Son gülen Fethullah Gülen!
Şimdi ağlamaklı....
Gerçekten bizim ülkemiz gibisi yok: Bitmesine karar verilmiş olana kimse yardım etmiyor ve edemiyor...
Ve edemez....
Yedi gün boyunca zaman ayırdım gözlemledim: Çinliler bize çok benziyor. Fakat Çinliler bitirilmesine karar verdiklerini mahkemeye çıkartıp, çabucak yargılıyorlar ve hemen o gün ensesinden kurşunlayıp bitiriyorlar. Fakat ülkemizde bir kişinin bitirilmesine karar verilince; kurşunla ateş edilmiyor.
Bizde atış kasetle...
Çok kaset ateşi gördük.
Kendini çok güçlü sananlar, "devleti ele geçirdik, iktidar artık bizimdir..." diye hayale kapılanlar, tek bir kasetle yıkılıverdiler. Bir kasetlik ömürleri varmış! İlk kaset ateşini Şevki Yılmaz adlı irtica isteyen bir milletvekili yemişti: Mekke'de hacıları toplamış, onlara "Atatürk putperesttir... Hedefimiz şeriattır..." yemini ettirirken video-kaset malzemesi oluvermişti. Sonra inanmış yoksul kız Fadime ile nefesi keskin Aczimendi lideri Müslüm Gündüz'ün 'imam nikahlı aşkını' konu alan kasetleri günlerce her akşam izlemiştik. Daha sonra da Fatih'te işportacılık yaparken din büyüğü oluveren Ali Kalkancı ile zengin ailenin kolejli kızıyken tesettüre girip kapanan Merve Kavakçı'nın "kuma kıskançlığı..." yüzünden sarsılan evliliği ve dini inançlarını dinlemiştik.
Git ara: Çin'de... Maçin'de...
Bulamazsın...
Bizim gibi ülke yok.
Kaset ateşinde çok iyiyiz!
Ateşler ve kesin sonuç alırız: Kayseri Belediye eski Başkanı Şükrü Karatepe'nin "İçim kan ağlayarak 10 Kasım törenlerine gidiyorum dedikten sonra opera sanatçısı bir kızla Cumhuriyet valsi yapan..." kasetini de izlemiştik. İstanbul Belediye eski başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın; "Minareler süngümüz... Kubbeler kalkanımız...." adlı kasetini de "Bitmeyen şarkısın sen..." adlı devamı yarın programında heyecanla seyretmiştik.
Sonra çete kasetleri geldi...
Eyüp Aşık adlı Devlet Bakanı'nın mafya lideri Alaaddin Çakıcı ile "Abicim... Abicim..." kasetlerini izleyip, Korkmaz Yiğit adlı bir işadamının korkunç yüksek paralar teklif edip, gazeteler, TV'ler satın almadan önce mafya lideriyle "devlet bankası özelleştirmesi üzerine strateji kurduğunu" da kaset ateşi sonunda anlayıvermiştik!
Kaset atışları iyi oluyor.
Gerçekler ortaya dökülüyor.
Bizim ülkemiz gibisi yok!
Fethullah Gülen karpuzunun dışı hoşgörüyle gübrelene gübrelene büyüdüğü için dışı yeşil fakat içi pembemsi diye düşünülüyordu. Bizim gazetelerin baş yazarları, orta yazarları, kıç yazarları, kadın yazarlarının yazılarıyla Fethullah Gülen düşüncesi, "Kozadan Kelebeğe" dönüşüp ülkemiz semalarında uçuşuyordu. Nice profesörler, nice Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel "Gülen plaketlerle" ödülendiriliyordu. Kendisi bir cami imamı olmasına rağmen Fethullah Gülen de bu güçten güç alarak hem din büyüğü, hem medya büyüğü, hem Türklük bilincini Rusya'ya taşıyan özel okul büyüğü, hem faizsiz finans şirketi büyüğü, her rolde bir yurtsever olup çıkıvermişti.
Yedi günde ne oldu?
Bir döndük baktık ki;
Hocaefendi kaset ateşi yemiş...
İki seksen yerde yatıyor...
Bizim ülkemiz gibisi yok.
Okurun sorusu: Pek çok okurumuzdan Çin üzerine yazılmış derli toplu bir kitap olup olmadığı konusunda sorular alıyorum: Reklam gibi olacak ama Sabah Kitapları'nın Çin, Hong Kong, Tayvan A.Ş adlı yayını Çin gerçeğini anlatan çok iyi inceleme, ben çok yararlandım. Öneririm.
