


Türkiye'yi değiştirecek motor, global sermaye..
Yeryüzünden gelip geçerken çılgınlık boyutlarını zorlamış ender dehalardan biri de Edgar Allan Poe idi.
Henüz 40 yaşındayken bunalımlı bir sarhoşluk gecesinde kopuvermişti hayattan.
Ünlü Fransız ozanı Stephane Mallerme'nin, Poe için yazmış olduğu ağıt şu çarpıcı diziyle başlar:
"Tıpkı kendisi gibiydi, nihayet ebediyet onu değiştiriyor."
* * *
Bizim kuşağın hayatı, soğuk savaş yıllarında Batı'nın Sovyetler'e karşı, köylü taburlarına henüz büyük gereksinmesi olduğu yıllara rastladı.
Bu gereksinmenin içerdeki yansıması, her türlü üçkağıtçılığı kolayından maskeleyen bir hamaset koşullanmasının durmadan pompalanmasıydı..
En büyük tehlike Komünizm'di ve donumuza kadar her şeyimizi Amerika veriyordu...
Biz, her türlü "analitik" düşünceyi kavurup yok eden böylesine tek yanlı demagoji volkanlarına karşı çıktıkça ve:
- Neden kendi ayaklarınız üstünde duracağınıza, gidip tam bir teslimiyetle Washington'un kucağına oturuyorsunuz, diye sordukça; hep aynı yanıtı alırdık:
- Washington'un kucağına oturmayalım da, Moskova'nın mı kucağına oturalım?
* * *
Soğuk savaş yılları bitti. Askeri teknolojideki büyük aşamalar köylü taburlarının önemini çok gerilere itti. Tıpkı üretim teknolojisinde ki aşamaların, işçi sınıfının rolünü de, iyiden iyiye aşındırması gibi...
Enerji kaynakları ve üretim teknolojileri değiştikçe, siyasal biçimlenmeler de değişir..
O nedenle artık "ulus-devlet" modelinin eski katılığı gevşiyor ve kol gücü sömürüsüne dayalı olmayan saydam bir global sermaye, güngünden daha çok artan üretimini pazarlayabilmek için; kendi halk kitlelerini yoksul bırakan bizimkine benzer "kabuk devlet" oligarşilerini elemine etmeye yöneliyor.
Türkiye de şimdi böyle bir değişimin arifesindedir.
* * *
Yarım yüzyılı aşkın bir süre, Türkiye'nin de saydam bir hukuk devleti olması gereğini -becerebildiğimiz kadarıyla- haykırıp durduk...
Oligarşik egemenliğin yanıtı, hakkımızda açılan 300'ü aşkın dava ve cezaevleri oldu..
Ve şimdi dünya ajansları, Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ndeki davalarda nasıl suçlu bulunduğunu ve 13 şikayet başvurusunun haklı görülerek Ankara'nın 110 milyar lira tazminata nasıl mahkum olduğunu bildiriyorlar..
Daha böyle gündeme alınmış 700'ü aşkın dava var "AİHM"de..
* * *
Ne yerli, ne yabancı olan; saydam global sermayenin Türkiye'ye de gelmesinden kaygılananlar var... Çünkü saydam ve evrensel bir sermaye, Türkiye'yi bir anda nefeslendirirken, oligarşik avantaları da hem gözler önüne serecek, hem çöplüğe süpürecektir. Oligarşik bir "kabuk devlet" biçimlenmesinin halk yığınlarını nasıl ezip yoksul bıraktığı çıkacaktır ortaya...
* * *
Ne var ki, Arz yuvarlağı da; durduraksız bir değişimin tanrısal bir gösterisi olan Kozmos'un, miniminicik bir parçasıdır. Ve o değişimin içindedir.
Türkiye, yüzlerce yıldan bu yana çağına ayak uydurmamakta inatlaşıp durmuştur. Siyasal egemenler, kendi çıkarlarını çağdışılıkda bulmuşlardır...
Ama artık Türkiye de değişmek zorunda; saydam bir hukuk ve ekonomi yapısına kavuşmak zorunda... Bunun da öncülüğünü saydam global sermaye üstlenecek...
* * *
Edgar Allan Poe için yazılmış ağıt, ters tarafından çağrışımlar yapıyor:
Türkiye de tıpkı kendisi gibiydi, nihayet Kozmos onu da değiştiriyor...