kapat

10.07.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
intermerkez
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
HINCAL ULUÇ(uluch@sabah.com.tr )


St.Tropez'de üç gün!..

Dünya değişmiş.. St. Tropez'yi dünyaya tanıtan Brigitte Bardot, hem de nasıl değişmiş.. Ama değişmeyen şey, St. Tropez'nin kendisi..

Sizi köye götüren o iki şeritli daracık yol değişmemiş altı yılda mesela..

Niye?..

İpini koparan gelsin istemiyorlar. Burası zengin, bol para bırakacak adamın yeri.. Bir bardak suya beş dolar verme gücü olanların..

Limana, o minnacık limana inen daracık köy yolu aynen.. Limana adım atarken, sağınızda le Gorille, solunuzda le Seneque duruyor hala.. Hayır canım, altı yıldır değil.. Milattan önce de öyleymiş.. Ertekin bin sene evvel sabah kahvaltıları, kruvasanı kahveye batırıp bu iki kafede yaparmış..

Altı yıl evvel nerde bıraktı isem aynen öyle.. Cumartesi sabahları kurulan pazardaki 30 tür zeytin satan çiftçi ile, yanında güzel kızlar çalıştırması ile ünlü odun fırını pizzacısı bile ayni yerde..

İnanın geceleri kordona gelip boynundaki boğa yılanı ile meraklıların resmini çeken adam bile ayni saatte ayni direğin altında.. Pes..

Bir tek, ama bir tek yenilik gözüme çarptı, bu minik kordonda dolaşırken.. Bir yeni dükkan açılmış..

"Döner Kebab!.."

Evet.. Hem de "Ö" harfi ile, Türkçe, Döner Kebab, tüm Avrupa'yı istila ederken, St. Tropez'nin en pahalı caddesine de girmiş sonunda..

Döneri "Gyros" yapıp, kendi icadları gibi dünyaya satmaya kalkan Yunanlı dostlarımıza müthiş bir gol daha atmışız yani.. Dükkanın önünde kocaman bir pano.. Panonun üzerinde, pos bıyıkları ile döner kesen müthiş Türk.. Dükkanın önünde kuyruk..

Döner aşkından mı?.. Yoksa o kafe ve restoranlarda oturup yemek bir küçük servet ondan mı bilmem..

Bir sebep daha olabilir..

St.Tropez'de ana dil Fransızca da, yavru dil, Türkçe.. Türkçe duymadığınız köşe başı, sokak, restoran, kafe yok..

Le Seneque'de oturuyorum.. Bunun önü, dünyanın ben diyeyim en ünlü tekne bağlama yeri.. Bir geceliği yüzlerce dolar.. Talip o kadar çok ki.. Bir de o kadar rüşvet gerek, tekneyi buraya bağlamak için..

Tam karşımda iki tekne.. İkisi de bizimkilerin.. Birinde Jack Kamhi var, ötekinde oğlu Hayati.. Bir gün evvel Ömer Dinçkök'ün teknesi ordaydı.. Bir gün sonra da Erol Aksoy gelip bağlanacakmış.. Daha başka Türkler de var, tanımadığım.. Barbarosların bastığı sahillerde şimdi dünya lüksü teknelerimiz dinleniyor..

Küçük limana sığmayan bu yüzden marina dışında demirleyen ve güzelliği ile orada bütün teknelere hava atan Savarona da, arkasındaki dev Türk bayrağı ile orda..

Genç Kamhi'nin teknesini gezdim.. Olağanüstü güzel.. Daha güzeli.. İstanbul'da inşa edilmiş.

Tekne Hayati Kamhi'nin hobisi.. Kendine yapar gibi yapıyor.. Bakmış çok güzel oluyor.. 100 bin dolar vermiş, yükletmiş gemiye.. New York tekne fuarına yollamış. Orada hemen alıcı bulmuş.. Matrağa bakın. Alan bir Türk işadamı.. 100 bin dolar daha verip geri getirmişler..

Kendi teknemizi göze sokmak için New York'a götürmemiz gerek.. Kendi kazağımıza Paris'te binlerce frank saydığımız gibi..

