


FP Anayasa dışıdır
FP'nin Cumhuriyet'in nitelikleriyle bağdaşır bir tutumu benimseyebilmesi söz konusu olamaz. Amerikan vatandaşlığına müsaadesiz girmişken Bay Erbakan tarafından aday listesine alınmış bir genç hanımın türbanlı olarak andiçme çabasının FP tarafından teşvik edilmesi, bu partinin Türkiye'yi bir şeriat devletine dönüştürmekten hiç vazgeçmediğini göstermeye yaramıştır. Nitekim, FP'nin yarattığı ortamda irtica Malatya ve Gebze'de isyan provalarına girişmektedir.
Anayasa, temelli kapatılan bir partinin, bir başka ad altında dahi kurulamamasını emreder. Temelli kapatılan bir partinin milletvekilleri, belediye başkanları, belediye ve il genel meclisleri üyelerinin çok büyük bir çoğunluğu bir başka partiye girmişlerse, sadece bu olgu, o partinin temelli kapatılmış olan partinin devamı olduğunu göstermeye yeter. Böylesine mâlm-u âlem bir bedaheti görememek en basit akıl ve sağduyuya ters düşen bir davranış olur. Bu durum, FP'nin temelli kapatılması için ziyadesiyle yeterli bir sebeptir.
FP demokratik olamaz
FP'ye damgasını vuran unsur teolojik vasıftadır. FP, islâmın sünn”/arap yorumuna dayanıyor. Bu yorum tarzı, kutsal kaynaklarda yer alan hukuk kurallarını ga” şekilde değil, gelenekçi biçimde anlama esasına dayanır. Bu yorum tarzıyla çağımıza göre akıl dışı düzenlemeler ilahi emir niteliğini alır ve her türlü akılcı eleştirel bakış reddedilerek tam bir bağnazlığa ulaşılır. İslam köktendincileri, bu akıl dışı bağnazlıktan ayrılmamayı iman sahibi olmanın kaçınılmaz ve tartışılmaz gereği olarak görürler. Her ne kadar bu partiler devlete karşı takiyye yapmayı zorunlu saysalar da, Allah tarafından yasaklandığına inandıkları bir değişimi reddetiklerini de yandaşlarına arada bir göstermek durumundadırlar. Merve olayı bu yüzden çıkarılmıştır.
Dünyevi bir ideolojinin yanlışlığı, inkârı mümkün olmayan olaylarla kanıtlanabilir ve böyle bir ideolojiye bağlananlar olayların tekzibine teslim olarak değişebilirler. İtalyan faşist partisinin kalıntısı Sosyal Hareket Partisi, çok uzun sürmüş böyle bir süreç sonucunda demokrasiye ayak uydurabilmiştir. Komünist ideolojinin sahipleri ise kısmen Marx'ın peygamberane habercisi olduğu yeryüzü cennetine varılamayacağını Sovyetler Birliği'nin çökmesi ve dağılması sayesinde idrak ederek demokrasiyle bir ölçüde uyum sağlayabilmişler, kısmen de yeryüzü cennetinin -ahirete ait olmasa bile- var olabileceği de, var olamayacağı da ispatlanamayacağından tıpkı din kuralı gibi dogmatik vasıfta bir vaat olduğu için bu konuda bağnaz bir ümidi muhafaza edebilmektedirler. Akıl'ın en zor yenebildiği dogmalar kendilerine dini nitelik atfedilenlerdir. İşte bu sebepten dolayıdır ki İslam köktendincilerini demokrasinin gerektirdiği hoşgörüye ayak uydurur hale getirmek asla mümkün değildir. Böyle bir hoşgörü köktendinci için dinini inkâr etmek demektir. İslam köktendincisi partiler, Hıristiyan partilerden farklı olarak, demokratikleşemezler. Çünkü Hıristiyanlığın şeriati çok sınırlıdır; islaminki ise kişinin, toplumun ve bu arada devletin ve siyasetin bütün veçhelerini kapsar. İslam sadece metafizik ve ahlaki kurallar koyan bir din değildir; İslam aynı zamanda her alanda hukuk kuralları getirmiştir. Hıristiyanlıkta ise hukuk kuralları çok az yer tutup yoruma kolaylıkla açık muğlâklık taşırlar. İslamın hukuk kuralları ancak ga” anlayışla yorumlanırsa çağdaş ihtiyaçlara uydurulabilir. Ga” yorum ise, algılanma planında hayli zorluk taşır. Bu sebeplerle, FP'nin ılımlılaşması beklenemez. Laik düzende köktendinci partilere işte bu sebepten ötürü yer olamaz.
FP rejimi çıkmaza sokuyor
Özellikle Türkiye'nin şartlarında köktendinci parti, sağ kanattaki köktendinci olmayan partileri, onun lehine oy kaybetmemek ve aksine ondan oy alabilmek için, dini temaları kullanmaya mecbur etmektedir. Son seçime de aynı olgu hakim olmuştur. MHP, ANAP, DYP ve hatta DSP, değişik ölçülerde de olsa, hep bu sebepten ötürü laiklikle bağdaşmayan tutumlara kaymışlardır. Köktendinci partinin varlığı bu açıdan çok zararlı olmaktadır. Orta-sağ, hatta orta-sol partilerin laiklikten taviz vermemelerini sağlamak, ancak köktendinci partilerin varlığına müsaade etmemek ve laikliğin gereklerini Anayasa'da tüm ayrıntılarıyla belirtmekle mümkün olabilir.
Köktendinci bir partinin sırf varlığı bile, demokratik tartışmayı verimsiz kılmaya yetmektedir. Toplumumuz türban yerine, enflasyonu yenip istikrar ve sosyal adalet içinde hızlı büyümenin çarelerini tartışsa hem partilerimiz, hem de halkımız için çok daha faydalı sonuçlara ulaşacağız.