Vahim tablo..

Onu herkes aynı sözlerle tanımlıyor: "Dürüst, düzgün, bilgili, tecrübeli ve son derece hassas bir insan.."

Eskilerin "insân-ı kâmil" tarifine uyan bu kişi, Devlet Bakanı Hikmet Uluğbay'dır.

Uluğbay niçin kendini öldürmek istedi?

Başbakan Ecevit'in tahmini şu:

"Olağanüstü sorumluluk duygusu olan, olağanüstü duyarlı, engin iç dünyası olan bir insan.. O dünyada dün gece ne fırtınaların estiğini bilemeyiz. Ama..."

Ecevit'e göre IMF ile uzun görüşmeler onu bunaltmıştı. Yeşil ışığının yanmasına rağmen parasal desteğin gerçekleşmemesi.. IMF Temsilcisi'nin yanlış algılanması sonucu borsada yaşanan vurgun ve ona bağlı yıpratıcı dedikodular Uluğbay'ı çok üzmüş olmalıydı..

Evet, bardağı belki borsa taşırdı ama Uluğbay'ı asıl, beklediği parasal desteği IMF'nin hemen vermemesi bunalıma soktu.

Çünkü seçimden önce Amerika'ya gitmiş ve dönüşte IMF'nin yaz aylarında taze para girişi sağlayacağını Ecevit'e söylemişti.

Şu aşamada ekonomiye ivme kazandırmak için başka bir imkâna sahip bulunmayan hükümeti parasal destek konusunda beklentiye sokması, Uluğbay'ın kendini suçlamasına yol açtı.

Yıpratıcı icraat
Hikmet Uluğbay DSP'li hükümetlerin ağır işçisi.. Milli Eğitim Bakanı olarak sekiz yıllık eğitim reformunu o hazırlayıp çıkardı.

Hem o süreçte, hem bakanlıktaki gerici kadroların temizlenmesi aşamasında hücumlara, tehditlere hedef oldu.

Göreve getirdiği kadrolara yönelik tasfiye girişimleri onu üzdü.

Hazine'den sorumlu Devlet Bakanı olarak Bankalar Yasası'nı çıkarırken Meclis'te yoğun mesai harcadı. Bu arada para isteyen fakat alamayan bakanların, belediyelerin hedefi haline geldi.

Hazine Müsteşarı Yener Dinçmen'in Türkbank yolsuzluğu nedeniyle soruşturma konusu yapılması ve emekliliğe mecbur bırakılması.. IMF konusunda kendisini başarısız hissetmesi.. Son olarak borsada yaşanan "Kara Cuma" Uluğbay'ı fiziki ve ruhsal olarak iflâs noktasına getirdi.

Köklü değişim
Bu intihar girişimi, siyaset alanımızın çirkinliğini ve pisliğini trajik biçimde hatırlatan bir ibret öyküsüdür.

Uluğbay keşke kaçmak yerine mücadeleyi seçecek bir irade gücüne sahip olsaydı.

Yüksek faziletlere sahip kişiliği ile Cumhurbaşkanı olmaya aday görülen Uluğbay'a böylesi daha çok yakışırdı.

Ecevit, iyileşince görevinin başına döneceğini söyledi dün.

Kendisine acil şifa diliyoruz ama olay Türkiye'nin ulusal menfaatlerini etkiliyor. Bu acı olay, iddialı bir nöbet değişimi için fırsata dönüştürülmelidir.

Devlet sorumluluğu duygusallık kaldırmaz.

Akıl gözü ile bakalım: İki ayda Hazine Müsteşarı emekliliğini isteyip gitti.. Yardımcısı istifa etti.. Bakan intihara teşebbüs etti.

İçte ve dışta bir felâket tablosu bu..

Ekonomi yönetiminde köklü bir düşünce ve kadro değişikliği için hükümet daha ne olmasını bekleyecektir?