Hayati Kamhi, tershanesinde şu anda kızakta olan teknenin maketini gösterdi, bayıldım. Bu tershaneyi gidip göreceğim ve yazacağım.. Bu ülkede çok iyi şeylerin yapıldığını anlatmak gerek..

Yazının başlığı St.Tropez'de üç gün.. Biz de üç gün yazalım o zaman.. Üçüncüsü yarın..

Bütün sanatlar içinde en güzel sanat!..
Yıl 1998.. Dünya Kupası.. Paris'in dünyaca ünlü restoranlarından birinde keyif çatıyoruz.. Önümde, Fransızlar'ın medar-ı iftiharı maden sularından biri, Badoit şişesi.. Bu şişelerin etiketlerinde güzel laflar yazılıdır, bilen bilir..

Uzandım bakmaya.. Yarım yamalak Fransızcamla baktım.. Tam benim yaşam felsefem..

Ertesi sabah kalktım.. Kafama dank etti.. "Yahu bu lafı niye not etmedim ben.. Güzel bir yazı konusu olurdu.."

Tamı tamına nasıldı?.. Kim söylemişti?.. Bir türlü hatırlamıyorum..

Dönene kadar her Badoit şişesine sarıldım.. Yok.. Yok..

Paris'te bir ortak arkadaşımız var Orhan Mizanoğlu ile.. Orhan'a söyledim.. Telefon etti.. "Şu şu anlamda bir laf bu" diye.. Çocuk bize tonla laf bulmuş, Badoit şişelerinden.. Hayır.. Hiçbiri benimki değil..

* * *

Yıl 1999.. St.Tropez'deyiz.. Meydandaki o ünlü restoranlardan birinde yemek yiyoruz.. Mudolar, sevgili dostlarımız Niklanlar ve ben.. Masaya bir Badoit gelince, aklıma hemen benim laf geldi..

"Yahu Niklan Bey" diye anlattım, Paris'i.. "Sen bütün yaz burdasın.. Bol bol Badoit içeceksin.. Şöyle şöyle bir laf olacak, rastlarsan ne olur not et, beni ara!.."

Şişeye uzandım.. Laf etiketin neresinde yazılı Niklan'a göstereceğim..

İnanılmaz.. Benim bir yıldır aradığım, arattığım laf, oracıkta yazıyor..

* * *

"Bütün sanatlar içinde en verimli olan, güzel yaşama sanatıdır!.."

Çiçeron söylemiş..

Güzel yaşamak sanatı..

Meyvesini anında verir insana gerçekten.. Satılmasını beklemezsiniz.. Sergilere, galerilere ihtiyaç yoktur.. Emekleriniz elinizde kalmaz.

Güzel yaşamın karşılığı hazırdır. Anında canınıza can katar..

Günümüzde güzel yaşamak, yaşamdan zevk almak, ayıp, günah gibi sunuluyor insanlara, sağ ve soldaki fanatikler tarafından..

Neden?..

Allah bütün bu güzellikleri insanlar için yaratmışsa, günah neden?..

İmkanlarının verdiği ölçüde iyi yaşamaya çalışıyorsan, niye ayıp olsun ki?..

İyi yaşam deyince aklınıza ille de milyonerlik, trilyonerlik gelmesin..

İyi yaşam St. Tropez'de tatil değil ki..

Akşam Ortaköy'de aldığım keyfi dünyaya değişmem.. Bedavadan ucuz..

İyi yaşam, insanın cebinde değil, beyninde..

Yeter ki korkmayalım, çekinmeyelim, utanmayalım.. Kendimizi gönlümüzün klavuzluğuna bırakalım.. Bakın ne yolları çıkacak önümüze güzel yaşamın..

Bakın keyif, bakın mutluluk, ne kadar küçük şeylerde bekliyor, bize yaşam zevki vermek için!..

Güzel yaşamı sanat yapan işte bu.. Bu minik şeyleri keşfedip, yaşamı güzelleştirmek herkesin harcı değil.. Hele kahredip oturanların hiç değil..

İyi yaşayın, güzel yaşayın dostlar, mümkün olduğunca..

