kapat

08.07.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
intermerkez
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
ÇETİN ALTAN(caltan@sabah.com.tr )


Dram

Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Hikmet Uluğbay'ın intihar girişimi tuhaf bir duygu ve düşünce tayfununun içine sürükledi beni de..

Uzaktan izlediğimiz kadarıyla Uluğbay, her fırsatta kendini ön plana çıkarma gösterişçiliğinden uzak bir siyasetçiydi..

Ne oldu da önceki gece yarısı, evindeki çalışma odasında tabancasının namlusunu çenesinin altına dayayarak tetiğe bastı?..

Yere yıkıldığı sırada son gücüyle bir ölüm kurşunu daha kendisine doğru...

İntiharlarda ilk kurşundan sonra, tam ölüm çizgisindeyken ikinci kez tetiğe basmak; yaşamdan bıkmışlık mutsuzluğunun hem son raddesini gösterir, hem de yaşamdan ölüme geçme gücündeki normal ötesi çelik iradeyi...

* * *

Medyadan öğrendiğim kadarıyla Hikmet Uluğbay 60 yaşındaydı. Tüm siyasetçilerin hayalini kurup imrendikleri bir durumu vardı; kaç zamadır Ecevit hükümetlerinin önde gelen bir bakanıydı. Siyasal'ı bitirdikten sonra da kariyerinde çok başarılı olmuş, hep önemli mevkilerde bulunmuştu.

Ve bir gece yarısı evindeki çalışma odasında çene altına dayanan namlu ve çekilen tetik... Arkasından bir kez daha basış tetiğe..

* * *

Uluğbay, nasıl olmuştu da ölümü tek kurtuluş görecek kadar, bir anda mutsuzluğun böylesine derin karanlıklarına yuvarlanmıştı?

Siyasetin dış yüzü, iç yüzü ve kişisel yüzü arasında sürekli oynanıp duran bir cehennem pingpongunda, birdenbire o küçük ateş topu ciğerini mi yakmıştı; ne olmuştu?

Bizde siyasetçiler genellikle geniş işkembeli ve pişkin olurlar. Gerçi Hikmet Uluğbay, uzaktan bakıldığnıda dahi, o kategorinin dışında görünüyor gibiydi ama; alt tarafı o da bir siyaset adamıydı ve cehennem pingpongunun ne olduğunu biliyordu...

Bir gece yarısı böylesi bir intihar girişimini gerektirecek ne olmuştu ki?

* * *

Üstesinden gelinemeyen ağır bir depresyon; Dünya'yı anlamsız ve yaşamı sürdürmeyi de gereksiz bulma..

Daha çok ozanlarla yazı adamlarına musallat olan bir virüstür bu...

Bir siyaset adamı, salt anlamsızlığı gösteren kendi içindeki gizli ölüm pencerisine bu kadar yaklaştırmaz yüzünü genellikle...

Ama anlaşılıyor ki, Hikmet Bey'in gözleri -ne olduysa oldu- o pencereye mıhlandı ve çekiverdi tetiği; bir kez ve bir kez daha...

* * *

Hikmet Uluğbay'ın intihar girişimi uzay ötesi ve deniz dibi bulutlarına doğru sürükledi beni...

Böylesine engerekli bir mutsuzluğun nedenlerini de pek alğılayamadım.

Sadece İsa'nın ünlü bir sözü geçti aklımdan, küçük bir eklemeyle:

- Herkes çarmıhını sırtında taşır; başkalarının her zaman göremediği...

Yazarlar sayfasına geri gitmek için tıklayınız.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır