Belgeyi kim sızdırdı nasıl anlaşılır?
DSP'nin koalisyon protokol önşartları basına sızınca Bülent Ecevit -haklı olarak- çok sinirlendi.
Topu topu altı kişinin elindeki altı nüsha...
Ecevit yazmış, "Üzerinde tartışalım" diye en yakın altı çalışma arkadaşına dağıtmış.
Ertesi gün gazetede manşet!
Belgeyi kim sızdırdı?
Belgeyi kimin sızdırdığı üzerine çeşitli tahminler var...
En yoğun söylenti "DSP'li olmayan eller" şeklinde dillerde!
Söylentileri bir kenara bırakalım, altı kişiye dağıttığınız bir belge gazetede aynen ve tam metin yayınlandığında kimin sızdırdığını nasıl anlarsınız ona bakalım.
Çok basit aslında...
Numaralarsınız!
Ahmet'e verilen belgeye 1 yazarsınız
Mehmet'e verilene 2...
Gazetede hangi numaralı belge yayınlanmışsa sızdırana işaret eder.
Diyorsunuz ki...
Sızdıranlar "enayi" değil ya... Numarayı siliversinler!
Elbette silerler!
Belgeyi verdiklerinizin belgenin işaretli olduğunu bilmemeleri lazım, bir tek siz bileceksiniz.
Peki nasıl olacak?
Yani...
Metin aynı metin olacak.
Üzerinde sizin bildiğiniz bir işaret olacak.
Dağıttığınız insanlar bu işareti fark etmeyecek.
Ve birisi sızdırdığında sızdırılan metni gördüğünüz anda kimin sızdırdığını anlayacaksınız!
Bir sırrı var elbet:
Virgüllerle!
Ahmet'in metninde "Bu protokol ile, taraflar arasında yapılan işbirliğinin kapsamı aşağıya çıkarılmıştır" diye başlayan metin...
Mehmet'in metninde "Bu protokol ile taraflar arasında yapılan işbirliğinin kapsamı, aşağıya çıkarılmıştır" diye yazar.
Böyle böyle çeşitli yerlere işaret virgülleri atıp not aldığınızda kimin neyi sızdırdığını hemen anlamak mümkün oluyor.
***
Şimdi iki önemli bilgi:
1. Bu sadece metotlardan biri. Bir başka metot var ki Bülent Ecevit onu biliyor ve uyguluyor.
2. Bülent Ecevit belgenin nasıl ve kimin eliyle sızdığını biliyor.
BilmeceCevap tek bir kelime!
Öyle bir kelime ki...
Zenginlere "Neye ihtiyacınız var" diye sorduğunuzda o kelimeyi söylüyorlar.
Fakirlere "Neyiniz var" dediğinizde o kelimeyi söylüyorlar.
Siz o kelimeyi yemezseniz ölüyorsunuz!
Bulun bakalım...
İşin içinden çıkamazsanız küçük çocuklara sorun size cevabı söylesinler!
Ve cevap...
Hiçbir şey!
Bir reklam filmi çekerken duyulanlardan seçmeler...
* Kedi sevenler acaba kendilerine bir kere soruyorlar mı:
"Ay o kadar karakterli bir hayvan ki 'Gel' diyorum canı istediği zaman geliyor, istemediği zaman gelmiyor." Bu ne manaya geliyor. Bu, apaçık ben mazoşistim demek değil mi. Kıssadan hisse fazla karakter öldürür.
* Çok tekrar büyük zarar, az tekrar çok kâr... Hadi aslanım!
* Merhaba ben Kesim... Erol Kesim... Setlerdeki tek isim!
* Sudaki aşırı kireç makinenin prostatını ("termostat" demek istiyor) bozuyor!
* Kemer delikleri yalan söylemez, iki delik üç kilo!
* Anne o defterde yazanları okuma ama...
* İletişim denilen tek dişi kalmış canavarı da erkek yaptınız.
* Bugün melekler yok sizinle idare edeceğiz.
* Bir "time table" yapın da bi bakalım.
* Burada ne yazıyorsa onu söylüyorum... Tamam da büyük oyna.
* Anne yönetmene söyle... "Üç gündür çocuğumu görmüyorum" de... Sen söyleyemezsen ver telefonu ben söylerim.
* Ne balığı var? Kılıç var abi... Kılçık balığı var... Bi de mutfağa bakayım.
* Çocuklar barut hakkınızı doğru kullanmanız lazım.
* Fişeği yanlış yerde harcadık, prova çekiyorduk, aynısını yap paydos verelim.
* Zam isteme benden buz gibi soğurum senden. Biz bir aileyiz, maaşlar kutsal ama bir darboğazdan geçiyoruz, bu kriz elbet bitecek. La la la la la la la la la!
* Soru: Patron kriz varsa nasıl oluyor da borsa yükseliyor?
Cevap: Bizim borsa manyak!
* Hedef kitlesini şaşıran reklam yönetim kurulundan döner.
* Ben bunu müşteriye açıklayamam sen açıklarsın... El cevap: Ben bu kadarını yaptım. Filmi sen kısalt!
...
Devamı gelecek...