Oy avcıları..
Fethullah Hoca'nın kaset şokundan sonra en ilginç tepkiyi DYP'li Paçacı gösterdi: "Bunca yıl neden engel olunmadı?"

Soru önemlidir..
Ama soruyu soran kişi, defalarca iktidar sorumluluğu taşıyan DYP'nin Genel Başkan Yardımcısı ise cevabını bilmesi gerekir.

Bilmiyorsa Genel Başkanı Çiller'e sorsun!
Yüksek Askeri Şura'nın 1994 Aralık toplantısına önemli bir irtica dosyası geldi.

Fethullah Hoca örgütüne üye oldukları kanıtlanan subay ve astsubayların ordudan ihracı kararlaştırıldı. Önemli bir karardı çünkü kurmay subaylar hakkında ilk kez böyle bir karar çıkıyordu.

Kararı veren şuraya başkanlık eden Başbakan Çiller, izleyen ay içinde Fethullah Gülen'le bir görüşme yaptı.

Ocak ayındaki Milli Güvenlik Kurulu'nda Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Vural Bayazıt çelişkiyi ortaya koydu.

Muhatabı Başbakan Çiller'di:

"Burada bir yanlışlık var. Ya biz haksızız, ya siz haksızsınız.."

Başbakan Çiller "sonra anlatacağım" diyerek konuyu kapattı. Yemeğe geçerken Oramiral Bayazıt'a şu "özel" açıklamayı yaptı:

"Fethullah Hoca'nın yüzde 4 oyu var. Bütün parti liderleri -Ecevit dahil- bu oyun peşindedir!"

Sabır ve güvenle..
Emniyet İstihbarat Dairesi, devlet içindeki sistemli örgütlenmesi ile Fethullah Hoca'nın "din görünümlü isyanların belki de en ciddi, en sinsi, en kapsamlı ve en tehlikeli" olanına hazırlandığını rapor ediyor.

Çiller'in açıklaması da siyasilerin, gaflet ve dalaleti aşan bir sorumsuzlukla, oy avcılığı uğruna bu oluşuma katkı sağladıklarını ortaya koyuyor..

Allah onları bildiği gibi yapsın!
Ama Türkiye'nin geleceği, onların kirli ve hasis oy hesaplarına terk edilemez. Artık sorun, şüpheler ve duygularla değil, kanıtlarla hüküm oluşturacak yargının önündedir.

Fethullah Hoca'nın diyalog ve hoşgörü çağrılarına baştan beri şüpheyle bakanlar olsun, onun tarafından kandırılanlar olsun, şimdi adaletin hükmünü kavga etmeden, yeni toplumsal çatışmalara meydan vermeden sabırla ve güvenle beklemelidirler.

Siyasetin gölgesi..
ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, dün bazı doğru şeyler söyledi:

"Devletle barışık, toplumun her kesimi ile diyalog içinde olan, devletin değişmez ilkeleri ile toplumun değişmez değerlerini uzlaştıran dini bir lider ihtiyacı, her zaman Türkiye'nin gündemindedir."

Peki Fethullah Hoca'nın durumu ne?
"Ben de toplumun büyük kesimi gibi (Fethullah Hoca'nın) Türk toplumunun ihtiyaçlarına cevap veren bir figür oluşturduğu düşüncesindeyim.."

atv'de yayınlanan kasete rağmen Mesut Yılmaz'ın şüphe beyan etmekten çekinmesi tedirgin edicidir. Bu millet, siyasetçisine ne zaman güvenebilecek?

Tek güvence artık karar gücünün siyasette değil yargıda olmasıdır.

Fethullah Hoca'nın bu misyona ihanet edip etmediğine yargı karar verecektir.

Yeter ki oy avcıları gölge etmesin!