|
Reklamın patronu reklamı anlatıyor
Reklamsız bir dünyayı düşünemediğini belirten Cenajans Grey Yönetim Kurulu Başkanı Nail Keçili, "Reklamın olmadığı bir dünyada kim neyi, niçin ve nasıl satın alacak?" diyor
AÇIL SEZEN
Dünya giderek tüketim odaklı bir yaşam tarzına doğru ilerliyor. Tüketimdeki büyük artış, doğal olarak üretimi de yükseliş trendine sokuyor. Üretici sayısı günden güne artıyor, kültürlerdeki yakınlaşma sonucu üretilen ürünlerde de ayrımlar azalıyor. Bu durumda üreticilerin kendileri için bir artı değer yaratma çabası ortaya çıkıyor. Üreticiler tanınmanın ve geniş kitlelere ulaşmanın en önemli artı değer olduğunu keşfettiğinden bu yana da reklam sektörü tırmanışını sürdürüyor.
Reklamcılık sektörünü ve Türkiye'deki yansımaları konusunda, Türkiye'de "reklam" denince ilk akla gelen kişiye; Cenajans Grey Yönetim Kurulu Başkanı Nail Keçili'ye danıştık...
İçinden bir ustanın gözüyle reklam sektörü nasıl bir sektördür?
Reklamcılık sektörü, üretim faaliyetinin en ucundadır fakat, üretim aşamalarının dışında değil tam içindedir. Bu nedenle, bir büyük toplamın, özverili gayretlerin içinde yer aldığınızı görürsünüz. Bu bakış açısı, size nihai başarıya ulaşılmasında çok kiritik bir rol oynadığınızı gösterir.
Bu mesleği heyecanlı kılan etkenler neler?
Sektörün üretimin içinde olması, size çeşitli disiplinleri kullanmak imkanın sağlar. Bu husus, mesleğin en heyecan verici yönlerinden biridir. Merak sahibi ve yaratıcı insanların yeteneklerini geliştirmeye açık bir alan olması; insanı her bakımdan diri tutan, toplumla ilişki, gözlem ve yorumlama ağlarını genişleten ve işlevsel hale getiren bir sektörün içinde yer almınızı sağlar.
Reklam-rekabet bağıntısını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Rekabet belirleyici bir unsurdur. Bu sektörde kötü mal, iyiyi daha çabuk kaçırtabilir. Standartları yüksek tutmak ise daha fazla özveri gerektirir. Mesainiz, muhakkak surette güne yayılmalıdır. Aslında her konuşmanız, her fikir yürütmeniz mesainizin bir parçasıdır.
Reklam bilinci Türk insanı için hâlâ yabancı mı?
Ekonomik halatın dalgalanmalarına fazlasıyla açık bir sektör olması, zaman zaman kaprisli bir atmosfer yaratır. Buna karşın, reklam bilincinin ülkemizde daha fazla gelişmesi, reklam stratejik planlamaların ana unsurlarından biri olduğunun daha iyi anlışılması halinde mevcut bir takım sorunların aslında sektörün tabiatında olmadğı açıklık kazanacaktır.
Türkiye reklamın neresinde?
Türkiye'de kişi başına düşen reklam harcaması hala çok düşüktür. Yunanistan'ın beşte bir seviyesinde seyrediyoruz. Örneğin, Finlandiya gibi bir ülkede ise Türkiye'nin 10-15 katı daha fazla reklam harcaması, yine kişi başı olarak, yapılabiliyor. Şu halde, daha gidecek çok yolumuz olduğunu düşünmek de mümkün, yaşadığımız bazı sorunların nelerden kaynaklandığı hakkında fikir yürütmek de.
Reklamcılığın meslek olarak avantajlı ve dezavantajlı olduğu yönler nelerdir?
En avantajlı yönü, değişimin ve toplumsal nabzın doğrudan içinde yer almamızı sağması; yaratıcılığa açık ve onu ödüllendirebilen bir meslek olmasıdır. Dezavantajı ise, tabii bu da dünya görüşünüze bağlı olarak değişebileceği için, bazıları için dezavantajı diyerek düzelteyim, alışılmış mesai kavramlarının dışında bir meslek olmasıdır. Bir diğer husus da dünya ve bilhassa Türkiye'de nispeten yeni bir sektör olmasıdır. Bu nedenle bazı sancılı süreçler olması doğaldır.
Reklamcı olmak isteyen gençler hangi özelliklere sahip olmalıdır?
Aile görgüsü ve dünya görüşü her şeyin başında gelir. Tecrübelere açık olunmalıdır. Empati sahibi olunmalıdır. Kendini geliştirme güdüsü olmalıdır ki, hergün ileriye doğru yol alabildiğini görebilsin. Bir hayat stili ve kalite anlayışına sahip olabilmek, insan psikolojisinden anlayabilmek, ortaya belirli standartlar koyabilmek, uzun vadeli başarı için şarttır. Bu sektörde yer almak isteyen gençler, araştırmacı bir yapıya sahip olmalı, aynı zamanda insani ilişkilerde becerikli ve kuvvetli olmalıdır. Sabırlı olabilmek de mühim bir artıdır.
Bu işi yapmak isteyen gençlerin mutlaka eğitim almaları gerekir mi?
Reklamlıcık sadece mutfakta öğrenilen bir meslek olmaktan çıkalı çok oluyor. Ayrı bir disiplin halinde gelişiyor. Fakat diğer alanları da içine katarak gelişiyor. Eskiden üniversitelerde reklamcılık, pazarlama, iletişim gibi bölümler olmadığı gibi, Akademi İstanbul gibi sektörle ilgili yaratıcı alanlarda eğitim veren okullar da yoktu. Ayrıca iletişim bilim ve teknolojisinde büyük bir patlama yaşıyoruz. Hal böyle olunca, "Eğitim olmadan da bu iş yapılır" demeye imkan yok. İyi reklamcılık belirli bir pazarlama eğitimi tabanı üzerinde olabilir.
Türkiye'de reklam sektörünün yeri nedir? Diğer sektörlere göre bu sektörde yaşanan zorluklar nelerdir?
Bir serbest piyasa ekonomisinin güçlülüğünü ve zaafiyetlerini en iyi bu sektörden izleyebilirsiniz. Üretimin kalitesi ve çeşitliliği arttıkça sektör de büyüyecektir. Türkiye, giderek daha fazla küreselleşme süreci içinde özgün bir rol almaya doğru gidiyor. Ülkemizin açılımları çok fazla. Bunların arasında Avrasya olgusunu da saymak gerekir. Türkiye'nin tecrübe ve birikmlerini aktarabileceği bir kuşak var etrafında. Reklamcılık da, birikimlerimizi dışarıya yönelik olarak kullanabileceğimiz bir alan.
Reklam sektörü Türkiye ekonomisne nasıl bir ekonomik girdi sağlıyor?
Ekonomik yaşamın canalıcı bir noktasındadır reklam sektörü... Sağladığı girdiye sadace medyaya aktarılan kaynaklarda oynadığı rol zemini üzerinden bakılmaz. Aynı zamanda bir taraftan üretimin diğer taraftan tüketimin rasyonelleşmesi ve artması da doğrudan bir rol sahibi olduğu için gerçek katkısı hesaplamak imkanı olduğunu düşünmüyorum. Reklamın olmadığı bir dünyada kim neyi, niçin ve nasıl satın alacak? Reklamcılığın böyle bir köprü rolü var. Üretimle büyüklükler bundan çok menfi bir şekilde etkilenebilir.
Bu sektörde kalıcı olabilmek için ne yapmak gerekir?
Hep yeni olabilmek ve yeniliği içinizde barındırmak gerekir. Sosyal değişimin ta içinde olduğunuzu bilerek, toplumun özlemlerini ve sıkıntılarını devamlı izleyebilmeniz gerekir. Reklamverenenin hedeflerini kabullandığınız kadar bu hedeflerin oluşturulmasına da katkıda bulunabileceğinizin farkında olmalısınız. Ancak, müşterinin tatmini esastır. Bir diğer şart da, teknolojik gelişmeleri devreye sokabilmekteki başarınızdır. Reklam ajanslarının da bir imajı vardır. Bu imajı büyütmek ve kalıcı tutmak zorundasınız.
Piyasada Cenajans-Grey'in çalıştığı alanda faaliyet gösteren birçok şirket var. CenajansGrey'i onların önüne geçiren artı değer nedir?
CenajansGrey için Türkiye'deki tek gerçek tam hizmet ajansıyız diyebilirim. Yenilenmenin önünde olmak; olağanüstü tecrübe birikimi; verdiği sözün arkasında durabilecek manevi ve maddi donanım. Eksiksiz servis sunabilmemiz. Son derece süratli ve yüksek tempoda çalışan bir ajansız. Ancak, bu yüksek tempomuz ürünlerimizin kalitesini etkilemiyor. Çünkü kalite ve standartlarızdan taviz vermiyoruz. En kaliteli elemanları bünyemizde topluyoruz. Ortaklarımız vasıtasıyla çok güçlü bir yerel ve uluslararası network ağına sahibiz. Bence, başlıca faktörler bunlardır. Biz en iyisi olmak zorunda olduğumuzu biliyor ve buna göre hareket ediyoruz.
Türkiye'nin reklam sektöründe kalifiye eleman açığı bulunduğunu düşünüyor musunuz?
Bu ihtiyaç vardır. Zira, sektör yeni gelişmekte ortaya yeni oyuncular çıkmaktadır. Kalifiye eleman ihtiyacı, aslında gelişmenin bir göstergesi olarak görülmeli. Biz, Akademi İstanbul'u kurarak bu yolda önemli bir adım attık. Başka gayretlerimiz de var.
|
Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır
|