kapat

24.06.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
micro
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
En büyük hedefi ordu
Mevsimi gelene kadar, ön plana çıkmayın. Hedefe ulaşıncaya kadar sahnenin arkasında durarak, başkasını kullanın.

Medine vesikası: Medine'ye göçen Müslümanlar orada üç topluluk oluştururlar: 1- Yahudiler 2- Evs ve Hazreç kabileleri 3- Müslümanlar. Aralarında imzaladıkları vesika "çok hukuklu sivil toplum projeleri" idi. Ne zaman ki Müslümanlar güçlendi. Sözleşmeyi bozup, Yahudiler'den yaklaşık 700 erkeğin zincirlerle kafalarını koparıp hendeklere doldurdular.

İşte Fethullah Gülen ve benzerlerinin Türkiye'de yapmak istedikleri budur.

"Çağdaş profil verin"
DİKKAT! Beyin yıkama nasıl olurmuş görelim!

* Hoca'nın tebliğ ve irşad konusunda verdiği "on yönlendirici emir". Muhatabımızın gözüne girebilmek için her meşru yol denenmeli.

1- Muhatabımızın inanç ve kültür seviyesi iyi bilinmeli.

2- Muhatabımızın itimadı sağlanmalı.

3- Müslümanlık çok iyi bilinmeli "koyun gibi ol, süt ver".

4- Yapılan işler ihlas ve samimiyet içinde yapılmalı.

5- Kılavuz, (tebliğcinin) kalbi dini ilimlerle, aklı medeni fenlerle donatılmış olmalı.

6- Tepki duyulacak meseleyi başkasına anlattırın. (Fethullah Hoca bu amaçta çalışan figüranları HOŞGÖRÜ ÖDÜLÜ adı altında mükafatlandırmakta!!!)

7- Bilmediğimizi, bilmiyoruz diyerek bilene götürelim.

8- "İrşad ve tebliğ adamı" nesi var, nesi yoksa bu yolda feda edebilmeli.

9- Davaya şahıslar değil, kitleler sahip çıkmalı. Uyumda gecikirsek hedefte de gecikiriz... Modern giyinin... Çağdaş, demokrat, ılımlı profil verin...

10- Kitlelerin ruh hallerinden yararlanarak onları yönlendirin.

Fethullah Gülen (Bkz. Asrın Getirdiği Tereddütler-3 sf. 183)

Müridana notlar
* Yeryüzünde irşad, tebliğ, cihad ve dine hizmetten daha büyük vazife yoktur.

* Bu vazifede temel şart dertli ve sancılı olmaktır.

* En yüksek ideal, bütün gönüllere Allah'ın ve Resulü'nün ismini ulaştırmaktır.

* Vazifemizin adı cihaddır. En önemli mesele imanın kurtulmasıdır.

"Dengeli bir hizmet eri, söyleyeceği şeyleri hemen söylemez" (Bkz. Gülen, Fasıldan Fasıla sf. 119)

* "Sabırla pişip olgunlaşmadan, çıkış adına yapılacak her şey tam bir hayaldir." (Bkz. Gülen, age-I, sf. 5)

* Hak ve hakikatler, önce hali ve inançları müsait olanlara anlatılmalıdır.

(Yani Hocanın da dediği gibi "şartlanmış olanlara." Bu tipik bir Nakşi tutumudur)

* 1968 yılında Fethullah Gülen'e ilk evi açma teklifi gelir. Şöyle denir: "Siz bir ev tutun, istediğiniz talebeleri de yetiştirin, kirasını ben, İlim Yayma Cemiyeti'nden temin ederim. "Böylece ilk evi tutmuş olduk" der Gülen. (Bkz. Küçük Dünyam sf. 114)

* "İslami neşriyat yavaş yavaş hareketlenmeye başladı. Ben de bütün paramı faydalı gördüğüm kitaplara yatırıyor ve bunları karşılıksız dağıtıyordum." (Gülen, Edirne, Bkz. Küçük Dünyam sf. 54)

* "Bizler hemen söze girip, meselelerimizi açık seçik ortaya dökmeden önce, ferdi sohbetlerde karşımızdakinin ortaya atacağı mevzularla onu tanımaya çalışmalıyız" (Bkz. Gülen, İnancın Gölgesinde-2, sf. 195-218)

* "Asya ile bütünleşmek büyüme yoludur. O köprü geçilsin, Türk Müslümanlığı'nın şartlarımız içinde cihana yeni bir ses ve soluk olacağı kanaatini taşıyorum." (Bkz. Fethullah Gülen Hocaefendi ile Ufuk Tara)

* "Yapılması gerekli olan şey, mevsimi gelince, O'nun ortaya koyduğu çözümlerin yorumlanmasıdır." (Bkz. Gülen age, sf. 53)

* "Toplumun yapılanma ritmi, hızlı yapılanmaya müsait değildir. Acelecilik, fayda değil sadece zarar getirir." (Bkz. Gülen, Fasıldan Fasıla-2 sf. 232)

*"Her devrin şartlarına göre bir hizmet vardır. Önemli olan, şartları ve şartların gereğini iyi tespit edip, işe koyulmaktır" (Bkz. Gülen, Fasıldan Fasıla-ı sf. 97)

Fethullah Gülen, takiyyesinde dikkate değer bir felsefe geliştirmiş!

