kapat

22.06.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
micro
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.


"Yoksa hamile misin?"

Evliliğini takip eden ilk aylardan itibaren kadınların hemen hemen her gün karşılaştığı ve her zaman için can sıkıcı olan çok toplumsal bir soru vardır. Toplumsal diyorum çünkü yediden yetmişe bütün toplum, sözleşmişcesine aynı soruyu yöneltir.

Biraz başınız ağrısa ya da iştahlı bir şekilde yemek yeseniz veya ne bileyim o gün biraz iştahınız kaçsa, kendinizi iyi hissetmeseniz bütün insanların aklına tek soru gelir: "Yoksa hamile misin?" Bu soru çok masum görünmekle birlikte özellikle hemen bebek sahibi olmayı planlamayan kadınlara, kaçınılmaz sona doğru yaklaştıklarını hatırlatır... Ne kadar geciktirirsen geciktir eninde sonunda bu iş olacak fikri kafanızın içinde sabitlenmeye başlar.

Bu soruyu her duyduğunuzda yüreğiniz 'cız' eder ve artık bir bebek sahibi olma zamanınınızın geldiğini bir kez daha idrak edersiniz. Ancak siz hâlâ bir bebeğin sorumluluğunu yüklenebilecek cesareti kendinizde bulamazsınız. Üstelik eğer çalışıyorsanız işiniz için de büyük bir sorun kaynağı olacağını düşünürsünüz... Özetle henüz yaşamınızda bir bebek için uygun koşulların olmadığını inandırmaya çalışırsınız kendinizi.

Tecrübelerimle sabit, ilk yılın sonunda "Yoksa hamile misin?" sorusundan insanlar artık yorulmuştur ve bu tarz sorular gün geçtikçe azalır. İkinci yılda azalan bu sorular üçüncü yılda "Acaba bir sorun mu var?" şeklinde evrim geçirir ama bunlar artık size yansımaz. İnsanlar ya kendi içlerinden ya da kendi aralarında konuşurlar. Dördüncü yılda ise özellikle aile büyüklerinden gelen sorular korkutucu ögeleri de içinde taşır. Çünkü "Artık zaman geçiyor, yaşınız da kemale erdi" gibi sizi kalbinizden vuran cümleler bebek sahibi olmanın sizin için artık elzem olduğu fikrini kafanızın içine iyice yerleştirir.

Tabii siz de çocuksuz bir yaşam düşünmezsiniz ama, yine de kendinizi bu fikre bir türlü alıştıramazsınız. Zaten hiçbir kadının kolay kolay böyle bir fikre alışabildiğini sanmıyorum. Karşıdan bebek sevmek kolay da hamilelik, doğum, doğum sonrası pek çok kadının korkulu rüyası gibi. Çünkü bebek özellikle kadınların yaşamını etkiliyor, değiştiriyor ve bazen engelliyor. Çoğu kadın da üniversite mezunu olsa bile çocuk sahibi olduktan sonra iş yaşamına son veriyor. Bir bebeğinin olması, onun sevgisi gerçekten her şeye bedel ama insan yaşamı boyunca, yapmak istediklerini yapamanın acısıyla da yaşayabiliyor.

Şimdi gelelim sorularımıza, en sonunda bebeğin yaşamınızdan alıp götüreceği pek çok şeyi göze alırsınız. Kendinizi de bu duyguya hazırlayıp, bir bebek sahibi olursunuz. Bebeğinizi kucağınıza aldığınızda bir an yıllar boyu "Yoksa hamile misin? Eee bebek ne zaman?" sorularından kurtulduğunuzu sanarak içinizden derin bir oh çekersiniz. Bu sorulardan kurtulduğunuza sevinmek için pek acele etmeyin bence. Aman benden size tavsiye sakın derin bir 'oh' da çekmeyin. O soruların son bulduğunu sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Bebeğiniz biraz büyüyüp, daha 1 yaşını bitirir bitirmez o pusuda yatan sorular biçim değitirerek yine karşınıza çıkar "İkinci çocuk ne zaman?"...


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır