Birliklerin açmazı
98 yılında 380 trilyonluk alım yapan birliklerin, Ziraat Bankası'na 100 trilyon lira borcu birikti. Buna karşın bütçeden ancak 50 trilyon lira ayrılabildi
Okan MÜDERRİSOĞLU
ANKARA-IMF'nin, yapısal reformlar kapsamında mutlaka çözüm getirilmesini beklediği "tarım sistemi"nde gözler bu kez birliklere çevrildi. Sanayi Bakanlığı bünyesindeki Tarım Satış Birlikleri'nin mali yapıları açmaza girdi. 1998 yılında 380 trilyonluk alım yapan birliklerin Ziraat Bankası'na 100 trilyon borçları birikti. 99 bütçesinden ise tarım satış birliklerine 50 trilyon lira ayrılabildi. Birliklerin iyileştirilmesine ve ihracat kapasitesinin arttırılmasına dönük yeni model için hazırlıklara başlandı.
Sanayi Bakanı Ahmet Kenan Tanrıkulu, tarım birliklerinin ekonomik ve sosyal boyutlarıyla aynı anda düşünülmesi gerektiğini belirtti ve "Birliklerin her biri kendi bölgesinde adeta yaşam biçimi. Alınacak kararların geniş kitleler üzerindeki etkisini ihmal etmemek gerekir. Bu kuruluşların çağın gereklerine ayak uyduracak şekilde yeniden ele alınması, öncelikle kısa vadeli borç sorunlarının çözülmesi gerekiyor" dedi.
Birliklerin 1998 yılı bilançosu da netlik kazandı. 1998 sezonunda 380 trilyon lira alım yapan birliklerin, Ziraat Bankası'nda 100 trilyon borcu birikti. Türkiye çapında 13 birlik alım yapıyor. Birliklerin, alım merkezlerinde ve sanayi tesislerinde geçici işçilerle birlikte 15 bin kişi istihdam ediliyor.
Borçlar ve prim sistemi
Doğrudan üreticinin malı konumundaki birliklerin finansmanı öncelikle Hazine'nin yönetimindeki Destekleme Fiyat İstikrar Fonu'ndan yapılıyor. Alım dönemlerinde DFİF'ten yüzde 50 basit faizli kredi kullanan birlikler, stoktaki ürün ya da mamul madde satışlarından elde ettikleri gelirlerle Hazine'ye ve piyasaya olan borçlarını ödüyorlar.
Birliklere haciz
Ancak, 1998'den kalan borçların bu yıl ödenmesi sırasında geçici bütçeden kaynaklanan sorunlar ortaya çıktı. Ziraat Bankası'ndan kredi kullanan Tariş ve Çukobirlik gibi büyük kuruluşlara 1999 yılı olağan bütçesinden kaynak aktarılması planlandı. Ancak, Hazine'nin nakit problemleri ve bütçe gelirlerindeki azalma karşısında birliklere kaynak bulunamadı ve Ziraat Bankası bu kuruluşların banka hesapları için haciz işlemi başlattı.
Tariş, Çukobirlik ve Fiskobirlik başta olmak üzere birliklerin Ziraat Bankası'na olan borçları faiziyle birlikte 100 trilyon lirayı aştı.
1999 Bütçesi'nde ise birlikler için DFİF'e, yeni alım döneminde kullanılmak üzere 50 trilyon ayrıldı.
Reform nasıl olacak?
* Tarım birlikleri bünyesindeki fabrikalar ve diğer üretim tesisleri ile üretici örgütleri birbirinden ayrılacak.
* Fabrikalar ürün alıp işleyen ve pazarlayan birimler olarak piyasa koşullarında faaliyet gösterecek.
* Üretici birlikleri ise çiftçinin menfaatini koruyan, destekleme alımlarında köprü rolü üstlenen bir konumda olacak.
* Birliklere ait tüm fabrikalar tek tek anonim şirket statüsüne kavuşturulacak.
* Üretici birlikleri ise kooperatif şeklinde örgütlenecek.
* Devlet, destekleme kapsamındaki ürünler için doğrudan üreticilere birliklere kaynak aktarmaya devam edecek.
* Birliklerin üretim tesislerinde yeniden değerleme yapılacak. Burada ortaya çıkan artışların vergilendirilmemesi için özel yasa hazırlanacak tesisler özelleştirilmiş olacak.
* Fabrikalar ve üretici kooperatifleri ayrıldığı için ürün alımlarına tahsis edilen kaynakların işletme zararlarının telafisi ya da işçi ücretlerinin ödenmesinde kullanılması önlenmiş olacak.
* Birlikler birer sektörel dış ticaret şirketi oluşturacaklar. Pamuk alan Tariş'in, fındık alan Fiskobirlik'in ve diğer birliklerin ürünleri kurulacak ana ihracat şirketi kanalıyla ihraç edilecek.
'Sosyal güvenliği batıran Demirel'dir'
ANKARA- Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan, emeklilik yaşının 60'a çıkarılacağını ve emeklikte kademeli geçişin büyük ölçüde kaldırılacağını bildirdi.
Çalışma Bakanı, sosyal güvenlik kuruluşlarının iflas noktasına gelmesini ise Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in 1965 ve 1992 yıllarında başbakanlık yaptığı sırada çıkardığı iki yasaya bağladı ve "Sosyal güvenlik kuruluşlarını batma noktasına getiren sayın Demirel'in kendisidir" dedi. Okuyan'ın bu sözlerine tepki gösteren eski DYP'li İbrahim Gürdal, "Baba'ya laf yok" diye bağırdı.
Okuyan emeklilik yaşı hakkında da, "Kişisel görüşüm, emeklilik yaşının 55'in altında olmayacağı yönündedir. Sanıyorum 60 dolayında bir sınır belirlenir" dedi. Okuyan, emeklilik yaşı konusunda nihai kararın bugün yapılacak liderler zirvesinde verileceğini ve Cuma günü Bakanlar Kurulu'nda tartışmaya açılacağını bildirdi. Okuyan, şöyle konuştu:
"Bu üç kurum da iflasın eşiğinde. Bunların birleştirilmesini düşünüyoruz. Bizim projemizde yine tek kurum olacak, adı da Sosyal Güvenlik Kurumu. Üç kuruluş bu kuruma bağlı olacak ama ayrı ayrı örgütlenip faaliyetlerini yürütecek. Sosyal Güvenlik kurumu tepede bir ölçüde koordinasyon görevini yerine getirecek."
Şamil TAYYAR
|