* Fethullah Hoca, Cumhuriyet yönetimine kızan İslami cepheye şöyle söylemiştir: "Öyle yapacağınıza, uzun vadeli çalışmalarla eğitime yapacağınız yatırımlar aracılığıyla kadrolar yetiştirseydiniz, bu kadrolar şimdilerde ya zirvede ya da zirveyi zorlayan makamlarda olacaklar; bir kısmı da belki Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı yapmış olacaktı" diyerek niyetini ortaya koyuyor.

Kışla gibi kamplar
* "Kestanepazarı yıllarına ait en unutulmaz ve en bereketli faaliyetlerden birisi de hiç şüphesiz kamplardır. Yetiştireceğimiz nesil, bir asker gibi disiplinli olmalıdır... kamplar da askeri kışlalara benzemelidirler. Ruhani şevklere açık yönleri de bulunmalıdır. Bu yönüyle kamplar bir tekkeye benzemelidir." (Bkz. Küçük Dünyam sf. 122)

Bu kamplar bugün yılda 5 bin mezun veren militan okullarına dönüşmüştür.

* Fethullah Hoca'nın nasihatlerinde üç önemli nokta bulunuyor:

1- Mevsimi gelince, gerçekleşecek yapılanma.

2- Dar bir alandaki cemaat yerine, evrensel ölçekteki bir İslamiyet.

3- Mevsimi gelinceye kadar "Cemaat erlerinden, ön plana çıkmamaları, hedefe ulaşıncaya dek sahnenin arkasında durarak başkalarını kullanmaları.

* Gülen uzun vadeli çalışmasının nedenlerini de açıklıyor: "Hasımlarımızı çok erken uyarmış, dostlarımızı da düş kırıklığına uğratmış oluruz" (Bkz. Gülen Asrın Getirdiği Tereddütler-4, sf. 205-207)

Burada hasım diye bahsedilenler Atatürkçüler ve şanlı Türk Ordusudur.

* "Karşı tarafın bu mevzuda göstereceği şiddet, hiddet, kin ve nefret ise hâlâ onlardan bir şeyler bekleyen bu cephenin gafillerini uyarmak ve emanet devir teslimini hızlandırmaktan başka bir şeye yaramayacaktır. (Bkz. Gülen, Zamanın Altın Dilimi: Çağ ve Nesil-4, sf. 169-170)

* "Mutlak itaat edileceklerin peygamber çizgisinde olmaları şarttır." (Bkz. Gülen, age. sf. 169) Yani Kendisi.

* Arkadaşlar şahittir: "Cezayir'de Müslümanlar demokratik yollarla iktidara yürüyor, birinci basamak seçimleri kazandılar vs. dediklerinde, ben "hayır" yanılıyorsunuz ihtilal yaparak bu işi engellerler dedim. "Hikmet kuvvetle atbaşı olmalıdır. Kuvvet dengesinin olmadığı durumlarda tekniğe, taktiğe başvurmalıdır. Aksi taktirde, karşı gelinemeyeceği muhakkak olan kuvvetle çarpışmaya kalkmak davaya en büyük ihanettir.. kat'iyen dünya ve karşısında hedef haline gelinmemelidir. (Bkz. Gülen, age sf. 100-105)

Asker yetiştirme
Bu tipik Siyonist tavır, bize hiç de yabancı gelmiyor!

* "Geleceği kucaklamayı planlayanlar, oturup O'nu (Hz. Mesihi) bekleyeceklerine kendilerini ona asker olarak yetiştirme gayreti içine girmelidirler... ta ki geldiğinde hazır olan askerlerinin başına geçebilsin; geçebilsin de yeniden asker yetiştirme zahmetine katlanmasın." (Bkz. Gülen, Prizma, sf. 30)

* Gülen: "Cihad eden şehiddir" (Bkz. Gülen, Fasıldan Fasıla-1, sf. 120)

* Gülen'in programını kendinden dinleyelim: "Gündem belirlemek ve hadislerin nabzını elinde tutabilmek için, devamlı fikir ve düşünce üreten bir "beyin kadro" ve bu düşünceleri pratiğe dökebilecek "dinamik insanlara" ihtiyaç vardır. Tüm bunlar plan ve program gerektiren işlerdir" (Bkz. Gülen, Fasıldan Fasıla-2 sf.118)