Çünkü yaşayacak başka hayatınız yok..

Çünkü elinizde olanın ne zaman biteceğini de kimseler bilmiyor..

Çünkü..

"Bütün sanatlar içinde en verimli olan, güzel yaşama sanatıdır!.."

Tatil Keyfi
Hande Ataizi olayında bilmek istediğiniz her şey!..

Hande barda Paparazzileri görüp masadan kalkarken arkadaşlarına ne dedi?

"Arkadaşlar, ben tuvalete gidiyorum. Çok fena gündemim geldi"

Hande neden kaçmak için tuvaleti tercih etti?

100 numarayı kullanarak tekrar 1 numara olmak istedi.

Hande neden tuvalet penceresinden geçmeye çalıştı?

Ruhsar dizisinde duvarlardan, kapılardan geçe geçe alışkanlık yapmıştı. Yine yaparım sandı.

Neden pencereden geçemedi?

Bardaki plan pencereye uymadı.

Hande sayesinde tuvaletlere yeni bir isim eklendi diyebilir miyiz?

Tabii ki deriz. Bundan böyle tuvaletlere Ayakyolu yerine Gündemyolu demek daha doğru olur.

Hakikaten paparazzilerden mi kaçıyordu?

Hayır. Yeni yayın döneminde "Hande'nin penceresinden" adıyla yeni bir program hazırlayacak da onun tanıtımını yapıyordu.

Hande'nin tuvalet penceresine sıkışıp çıkamaması neye bir örnektir?

Yeni yetme sanatçıların "çapına"

Olaydan sonra bar sahibi ne dedi?

"Yine verilmiş sadakamız varmış. Ya pencereden Banu Alkan geçmeye kalksaydı?"

Burnu niye sarılıydı?

Şöhret kapıları bu aralar yüzüne kapandığından burnunu kapıya çarptı. Şöhret basamaklarından düşerken bir yerlere vurmuş olabilir.

Hande neden burnuna estetik ameliyat yaptırdı?

Son zamanlarda burnu fazla büyümüştü.

Haberin asparagas olduğu doğru mu?

Evet. Plana göre hem Hande hem de muhabir malı götürecekti. Buna danışıklı döğüş hatta danışıklı söğüş demek de mümkün. Ama kamuoyu söğüşü yemedi.

Hande neden asparagas habere gerek duydu?

Buna aslında "az para gaz" haber demek daha doğru. Bu aralar "az para" kazanmaya başlayan Hande'nin biraz medya "gaz"ına ihtiyacı vardı.

Hande'nin yalanı ortaya çıkınca ne oldu?

Mum kokulu kadının mumu yatsıya kadar yandı

Reha Muhtar canlı yayında Hande'ye ne sordu?

"Tuvalete girmişsiniz ama dışarı çıkamamışsınız. Müshil hapı kullanmayı niye denemediniz mi efendim?"

Hande Magazin Forever ekibiyle Bodrum'a gidip tuvalet penceresinden tekrar girdi. Buna ne denir?

"Kar Arsızlık Tatbikatı 99"

Bu olaydan sonra yeni haber tanımı nedir?

Bir insan sıkışıp tuvalete giderse bu bir haber değildir. Ama tuvalete gidip sıkışırsa bu bir haberdir.

Hakan & Utku

SEVDİĞİM LAFLAR
Günümüzde insanların değeri, hakları değil, ayrıcalıkları ile ölçülüyor.

H.L.Merckey

BİZİM DUVAR
IMF, vaad ediyor. Şartlar yerine gelirse, yeşil dolarlar da gelecek.. Neydi o ünlü roman?.. Vaadim o kadar yeşildi ki..

Hakan & Utku

TEBESSÜM
Sevgilisine iyi bir şeyler söylemeye çalışan Cafer:

- Sabah uyanır uyanmaz ilk işim seni düşünmek oluyor, dedi.

- Bütün erkekler bana bunu söylüyor, dedi kız..

- Ben hepsinden daha erken uyanıyorum.

Yazarlar sayfasına geri gitmek için tıklayınız.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır