kapat

10.07.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
intermerkez
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Kadın, Rock, Şiir
Kadın rock şairi Patti Smith, rock çağının bu haysiyetli ve mühim dişi şahsiyeti, Türk müzikseverleri bu akşam Açıkhava'da 'çaya' bekliyor

Ayşe Deniz POYRAZ

Kategorize etmenin mümkünatı yok. Hem edebi, hem müzikal, hem de iki dünya birbiri içine geçmiş; apayrı bir dünyası var onun... Tahmin edilemez, 'ihtirassız' tarzıyla, sanatsal çizgisinin dışına taşmamayı bilmiş biri: Patti Smith. Şimdiki zamanın rock kraliçeleri, ikonları; PJ Harvey'ler, Tori Amos'lar ve hatta Alanis Morrisette'ler, aslında birer "Patti Smithçi" olduklarını itiraf etseler yeridir; rock müziğinde ayrıksı kadın solistlere yer açılmışsa, bunun inşası Patti Smith'ten başkasının eseri değildir.

Smith'i, caz şarkıcısı annesi garsonluk yaparak büyütmüş. New Jersey- Woodbury'de. Babası Grant, Honeywell nükleer santralında çalışırmış, dört kardeşlermiş. Liseden itibaren kendi kimliğini bulmakta güçlük çeken Patti, çeşitli insanların kimliğinde 'göçebe' yaşamış: Rimbaud, Bob Dylan, James Brown, Rolling Stones... Öğretmenler Okulu'ndan da atılınca, New York ışıklarının peşine düşmüş. Geçici işlerde çalışmış orada; kütüphanecilik yapmış, 1969'da kızkardeşi Linda'yla sokaklarda performans sergileyerek ekmek kazanmışlar. New York'ta tanıştığı blues virtüozu Johnny Winter, onu yeraltı tiyatrolarına oyun yazmaya kadar götürmüş; Sam Shephard'la birlikte yazdıkları 'Cowboy Mouth'tan sonra, Patti şiir yazmaya başlamış. 1971'de Lenny Kaye'le tanışan Patti Smith, şiirselliğini Kaye'in gitarıyla birleştirdiğinde, ortaya ikisinin de hoşlandığı bir şeyin çıktığını farketmiş. The Blue Oyster Cult'a söz, müzik dergilerine yazı yazarak; sonunda ilk şiir kitabını yayımlatmayı başarmış: 'Seventh Heaven and Witt.' 1973 Kasım'ında, Kaye'le beraber New York Times meydanında "Rock 'n Rimbaud" isimli bir gösteri sunmuşlar ve böylece grubun temelleri atılmış. Patti'nin doğaçlama sözleri, rock ve caz arasındaki yorumu, New York çevresini adeta büyülemiş. Bunlardan biri, Jimmy Hendrix'in ünlü 'Hey Joe'sunun yorumu, Patti'nin yayımlanan ilk single'ı olma özelliğini de taşıyor.

Yeni nesle ilham
New York enerjileri, Patti ve Lenny'yi California'ya götürmüş '74 sonbaharında. Orada, Whiskey'de çaldıktan sonra, Arista şirketine geçmeleri kolay olmuş zaten. John Cale'la albüm yaptıklarında ise, ünlü albüm; 'Horses' geliyor: Kasım 1975. "Gloria", "Land (Of A Thousand Dances)" gibi klasik şarkıların yanı sıra; reggae parçası "Redondo Beach," "Free Money" ve 'bilinçakışı' şiir tarzıyla yazdığı "Birdland..." Bu albüm, Amerikan Top 50'sini toz duman ediyor ve yeni art-punk jenerasyon için yolları döşüyor...

'Babel' ve 'Easter' şiir kitaplarını 1978'de çıkaran Smith, bu kitaplarla grubuna ilk Top 20 hiti; "Because The Night"ı kazandırmakla kalmaz; Patti ve Bruce Springsteen işbirliği, "Twenty Fifth Floor"dan "Rock and Roll Nigger"a kadar devam eder... Böylece Patti ve grup, Amerika ve Avrupa turnesiyle geçirirler o yılı. Ama son yakındır: 1979'da Patti 'Wave'i çıkarınca, grupla beraber çaldığı, başarılı '(So You Want To Be A) Rock And Roll Star' dahi, dağılmalarını engelleyemez. Patti bu şarkıda, rock yıldızlığından kendisini köşeye sıkıştıran bir şey olarak söz eder. "Dancing Barefoot" ve "Frederick" ise yeni aşkı Fred "Sonic" Smith içindir. 1979 sonbaharında, Floransa'da 70,000 kişiye bir veda konseri verdikten sonra, Patti "Bye, bye, hey hey" der konserin sonunda; gayet manedar: Bu 'bay bay' aslında grubadır. Motor City'ye taşınır. Fred'le de evlenir... Detroit banliyölerinden birinde, sessiz sakin bir yaşam sürerler, çocukları Jackson (şimdi 14yaşında) ve Jesse'yle (9). 1988'de 'Dream of Life'ı çıkarırlar; birlikteliklerinin yaratıcılğını belgelemek üzere. Bu albümden "People Have The Power" ve "Paths That Cross," başarı kazanır.

Patti bu arada yazmayı sürdürür; '70'lerde yazdığı şiirlerini yayımlatır, hatta bir romana başlar. Fred'le şarkı yazmaya da devam ederler. Ta ki 1995'te Fred, kalp krizinden ölünceye dek. Bir ay sonra kardeşi Todd'un da kalpten ölmesi, Patti'yi müzikle daha çok uğraşmaya iter.

Ölümden sonra rock
1993 yazında, Central Park'ta binlere okuduğu şiirler hala akıllardadır. O günden beri mümkün olduğunca sık seyircisiyle, dinleyicisiyle buluşmaya çalışıyor.

'95 yazında New York Electric Lady stüdyolarına, altıncı albümü 'Gone Again'i, Tom Verlaine ve John Cale gibi eski; ve keyboardcu Luis Resto'yla gitarist Oliver Ray gibi yeni arkadaşlarıyla kaydetmek için girer. Üstelik konuk sanatçı da Jeff Buckley'dir... Taklit edilemez Smith müziği ve sözü yine iş başındadır. '98 Eylül'ünde ise 'Peace and Noise' adıyla çıkardığı albüm, tam olarak ne yaptığını anlatır: "Gürültü ve huzur..." Bir nevi meditasyon: Beat'çi şair Alan Ginsberg'in dediği gibi: "Bir mum yak ve dansa devam et..."

Patti Smith, 1975'te çıkardığı ilk albümü 'Horses'da müziğini; "sözün gücü" diye tanımlamıştı. Hala Lenny Kaye'le, ve artık, davulcusu Jay Dee Daugherty, basçısı Tony Shanahan'la 'meşk' ediyor.

Eh, işte Patti ile ilgili epey şey öğrendiniz, bir tek onu görmeye kaldı. Bu akşam Açıkhava'da 21.30'da, yüzyılın en önemli rock şahsiyetlerinden biriyle buluşmaya.


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır