye girmedi, çünkü o artık kaybolmakta olan eski bir devlet geleneğini temsil ediyordu. Çenesine sıktığı kurşun ise o geleneği yaşatmak için bir çabaydı sadece.
O gelenek çok kıymetlidir, çünkü güven toplumu olmanın koşuludur. Devlet adamları tüm vatandaşların eşitliği ilkesini bozduğunda, güven toplumu olmaktan çıkılır; iyilerin kendini gösteremediği, üç kağıtçıların zirvede gezindiği kayırmacı düzene geçilir.
Neşe Apartmanı'na dönersek, 20 numaralı dairede oturan otuz yaşlarında genç bir kadının telefon rehberindeki özel okul numaralarını çevirerek kendine iş aradığı görüntü geliyor hafıza ekranıma. O kadın annemdi, o sırada da bir bakanın eşiydi.
Hikmet Bey yaşıyor, Neşe Apartmanı geleneğini el birliğiyle yaşatacağız.
(Özür: Bu sütunda bir ay önce çıkan Öz Strateji başlıklı yazım bir hata sonucu dün ikinci kez yayınlandı. Lütfen bağışlayın...)