* Hoca; talebinin "tedip ve islah" gayesi ile dövülebileceğini belirtiyor. (Bkz. Gülen, Asrın Getirdiği Tereddütler-3, Sf.122) Bunu da yapmıştır. (Bkz. Aydınlık, 15 Şubat 1998)

Nasıl para topluyor?
* Hizmetin asıl yükünü öğrenciler çeker. Bu öğrenciler, ağabeylerinin kendilerine seçtikleri fakülte ve bölümlerde okumak zorundadırlar. Öğrenci ağabeyinin izni olmadan memleketine, ailesine dahi gidemez. Bir insanı yetiştirmek için, ona istediğimiz şekli vermek için en uygun yaş 16 yaş öncesi yıllardır. Bu döneme "fıtratın oluşma dönemi" denir.

Fethullah Hoca'nın cemaatine para toplama tezgahı herkesi hayrette bırakıyor.

Fethullah Hoca müritlerini bakın nasıl kafalıyor.

* "Dinimizde ibadetler esas itibariyle iki bölümdür. 1- Mali İbadetler. 2- Bedeni İbadetler. Yalnız bu taksimi birbirleriyle alakası olmayan bir ayırım şeklinde düşünmek doğru değildir... On milyona sahip olan da, yüz milyara sahip olan da elinde bulundurduğu meblağ içinde, rabbinin rızasını, kazanmaya çalışacaktır. Herkes Allah yolunda malıyla, canıyla hizmet etmekle mükelleftir." Fethullah Gülen (Bkz. Gülen Prizma, sf. 223-229)

* Sakaryalı Nakşi Şeyhi, Öngüt Hoca Fethullahçılara Kur'an'dan şu örneği vererek; "Onlar ahiret karşılığında dünya hayatını satın alan kimselerdir" (Kur'an, Bakara/86). "Bu meali kullanarak yemekler düzenleyip, para toplayıp, senet alıyorsunuz, ödemeyenleri icraya veriyorsunuz" demiştir.

Zengin müritler
* Nurcu davetine giden biri şunları anlatıyor: "Her zaman olduğu gibi cazgırların "benden bu kadar, benden bu kadar" faslı bittikten sonra, tahsildarlar makbuzlarla ve hazırlanmış senetlerle ortaya çıkıyorlar. Sıra ile, "ne veriyorsun?" demediler. Sormadan "bu şu kadar verir" diye kendileri yazdılar. Bu çok büyük bir rakamdı."

* Başka biri de şöyle anlatıyor: "Gelecek olanlar zenginse, süslenmeye daha çok özen gösteriyorlar... İlk önce yemekler yeniyor... sonra simsarlardan biri "benden şu kadar milyar" diyor. Her toplantıda böyle açılış yapan birini bulunduruyorlar."

* Asya Finans ve Işık Sigorta gibi tarikat holdingleri kuruyor, zengin müritlerini aynı çatı altında topluyor, dinsel medrese ile modern mektep sentezi yaparak yurtiçi ve yurtdışında okullar açıyor, bekar evleri, dershane ve yurtları yaygınlaştırıyor. Vakıf ve hayır kurumları ile yoksul kitleleri kontrolüne alıyor, zengin ve eğitimli müritlerini dünyanın dört bir yanında asker gibi çalıştırıyor. Ve gerektiğinde onlardan ticari elçi olarak yararlanıyor.

Askere karşı polis
* Fethullah Hoca'nın bir türlü ele geçiremediği ve en büyük hedefi olan Türk Ordusu'na karşı tavrı:

1- Orduya hoş görünmek

2- Askeriyeye karşı polisi güçlendirme. Katı hizmet anlayışı içinde yetiştirilen bu polisiye ümmet, gerektiğinde silahlı bir güç olarak ordunun karşısında yer alabilir. Şu anda hizmetin ana hedefi askeriyedir.

Sır vermeyen elemanları seçip, kendi elleriyle askeriyenin içine koyuyorlar. Ordudan ihraç edilen biri şunu söylüyor: "Gözlerimizle namaz kılardık"

* İslamcı mücadele çizgisinde, Fethullahçılar'ın en önemli özelliği, moderniteyi gelenek ve din içinde üretmek istemeleridir. Bu mücadele dört alanda belirginleşir:

a- Politik alan: Demokrat Parti'den, AP ve ANAP ve Refah'a.

b- Eğitim alanı: İmam hatip okullarından, İslami kolejlere.

c- Ekonomik alan: İslam finans kuruluşlarından, menkul değerlere.

d- Medyatik alan: İslami gazetelerden, radyo ve televizyonlara.

Devam edecek

Mahmut Yıldırım


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır