Aşağıdakiler, mahkemelerde avukatlar tarafından sorulmuş gerçek sorulardan derlenmiştir. Avukatlarımız hiç alınmasın lütfen çünkü bu sorular Amerikan mahkemelerinde sorulmuş, yanıtlanmış, Türkçe'ye çevrilmiştir...
"Uykusunda ölen insan, ertesi günün sabahına kadar bunun farkına varamaz; değil mi doktor?"
"En genç olan oğlunuz, hani şu 20 yaşında olan, kaç yaşındaydı?"
"Resminiz çekilirken orada mıydınız?"
"Yalnız mıydınız, yoksa kendi başınıza mıydınız?"
"Savaşta öldürülen kardeşiniz miydi yoksa siz miydiniz?"
"Çarpışma esnasında araçlar arasında ne kadar mesafe vardı?"
"Oradan ayrılana kadar orada mı kaldınız?"
"Kaç kere intiharı başardınız?"
Soru: "Üç çocuğunuz var, değil mi?"
Cevap: "Evet."
Soru: "Kaçı erkek?"
Cevap: "Erkek yok."
Soru: "Hiç kızınız var mı?"
Soru: "Merdivenler alt bodruma iniyor dediniz, değil mi?"
Cevap: "Evet."
Soru: "Peki bu merdivenler yukarı da çıkıyor muydu?"
Soru: "Bay..., geçen yaz balayına çıktınız, değil mi?"
Cevap: "Evet, Avrupa'ya..."
Soru: "Eşiniz de sizinle geldi mi?"
Soru: "İlk evliliğiniz niçin sona ermişti?"
Cevap: "Ölüm sebebiyle."
Soru: "Kim ölmüştü?"
Soru: "Şüpheliyi tarif edebilir misiniz?"
Cevap: "Orta boylu ve sakalıydı."
Soru: "Erkek miydi, yoksa kadın mı?"
Soru: "Bugüne kadar kaç ölü üzerinde otopsi yaptınız, doktor?"
Cevap: "Bugüne kadarki bütün otopsilerimi ölüler üzerinde yaptım."
Soru: "Bütün cevaplarınız sözlü olmak zorunda, anlaştık mı? Şimdi, hangi okula gidiyorsunuz?"
Cevap: "Sözlü."
Soru: "Otopsiye başladığınız zamanı hatırlıyor musunuz?"
Cevap: "Akşam 8:30 civarında."
Soru: "Bay... o esnada ölü müydü?"
Cevap: "Hayır, sandalyeye oturmuş neden otopsi yaptığımı merak ediyordu."
Soru: "İdrar örneği verme imkânınız var mı?"
Cevap: "Kendimi bildim bileli yapabilirim."
Soru: "Otopsiye başlamadan önce Bay .....'nin nabzına baktınız mı doktor?"
Cevap: "Hayır."
Soru: "Kalbini dinlediniz mi?"
Cevap: "Hayır."
Soru: "Nefes alıp almadığını kontrol ettiniz mi?"
Cevap: "Hayır."
Soru: "O hâlde siz otopsiye başlarken Bay... hâlâ yaşıyor olabilir, değil mi?"
Cevap: "Hayır."
Soru: "Nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz, doktor?"
Cevap: "Çünkü adamın beyni masamın üstündeki kavanoz içindeydi."
Soru: "Yine de hasta hâlâ yaşıyor olamaz mıydı?"
Cevap: "Evet, hatta şu anda bir mahkeme salonunda avukatlık yapıyor olabilir."